İran'a bağlı Lübnan Hizbullah hareketi lideri Hasan Nasrallah 19 Haziran'da Güney Kıbrıs'ı, İsrail'in Lübnan'a saldırmasına yardım etmesi halinde hedef haline geleceği konusunda uyardı.
İsrail ordusu Hizbullah'ı hedef alan bir Lübnan saldırısını onayladığını açıklarken, Dışişleri Bakanı da İsrail'in savaşa girip girmeyeceğine dair bir kararın yakın olduğunu söyledi.
Bu açıklama, Hizbullah'ın İsrail'in Hayfa kenti üzerinde insansız hava araçlarından biri tarafından çekildiğini söylediği, İsrail’in derinliklerine sızma kabiliyetini gösteren ve üstü kapalı bir tehdit içeren görüntüleri yayınlamasının ardından geldi.
Peki, İsrail Lübnan'a savaş ilan ederse, bu Kıbrıs için ne anlama gelir?
İşte bilmeniz gereken her şey:
Kıbrıs İsrail'in Lübnan'a saldırmasına yardım eder mi?
Kıbrıs geleneksel olarak İsrail'in hava tatbikatları için hava sahasını kullanmasına izin veriyordu ancak hiçbir zaman aktif çatışma sırasında buna izin vermedi ve şimdi de verecek gibi görünmüyor.
Nasrallah'ın tehdidinden sonra Kıbrıs tarafsız kalacağını ve herhangi bir savaşa dahil olmayacağını açıkladı.
Ancak Birleşik Krallık'ın Kıbrıs'ta, bölgede askeri operasyonlar yürütmek için kullandığı üsleri bulunuyor.
İngiltere'nin bu üsleri Yemen'de Husilere karşı saldırılar düzenlemek için kullandığı iddia ediliyor. Üslerin ayrıca İsrail'in Gazze ve Güney Lübnan'a karşı yürüttüğü savaşta silahlandırılması için de kullanıldığı bildiriliyor.
Lübnan Amerikan Üniversitesi'nden siyaset bilimci Imad Salamey, "Kıbrıs'ın tarafsızlık ilanı Hizbullah için stratejik bir kazanç olarak görülebilir" dedi.
"Bu yanıt ... AB'nin İsrail'in askeri harekatını desteklemeye istekli olmadığına dair dolaylı bir mesaj olduğunu gösteriyor.
Salamey, "Hizbullah'ın caydırıcı konumunu güçlendiriyor ve İsrail'in olası askeri eylemlerini desteklemekten daha geniş bir uluslararası kaçınmaya katkıda bulunuyor" dedi.
Hizbullah Kıbrıs'ı endişelendirecek ne yapabilir?
Birincisi, tam olarak tehdit ettiği şeyi yapabilir: Kıbrıs'taki İsrail hedeflerini vurabilir.
Ya da en azından, Hizbu'llah kitabının yazarı Amal Saad-Ghorayeb bu olasılığı dile getiriyor.
Saad-Ghorayeb'e göre bir saldırı "Kıbrıs için ekonomik açıdan yıkıcı olur".
Saad-Ghorayeb, "Sanırım geçmişte Kıbrıs'taki muhalif siyasetçilerden bu politikanın [topraklarının bir çatışmada kullanılmasına izin vermenin] ekonomi ve güvenlik için ne kadar tehlikeli olduğuna dair itirazlar geldi" diye ekledi.
Diğer analistler ise bölgesel etkileri nedeniyle Hizbullah'ın Kıbrıs'ı gerçekten vuracağına daha az ikna olmuş durumda.
Bir düşünce kuruluşu olan Malcolm H Kerr Carnegie Orta Doğu Merkezi Direktörü Maha Yahya, "Bozgunculuk ve gizli operasyon dışında dürüstçe ne yapabileceklerinden emin değilim. [Hizbullah Kıbrıs'ı hedef almanın AB ve NATO'yu devreye sokacağını biliyor” diyor.
Nasrallah bunu Kıbrıs'ı korkutmak için mi söyledi?
Nasrallah'ın ateşli konuşması, Hizbullah Kıbrıs'a yönelik tehditlerini yerine getirmese bile bir amaca hizmet edebilir.
Beyrut'taki Saint Joseph Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler doçenti olan Karim Emile Bitar, "Bu konuşma psikolojik savaşın bir parçası ve Hizbullah'ın düşmanlarına, İsrail'in savaşın kapsamını genişletme ve Lübnan'a saldırma girişiminin İsrail'in tüm batılı müttefikleri, özellikle de bölgesel müttefikleri üzerinde büyük etkileri olacağı yönünde açık bir mesaj vermeyi amaçlıyor" dedi.
Salamey, Hizbullah'ın psikolojik savaşının AB'nin İsrail'e Lübnan'a karşı savaşın kapsamını genişletmemesi için baskı yapmasına yol açabileceğini de sözlerine ekledi.
Salamey, "Kıbrıs'ın tutumunun da gösterdiği gibi İsrail'in müttefiklerinin tereddütleri, İsrail'in daha geniş çaplı bir savaşın risklerini ve sonuçlarını yeniden gözden geçirmesine yol açabilir" dedi.
"Bu uluslararası izolasyon ve Lübnan'daki askeri angajman için tutarlı hedeflerin olmaması İsrail'in kırılganlığını vurguluyor."
Kıbrıs başka ne için endişelenebilir ki?
Kıbrıs herhangi bir çatışmaya sürüklenmese bile, Lübnanlılar ve Lübnan'daki Suriyeliler gibi olası bir mülteci akını ülke yönetimi için endişe verici olacaktır.
Nisan ayında Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, Lübnan'dan sığınma talebiyle adanın kıyılarına gelen Suriyeli mültecilerin artmasından endişe duyduğunu söyledi.
Mültecilerle ilgili endişeler, kısa bir süre önce Lübnan'a 1 milyar dolardan fazla mali yardımda bulunacağını açıklayan Avrupa Birliği tarafından da paylaşılıyor. Söz konusu fonun büyük bir kısmının düzensiz göçle mücadeleye harcanması öngörülüyor.
St Joseph Üniversitesi'nden Bitar, Hizbullah'ın mültecileri Kıbrıs'a kaçmaya teşvik etmek için dış sınırlar üzerindeki kontrolünü hafifletme "olasılığı" olduğunu söyledi. Ancak Kıbrıs ve bölge için en büyük endişenin Hizbullah ve İsrail'in istemeseler bile bölgeyi savaşa sürükleyebilecek olmaları olduğunu da sözlerine ekledi.
"Duyguların son derece yüksek olduğu ve sınırın her iki tarafındaki aktörlerin her zaman rasyonel [davranmadığı] bir dünyada yaşıyoruz"
Bu nedenle her iki tarafın da - açıkça savaşa girme kararı almamış olsalar bile - herhangi bir yanlış hesaplamanın cehennemin kapılarını açabileceğinden endişe ediyorum."
Kaynak: Mepa News