Güney sınırına ve illegal ilticaya gönderme yapan “büyük, güzel duvar” ve “kötü herif” bir tarafa, Birleşik Devletler adaylık dönemi Latin Amerika ile ilgili herhangi bir plan ortaya koymaktan uzak. Başkanlık seçimlerinin ilk problem olarak gözükmesiyle, kazanan hem Obama Yönetimi insiyatiflerinin üstünde durma hem de onları başaşağı etme potansiyeline sahip.
Inter-American Diyalog’un Emeritus başkanı Peter Hakim, Cipher Brief’e şöyle söyledi: “Birleşik Devletlerin Latin Amerika ile bağlantısındaki içeriği, stili ve tonu Kasım seçimlerinin sonuçları şekillendirecek.”
Birleşik Devletlerin Latin Amerika ile ilişkileri geçtiğimiz senelerde ilerleme kaydetti ve Dış İlişkiler Konseyi’nden Shannon O’Neil’in deyişiyle Latin Amerika mevzusu sevindirici bir haber. Aslında, CNA’da ileri gelen araştırmacılardan biri olan Ralp Espach’a göre “bölgesel ilişkiler artık 1960’ların ideolojilerine göre daha az şekilleniyor, ondan ziyade iklim değişikliği ve büyük etkileri, arttırılan kamusal güvenlik ve daha ayrı, eşitlikçi ve gelişime açık ekonomiler kurmak gibi bu yüzyıla ait meseleler etkili oluyor.”
Mart ayında, Başkan Barack Obama bölgeye ziyarette bulundu ve Batı Yarım Küresi Bölümü’nde önceki Asistan Sekreter Vekili olan Frank Mora Cipher Brief’e, ziyaretin öncelikli amacının, yeni Başkan ve Kongre’nin gelecek yılda göreve başladığında, yönetim politikalarının mümkün olduğunca sağlam ve kesin oluşu olduğunu söyledi.
Bölge boyunca yer alan başkentlerle ilişkisini oturtmak Washington için önem arzetmeye devam etse de, yarım küredeki en mühim dört ilişki Amerika’nın özel dikkatini sürdürdüğü ve gelişimini ilerlettiği Arjantin, Kolombiya, Küba ve Meksika’ya dayanacak.
Kaynak: Mepa News