Güney Sudan’ın bazı bölgelerinde kıtlık ilan edildi. 2011 yılından bu yana ilk kez bir ülkede kıtlık ilan ediliyor.
Güney Sudan savaşlar, kuraklık ve hiper enflasyonun etkisiyle çöküşün eşiğinde.
Asıl korku kıtlığın daha da yayılması.
Euronews’e konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Jonathan Pedneault, Güney Sudan’da durumun vahim olduğuna dikkat çekti.
Güney Sudan’da durum nasıl?
Jonathan Pedneault: Güney Sudan insan hakları konusunda yeryüzünde belki de en kötü durumda olan ülke.
Son üç yılda hükümet ve muhalif güçler birbiriyle savaşıyor. Bu iç savaşta çoğu zaman siviller hedef alınıyor.
Gıda eksikliğinin başlıca sebebi nedir?
Jonathan Pedneault: Bir kaç faktörü var. Bunlardan biri ekonominin krizde olması ve kuraklık.
Ancak BM tarafından ülkenin belli bir bölgesinde ilan edilen kıtlığı, üç yıldır devam etmekte olan iç savaştan ve insani olmayan koşullardan ayıramayız.
Ülkenin bir çok yerinde siviller silahlı güçler tarafından evlerinden çıkartılıyor. Bir çoğunun evleri bu kişilerce yıkılıyor.
Şu an itibariyle 3.3 milyon Güney Sudanlı ya evini terk etti ya da başka bir ülkeye sığındı.
Milyonlarca insan kötü insani koşullarda yaşıyor. Bir taraftan enflasyon yükselirken, diğer yandan siviller bu silahlı grupların şiddeti altında hayata tutunma çabasında.
En kötü senaryo sizce ne olabilir?
Jonathan Pedneault: Kıtlığın diğer bölgeler yayılmasından korkuyoruz.
Bunun dışında savunmasız durumda olan sivillerin bu savaşta daha da kötü muamelelere maruz bırakılması. Bu insani krizi daha da derinleştirir.
Hükümet ya da uluslararası toplum bu konuda ne yapmalı?
Jonathan Pedneault: Kıtlık ek insani yardımlarla mücadele edilmeli. Ama bu sorunun kaynağına inmeden kıtlığı kesin olarak bitiremezsiniz.
Sorunun merkezinde hükümet ve muhalif grupların tamamen savunmasız olan sivilleri kendi amaçları için istismar etmeleri. Ayrıca bazı bölgelere insani yardımların engellenmesi de sorunlardan biri.