Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye'nin en ciddi siyasi probleminin Kürt sorunu olduğunu belirterek, "Elbette çözüm Meclis’te siyasi partilerin katılımıyla olur" diye konuştu.
SP lideri Karamollaoğlu Politikyol'dan Muırat Aksoy'a açıklamalarda bulundu.
"İttifak gündemimizde yok"
Son günlerde tartışılan "seçim ittifakı" konusuna değinen Karamollaoğlu "Şu anda hiçbir ittifak somut olarak gündemimizde yok. Çünkü ortada alınmış seçim kararı yok. İttifaklar seçim kararı alındığında ya da seçime gidildiğinde somut olarak konuşulacak, tartışılacak konular. O zaman partilerle görüşür, kendimize en yakın olan ile bir uzlaşma metni üzerinde anlaşır yerimizi alırız" diye konuştu.
"Seçime tek adayla gidilmeli"
Yer alacakları ittifakı ilkelerine göre belirleyeceklerini belirten Karamollaoğlu şunları sıraladı:
Bunlardan ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin değişmesi. Bu bizim olmazsa olmazımız. Bunu savunanlarla bir arada olmamız mümkün değil. Bugünkü cumhurbaşkanlığı sistemi otoriter bir rejim meydana getiriyor, bunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. Bu konuda bir tereddüt yok, bu çok açık.
İkincisi adaletin kâmil manada teşekkül etmesi. Yine bugün Türkiye’de adaletin olmadığını da biliyoruz.
SP lideri, cumhurbaşkanlığı seçimlerine de tek adayla gidilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Karamollaoğlu, "Benim kanaatim süreci uzatmamak için tek aday üzerinde ittifak edilebilmesi. Bunun daha doğru olabileceğini düşünüyorum" dedi.
"Erdoğan, HDP oylarını almak için yeni bir çözüm süreci de başlatabilir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt meselesi mecliste çözülür ve o siyasi partilerden biri de HDP’dir, sorunun siyasi muhatabı HDP’dir" açıklamalarının ardından başlayan tarışmalar hatırlatılarak "Ne düşünüyorsunuz Kürt sorunu konusunda?" sorusu yöneltilen Karamollaoğlu şu yanıtı verdi:
Türkiye’nin şu anda maalesef en ciddi siyasi problemidir Kürt Sorunu. Dahası Orta Doğu’nun da problemi. Burada elbette bütün siyasi partilerin bu sorun karşısında daha duyarlı olmaları gerekiyor. Biz ülkenin bütünlüğünü de dikkate alarak demokratik, insan haklarına saygılı, hakkı üstün tutan bir anlayışla bu meseleye yaklaşıyoruz. Elbette çözüm Meclis’te siyasi partilerin katılımıyla olur.
Şu konu da var, siyasi partiler HDP seçmeninin desteğini almak istiyor. Buna uygun siyaset izliyorlar. Açıkçası burada kendisini en rahat hisseden Tayyip Erdoğan.
İstanbul seçimlerimde olanları hatırlayalım. Tecritte olan Öcalan’a bir akademisyen yolladı ve seçim sonuçlarını etkileme amaçlı mektup aldı. Yine kırmızı bültenle aranan birini devlet kanalına çıkardı. Peki ne için, HDP’li seçmenlerin oylarını almak için.
Onun attığı adımları başka kimse atamaz. Bu adımları biz ya da başka bir parti yapsa, ertesi gün kapatma davası açılır.
Erdoğan’ın bu rahatlığının nedeni suç işlediğinde kendisine dokunacak birinin olmayacağı. Bu açıdan yaptıkları suç. Alenen suç işliyor ama onu mahkemeye götürecek, onun hakkında dava açacak kimse yok ki. Bu rahatlık nedeniyle seçim sürecinde HDP oylarını almak için yeni bir çözüm süreci de başlatabilir ama ben seçim sürecinde bunun sonuç vermeyeceğini düşünüyorum.
İktidarın değiştiği takdirde muhafazakarların kazanımlarını kaybedeceği iddialarını değerlendiren SP lideri, "Ben böyle bir şeyin olabileceğine inanmıyorum, ihtimal de vermiyorum. Bizim tersine kazanımları bir kesimin değil, herkese eşit biçimde hak ve özgürlüklerden yararlanmasını sağlamız gerekiyor" diye konuştu.