Uzmanlar, küresel ısınma nedeniyle yaşanacak kuraklığın 21. yüzyılın sonuna kadar buğday tarlalarının yüzde 60'ını tahrip ederek gıda kıtlığı ve istikrarsızlığa yol açacağı konusunda uyarıyor.
Science Advances dergisinde yayımlanan makalede iklim bilimciler, birçok ülkede temel gıda maddesi olan buğday üretiminde yaşanacak "benzeri görülmemiş" bunalıma karşı hazırlık yapılması gerekliliğinin altını çizdi.
Araştırmacılar, küresel ısınmayı 2 santigrat derecede sınırlama hedefine ulaşılsa bile, olumsuz etkilerinin 2041 ile 2070 yılları arasında iki katına çıkacağını söyleyerek çiftçilere mevcut suyu daha verimli bir şekilde kullanma ve ekim planlarını değiştirme çağrısı yaptı.
Makalede, "Olumsuz aşırı havaların kapsamı ve sıklığındaki artış ile üretim kısmında buna bağlı şoklar benzeri görülmemiş şekilde gerçekleşebilir." ifadelerine yer verilirken araştırmacılardan Petr Havlik, yüzyılın ortasından itibaren bundan en çok etkilenecek bölgenin Afrika kıtası olacağını söyledi.
Avusturya Uluslararası Uygulamalı Sistem Analizi Enstitüsü'de Başkan Yardımcısı Havlik'e göre, Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya kuraklıktan ciddi şekilde etkileneceğini öne sürdü.
Havlik, Afrika'nın buğday üretiminde öncü bir ülke olmadığını ancak mahsulün 2050 itibariyle 2 katına çıkacak olan kıta nüfusunun tükettiği kalorinin yüzde 14'ünü sağladığını söyledi.
Buğday dünyada kalori ihtiyacının beşte birini karşılıyor
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne (FAO) göre, ekmek, erişte ve tahıl gibi temel tüketim maddelerinin kaynağı olan buğday dünya çapında insanların tükettiği kalorinin yaklaşık beşte birini karşılıyor. FAO, buğdayın herhangi bir diğer ticari üründen daha fazla arazide yetiştiğini ve küresel ihracat değerinin 50 milyar dolar olduğunu söylüyor.
Örgüte göre küresel buğday talebinde, başta gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, 2050'den itibaren yüzde 43'lük bir artış bekleniyor.
İklim bilimciler tarafından yapılan araştırmada, bu ülkelerin buğday üretimini başarılı bir şekilde artıramamaları halinde ithalata bağımlı hale geleceklerinin altı çiziliyor. Uzmanlara göre bütün bu gelişmeler gıda güvensizliğini ve sonuç olarak da siyasi istikrarsızlık ve göç gibi sorunları beraberinde getirecek.