Doğu Türkistan doğumlu olan ve sonradan Kazakistan vatandaşlığına geçen Serikzhan Bilaş'ın güvenlik güçlerince Almatı'da kaldığı otelden alındığı ve başkent Astana'ya götürüldüğü belirtildi. Bilaş, Çin hükümetinin zorla toplama kamplarına götürdüğü Doğu Türkistanlı etnik Kazak azınlığın hakları için mücadele eden Atayurt (Atajurt) isimli insan hakları örgütünün liderliğini de yürütüyor.
Eşinin kendisini polis telefonuyla arayıp gözaltına aldığını söylediğini dile getiren Leyla Adilcan, "Beni aradığında şoke oldum, tek bir kelime dahi söyleyemedim. Hükümetin eşimi Çin'e teslim etmesinden çok endişe ediyorum ve korkuyorum." diye konuştu.
Bu arada Kazak polisinin Atayurt'un ofislerine baskın düzenleyerek arama yaptığı belirtildi.
Gözaltına alınma hadisesinin tamamen siyasi nedenlerle olduğunu belirten Atayurt'un avukatı Aiman Umarova, basına yaptığı açıklamada, müvekkili Serikcan Bilaş'ı savunmak üzere Astana'da olduğunu söyledi. Umarova, "Bilaş'ın tutuklanması, Çin kamplarına karşı yürüttüğü eylemlerin yanı sıra Kazak halkına ve (toplama) kamplarındaki diğer Müslümanlara yönelik desteğiyle doğrudan bağlantılı. Hükümetimiz Çin ile ilişkilerini bozmak istemiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kazakistan Dışişleri Bakanlığı ise konuyla ilgili soruları yanıtsız bıraktı. Astana Emniyet Müdürlüğü de Bilaş'ın durumuna ilişkin herhangi bir yorum yapmadı. Ancak Bilaş'ın 'nefret söylemi' suçlamasıyla gözaltına alındığı iddia edildi.
İnsan hakları örgütü Atayurt, Kazakistan'ın baskısı altında
Çin'in Doğu Türkistan'da inşa ettiği ve milyonlarca Uygur ve Kazak Türkünü zorla tuttuğu toplama kamplarına karşı faaliyetler yürüten Serikcan Bilaş, Kazakistan hükümeti tarafından son aylarda yoğun baskı altında tutuluyordu. Bilaş son olarak geçen ay Almatı'da bir mahkemede yasa dışı ve kayıtsız bir kuruluşa liderlik etmekten suçlu bulmuş, 252 bin tenge (656 dolar) para cezasına çarptırmıştı.
Çin tarafından toplama kamplarına gönderilen Doğu Türkistanlılar ile ilgili çalışmalarıyla adını duyuran Atayurt örgütü, kamplarda tutulan kişilerin ailelerine maddi destek sağlıyor, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşlara ve birçok büyükelçiliğe mektuplar gönderiyor. Ayrıca kayıp olan yakınlarını arayan binlerce kişinin sorununa çözüm bulmaya çalışıyor.
Bilaş son olarak cumartesi günü bir video mesaj yayımlayarak 4 yabancının Atayurt ofisine geldiğini ve hayatından endişe duyduğunu belirtmişti.
İnsan hakları örgütü Atayurt'un yönetim kurulu üyesi Tilek Niazbek ise pazar sabahı Almatı'da Bilaş'ın kaldığı otel odasında kan lekelerine rastladıklarını ifade etti.
Orta Asya ülkesi Kazakistan, Çin'in Doğu Türkistan politikalarına genellikle sessiz kalmayı tercih ediyor. Yine büyük ölçüde devlet kontrolünde olan Kazakistan medyası da söz konusu haberlere yer vermiyor.
Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, Çin 1 milyon civarında Uygur ve Kazak Türkünü toplama kamplarında tutuyor. Doğu Türkistanlılara göre ise Çin, 3 milyonun üzerinde Uygur Türkü ve Kazak azınlığa mensup binlerce kişiyi kamplarda zorla tutuyor.
Siyaset analistlerinin asimilasyon merkezi olarak da tanımladığı kamplarda ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre, 800 bin ile 2 milyon arasında Uygur, Kırgız ve Kazak Türkü alıkonuluyor. Pekin yönetimi bu kampları 'mesleki eğitim merkezi' olarak tanımlıyor.