ABD yönetimi, 22 Kasım 1963'te dönemin başkanı John F Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesiyle ile olarak şu ana kadar "gizli" kategorisinde bulunan 2 bin 800 belgeyi kamuoyunun erişimine açtı.
Başkan Donald Trump, hakkında birçok komplo teorisi bulunan suikast hakkında, kamuoyunun bütün bilgilere erişim hakkı olması gerektiğini söylemişti.
Buna rağmen bazı resmi makamların karşı başvuruları nedeniyle hâlâ gizliliği kaldırılmayan belgeler var.
Fakat, açıklanan belgelerden şu ana kadar bilmediğimiz neleri öğrendik?
İngiliz Guardian gazetesi, kamuya açılan binlerce sayfa belgeyi tarayan tarihçi ve okurların dikkat çektiği yeni bilgileri şöyle sıraladı:
FBI, Oswald'a yönelik tehdidi haber vermiş
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) o zamanki başkanı J Edgar Hoover'ın imzasını taşıyan bir yazışma, FBI'ın suikastla ilgili olarak gözaltına alınan Lee Harvey Oswald'ın hayatına yönelik bir tehdit olduğunu Dallas Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdiğini ortaya koyuyor.
Hoover 24 Kasım 1963 tarihli mesajında "Dün gece Dallas'taki büromuzu arayan sakin sesli biri Oswald'ın öldürülmesini planlayan komiteden olduğunu söyledi" diyor.
FBI başkanı daha sonra "Hemen (Dallas) emniyet müdürüne haber verdik ve o da bize Oswald'ın gereğince korunacağı konusunda güvence verdi. Bu sabah, emniyet müdürünü tekrar arayarak Oswald'a karşı bir girişim olasılığı konusunda yine uyarıda bulunduk. O da bize yine yeterli koruma sağlanacağı konusunda güvence verdi. Ama bu yapılmadı" diyor.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
SSCB'nin suikast sonrası kaygıları
Suikasttan sonra SSCB'den gelen tepkilerin değerlendirildiği bir FBI belgesi, Sovyetler Birliği liderlerliğinin Oswald'ı "Kendi ülkesine sadakati olmayan asabi bir ruh hastası" olarak gördüğünü ortaya koyuyor.
Sovyet yetkilileri bu değerlendirmeye göre, Kennedy suikastının ardında sağ darbeciler ya da Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson'un örgütlediği bir komplonun bulunduğundan ve sonuçlarının ağır olabileceğinden endişe ediyor.
FBI belgesinde "Kaynağımıza göre Sovyet yetkilileri ayrıca, liderliğin bulunmadığı bir ortamda, ABD'deki sorumsuz bir generalin Sovyetler Birliği'ni hedefleyen bir füzenin düğmesine basabileceğinden korkuyor" deniyor.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
Küba'dan 'sevinçli' tepki
Küba lideri Fidel Castro 1978 yılında, JFK suikastı ile ilgili bir soruşturma için ülkesine gelen Amerikan Temsilciler Meclisi üyelerine, suikast ile ülkesinin hiç bir ilgisi olmadığını söylemişti.
Buna karşılık Amerikan Merkezi İstihbarat Örgütü'ne (CIA) ait bir belge Küba'nın ABD büyükelçisinin, cinayete 'sevinçle' tepki verdiğini kaydediyor.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
Oswald 'KGB suikast timi üyesiyle' konuştu
Bu yeni "bilgi" 1963 Eylül ve Ekim aylarında Mexico City'de CIA tarafından yapılan izleme ve telefon dinlemelerine dayanıyor.
Telefon dinlemesine ilişkin CIA belgesine göre, Lee Harvey Oswald 28 Eylül 1963 günü Mexico City'deki SSCB Büyükelçiliği'nde, konsolos Valeriy Vladimiroviç Kostikov ile görüştü.
Daha sonra 1 Ekim'de büyükelçiliği arayan Oswald, kırık dökük bir Rusça ile kendisini ismen tanıttıktan sonra, telefondaki görevliye "Washington'a telgraf konusunda yeni bir şey olup olmadığını" sordu.
CIA belgesi, adı geçen diplomat Kostikov'un "Bilinen bir KGB (Sovyet istihbarat servisi) üyesi" ve "sabotaj ve suikastlerden sorumlu" 13. bölümün mensubu olarak tanımlıyor.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
Oswald hakkında suikastten önce takip
FBI'ın New Orleans ofisi kaynaklı belgeler, büronun 1963 yılı Ekim ayında yani suikast öncesinde Oswald'ın izini bulmaya çalıştığına işaret ediyor.
