Aralık ayından bu yana 45 binden fazla insana bulaşan ve binden fazla insanın yaşamına mâl olan koronavirüsün ulaşmadığı bir yaş grubu var: Çocuklar.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu’nun verilerine göre resmi adı COVID-19 olarak açıklanan hastalık nedeniyle yaşamını yitirenlerin yüzde 80’i 60 yaş üzeri. Yüzde 75’inin ise önceden kalp rahatsızlığı ya da diyabeti bulunuyordu.
Enfekte olanların çoğunun 40 yaş üzeri olduğunu açıklayan Dünya Sağlık Örgütü’nün Acil Hastalıklar ve Zoonoz (Hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalık) Direktörü Dr. Maria Van Kerkhove, daha yüksek yaşlarda ölüm riskinin arttığını söyledi.
6 Şubat’ta Cenevre’deki genel merkezde konuşan Kerkhove, en yüksek risk grubunun 80 üzeri olduğunu aktardı.
1 Ocak-20 Ocak arası, hastalığın ilk kez görüldüğü Çin’in Vuhan kentinde yer alan Jinyintan hastanesinde tedavi gören 99 hastayı inceleyen küçük bir araştırmada ise koronavirüs vakalarının yaş ortalamasının yaklaşık 55 olduğu belirtildi. Araştırmanın sonuçları ünlü bilim dergisi The Lancet’te yayımlandı.
Virüsün hâlen çok erken bir evresinde olunduğunu, ortaya çıkarılması gereken çok veri olduğunu savunan uzmanlara göre virüs, çocuklar arasında yayılsaydı çok daha korkutucu sonuçları olabilirdi.
Bugüne kadar koronavirüs teşhisi konulmuş en genç hasta, 2 Şubat’ta Vuhan’da dünyaya gelen bir bebek. Çünkü bebeğin annesi de koronavirüs pozitif teşhisiyle tedavi görüyordu.
Neden çocuklarda daha az görülüyor?
Bununla ilgili olarak hâlâ kesinleşmiş bir yanıt yok. Ancak farklı uzmanların farklı tahminleri bulunuyor.
ABD’deki Temple Üniversitesi epidemiyolojistlerinden Krys Johnson, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin patojenlere karşı ilk cephe olduğunu, yeni hücrelerin “yabancı işgalcilere” çok daha hızlı tepki verdiğini söylüyor.
Johnson’a göre adapte olmuş bağışıklık ise bazı patojenlere nasıl tepki verileceğini öğrenmiş oluyor ve “savaşa katılmak” zaman alabiliyor.
Bu nedenle çocukların daha yeni olan bağışıklığı, koronavirüse karşı verilecek tepki için yetişkinlere kıyasla daha hazır oluyor. Johnson, 2003’te patlak veren SARS’te da benzer semptomların gözlendiğini söylüyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 17 yıl önce patlak verdiğinde dokuz ayda 800’den fazla insanın yaşamına mâl olan SARS salgınında 24 yaş altı ölenlerin oranı yüzde 1’di.
Live Science’a konuşan Johnson “Koronavirüsün çocuklarda hiç belirti göstermediğini söylemiyoruz, hatta çocuklarda viral bir zatüre olarak kendini gösteriyor. Akciğerlerinde sıvı görebiliyoruz Ancak bağışıklıkları çok güçlü olduğu için bu durum onları yatırmıyor” ifadelerini kullanıyor.
Yetişkinlerin suçiçeğinden ölme riskinin de çocuklara göre 25 kat daha fazla olduğunu söyleyen Johnson, mevsimsel gripte bile ölümlerin 10 kat daha yüksek olduğunu ifade ediyor.
Koronavirüsün en hızlı şekilde solunum yoluyla yayıldığını hatırlatan Utah Üniversitesi Pediatrik Bulaşıcı Hastalıklar Başhekimi Dr. Andrew Pavia ise çocukların sigara ve hava kirliliğine daha az maruz kalması nedeniyle solunum sistemlerinin daha sağlıklı olduğunu söylüyor.
Harvard Üniversitesi Epidemoloji Profesörü Marc Lipsitch’e göre boğaz yanması, burun akması, ateş gibi şikâyetlerle başlayıp çoklu organ yetmezliğine kadar uzanan salgın, çocuklarda küçük semptomlar gösteriyor. Hatta bu nedenle birçoğu hastanelere başvurmuyor.
Sağlık yetkililerinin hastalık üzerindeki gözlemi artırdığını, daha fazla “yumuşak belirtilere sahip” hastaya ulaşmayı amaçladıklarını söyleyen Lipsitch, “Ancak böyle net bir tabloya sahip olabiliriz” diyor.