Ortadan kaybolan üç Suudi prensin Avrupa’dayken kaçırılmasının ve Suudi Arabistan’a zorla getirilmesinin arkasında Riyad hükümetinin olduğuna dair yeni kanıtlar ortaya çıktı. Kendilerinden haber alınamayan prenslerin Suud rejimini açıktan eleştirmelerinden dolayı seslerinin kesilmek istendiği düşünülüyor.
BBC Arapça tarafından yayınlanan “Kaçırıldılar! Suudi Arabistan’ın Kayıp Prensleri” isimli belgeseldeki yeni bilgilere göre prenslerin kaçırılması ülkenin başındaki Suud ailesinin, başka ülkelere iltica eden yüksek profilli insanları susturma çabası gibi görünüyor.
Bilgilere göre Suudi Arabistan, hükümeti eleştiren muhalif prensleri kaçırmak adına yasadışı bir 'kaçırma sistemi' kurdu.
Son iki yılda kayıplara karışan üç prensten bir tanesi de Sultan bin Türki idi. Prensin dedesi ve devletin kurucusu olan Abdulaziz bin Suud, krallıkta hüküm süren elit kesimi ve bu kesimin insan hakları konusundaki sabıkalarını acımasız bir şekilde eleştiren bir hükümdardı.
Belgesele göre Sultan bin Türki, 2016 yılının Ocak ayında Boston’dan Kahire’ye gitmek üzere özel bir uçağa bindi. İsimlerinin verilmesini istemeyen ve aynı uçakta yolculuk yapan prensin ekibinden iki kişi uçağın Riyad’a inmesiyle büyük bir şaşkınlık yaşadıklarını anlattı.
“Uçak inişini tamamlamadan hemen önce Suudi Arabistan’da olduğumuzu anladık. Prens durumu anlar anlamaz, bastonunu dahi almadan ayaklandı ve kapıya doğru gitmeye çalıştı. Pencereden dışarı baktık ve ellerinde silahlarla bir sürü insanın uçağın etrafını sardığını gördük.”
İddiaya göre askerler ve kabin mürettebatı Sultan bin Türki’yi ve birlikte yolculuk ettiği Amerikalı ve Avrupalı olan kişileri uçaktan sürükleyerek çıkardılar. Ekibi birkaç gün sonra serbest bırakıldı ancak prensin kendisinden o günden beridir haber alınamıyor.
Türki bin Bandar’ın dönemin Pakistan Ekonomi Bakanı Şevket Aziz ile olan görüşmesinden (2003)
Kral Selman’ın tahta geçtiği yıl olan 2015’ten bu yana ortadan kaybolan başka muhalif prensler de var.
Daha önceleri polis kuvvetlerinde binbaşı olarak görev yapan prens Turki bin Bandar, miras anlaşmazlığı sebebiyle konulduğu cezaevinden salındıktan sonra 2012 yılında Paris’e kaçtı.
Yeni evinden, yayınladığı Youtube videolarında krallıkta reformlar yapılması çağrılarında bulunmaya başladı. Suud hükümeti kendisini vatanına geri dönmesi için ikna etmeye çalıştı ancak yaptıkları çağrılar prens tarafından dikkate alınmadı.
Türki bin Bandar ortadan kaybolduğu 2015 Temmuz ayına kadar Youtube videoları yapmaya devam etti.
Bir blog yazarı, aktivist ve aynı zamanda prensin arkadaşı olan Wael al-Khalaf belgesel yapımcılarına bu ani ortadan kaybolmayla alakalı konuştu.
“Her ay veya iki ayda bir beni arardı, sonra dört beş ay ortalarda görünmedi. Ben de durumdan şüphelendim. Krallıkta görev yapan kıdemli bir yetkiliden Turki bin Bandar’ın yanlarında olduğunu duydum, yani onu almışlar, prens kaçırılmış.”
Kısa süre sonra Fas’da yayın yapan bir gazetede Turki bin Bandar’ın Fransa’dan Fas’a bir ziyaret için geldiği sırada tutuklandığını ve Suudi hükümetin isteği üzerine Riyad’a gönderilerek sınır dışı edildiği haberi yayımlandı.
Suudi hanedanı üyesi kayıp prenslerden bazıları
Aynı zamanlarda, Milan’da yaşayan, düşük mertebeden bir kraliyet ailesi mensubu olan Suud bin Said el Nasr, Kral Selman’ın zorla tahttan indirilmesi çağrısında bulunan bir mektuba imza atmasının ardından ortadan kayboldu.
El Nasr’ın arkadaşı ve kendisi de muhalif bir Prens olan Halid bin Farhan BBC Arapça’ya yaptığı açıklamada Suud bin Said el Nasr’ın bir iş anlaşması imzalaması gerektiği bahanesiyle Roma’ya gitmesi için kandırıldığını, burada kaçırılarak Riyad’a geri götürüldüğünü söyledi.
Krallıktan kaçarak Almanya’ya iltica eden Halid bin Farhan muhalif prenslerin hükmüne Suud hükümetinin en tepesinde karar verildiğine inanıyor.
“Suudi Arabistan’da aile içindeki karşıt görüşlüleri bu şekilde hallederler. Önce, seyahat yapmanı yasaklarlar sonra eğer kuvvetli bağlantıları olan birisiysen ve seni bir tehlike olarak görürlerse ve konuşacağın ihtimalin varsa, ev hapsine alınabilir ve belki zindana dahi yollanabilirsin.Yurtdışındaki muhalifler uluslararası yasalarla koruma altında olduğundan yapılacak ufak bir hata ülkeler arasındaki ilişkileri etkileyebilir. Bu yüzden, yurtdışındaki adam kaçırma operasyonlarının kararını bizzat kral kendisi alır.”
“Avrupa’da bizim ailemizden 4 kişi vardı. Hanedanlığı ve Suudi Arabistan’da sürdüğü hükmü eleştirdik. Ailemizden üç kişiyi kaçırdılar, geriye bir tek ben kaldım.”
Suudi Arabistan kurulduğu yıl olan 1932’den beridir mutlak monarşi ile yönetiliyor ve devlete karşı herhangi bir şekilde muhalefet edenler ağır zulümlere maruz kalıyor
The New Arab'ta yayınlanan bu makale Mepa News okurları için tercüme edilmiştir.