New Orleans'daki bir FBI ajanı, Küba'daki kaynaklara göre Oswald'ın izlenmeye değer biri olduğunu ve bu bilgiyi Dallas'taki yetkililere gönderdiğini yazıyor.
Belgede ajan "Onlar (Dallas FBI ofisi) hali hazırda Lee Harvey Oswald'ın yerini tespit etmek için soruşturma yürütüyor" diye belirtmiş.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
Jack Ruby'nin Dallas polisiyle ilişkileri
JFK suikastıyla ilgili zanlı Oswald'ı öldüren Jack Ruby ile ilgili de yeni bilgiler var.
Ruby'nin Oswald'ı vurarak öldürmesinden birkaç gün sonra bir FBI muhbirinin verdiği bilgilere dayanan yazışmada, Ruby'nin "içkinin su gibi aktığı fuhuş işleri çevirdiği ve polisin hiç müdahale etmediği" kaydedilerek, Ruby'nin poliste kontakları olabileceğine işaret ediliyor.
Fakat yine aynı muhbirin Ruby'nin Oswald'ı bacağından yaralamak yerine öldürmesine şaşırdığı da not edilmiş.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
FBI komplo teorilerine başından beri kuşkuyla baktı
24 Kasım 1963 tarihli bir yazışmada FBI Başkanı Edgar J Hoover'ın daha suikastten hemen sonra komplo teorilerinin alıp yürümesinden kaygı duyduğu anlaşılıyor.
Hoover belgede, Oswald'ın cinayetin faili olduğunun net şekilde açıklanmasını istiyor, aksi halde ABD'nin bilhassa Moskova ile ilişkilerini gerecek komplo teorilerinin alıp yürüyeceğinden endişe ettiğini gizlemiyor.
Hoover, Oswald'ın Mexico City ve Wahington'daki SSCB diplomatik temsilcileriyle tespit edilen önceki temaslarının bu suikastla ilgili olmadığı inancını dolaylı olarak ifade ediyor.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
CIA'in başka ülkelerin liderlerine suikast planları
Bu belgeler CIA'in başta Küba lideri Fidel Castro olmak üzere başka ülkelerin liderlerini ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerinin ayrıntılarını veriyor.
1975 tarihli bir "bilinenlerin özeti" başlıklı 84 sayfalık belgeden CIA'nin suikast girişimi yapmayı düşündüğü liderler arasında Kongo lideri Patrice Lumumba ve Endonezya Devlet Başkanı Sukarno'nun da bulunduğu anlaşılıyor.
Bu gizli suikast projelerine dair masraf belgeleri ve hesaplar, tanıklıklar, Küba, Dominik Cumhuriyeti, Kongo, Kuzey ve Güney Vietnam gibi ülkelerde CIA'nin komünizm karşıtı faaliyetlere verdiği on binlerce doları, malzeme ve silahları da belgeliyor.
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
Yerel bir İngiliz gazetesine önceden ihbar
Bu CIA belgesine göre İngiltere'de bir yerel gazete olan Cambridge Evening News gazetesinin bir muhabirini suikastten 25 dakika önce arayan adını vermeyen bir kişi, büyük bir haber için ABD büyükelçiliğini aramasını söyledi.
CIA başkan yardımcılarından birinin FBI başkanına yazdığı mektupta şöyle deniyor:
"Arayan kişi Cambridge News muhabirine sadece büyük bir haber için Londra'daki ABD Büyükelçiliğini araması gerektiğini söyleyip telefonu kapatmış. Başkanın öldürüldüğü haberi duyulunca, muhabir Cambridge polisini arayarak kendisine böyle bir ihbarın yapıldığını bildiriyor, polis de MI5'a (İngiltere İç İstihbarat Servisi) haber veriyor. Önemli nokta ise MI5'in hesaplarına göre telefon aramasının başkanın vurulmasından 25 dakika önce yapılmış olması."
Belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz (İngilizce)
Bütün belgeler açıklanmadı
ABD Başkanı Donald Trump sayısı bilinmeyen bir kısım belgenin kamuya açılmasını, kendisinin elinde olmadığını, FBI ve CIA'nin güvenlik kaygılarına kulak vermek durumunda kaldığını söyleyerek engelledi. Trump bu iki istihbarat örgütüne bu gizli belgeleri yeniden gözden geçirmeleri için 180 gün süre verdi. Bu değerlendirmenin sonucu olarak yeni belgeler açılacaksa, bunun tarihi 25 Nisan 2018 olacak.
Kaynak: BBC