Libya'da petrol gelirlerinin paylaşılması meselesi savaşa mı yol açacak?

Dr Mustafa Fetouri

2011 yılında krizin patlak vermesinden bu yana petrol, Libya krizinin merkezinde yer almıştır ve sorunlu ülke için uzun vadeli herhangi bir anlaşmada belirleyici bir faktör olmaya devam etmektedir. Petrolden elde edilen gelir Libya'nın ana gelir kaynağı ve neredeyse her vatandaş bir şekilde hükümetten nakit para alıyor.

Kaddafi hükümetinin 2011'de devrilmesinden bu yana hemen hemen her ürüne yönelik ağır devlet sübvansiyonları neredeyse tamamen ortadan kalkmış olsa da, petrol gelirleri hala kamu sektörü maaşlarının ve neredeyse tüm Libyalıların faydalandığı yakıt sübvansiyonlarının kaynağı. Resmi rakamlara göre, 2022 yılının ilk beş ayında yakıt sübvansiyonları yaklaşık 700 milyon dolar tutarında gerçekleşti.

Para akışı ve paranın nasıl harcandığı üzerindeki kontrol, petrol gelirlerinin paylaşımını ülkedeki siyasi dinamiklerde önemli bir faktör haline getiriyor ve birçok durumda petrol akışının durdurularak silah haline getirilmesine yol açıyor. Libya aynı zamanda 2011'den bu yana birbirini izleyen hükümetlerin ortak paydasının savurgan harcamalar olduğu kronik bir yolsuzluk ülkesi. Sadece son iki yılda ulusal hazinenin 42 milyar dolar kaybettiği tahmin ediliyor. Bu paranın büyük bir kısmı milislere, savaş ağalarına, yolsuzluk yapan memurlara ve hepsinden önemlisi kamu fonlarının kötüye kullanımına gitti.

Siyasi tıkanma ve ülkenin krizlerine öngörülebilir gelecekte herhangi bir siyasi çözüm bulunamaması, son zamanlarda petrol geliri konusunu ön plana çıkardı. Libya'nın doğusundaki hakim güç General Halife Hafter, bir çözüm bulunmaması ve savurgan harcamalar ile yolsuzluğun önüne geçilmemesi halinde savaş tehdidinde bulundu. Doğu Libya'daki üst düzey komutanları önünde 3 Temmuz'da bir konuşma yapan Hafter, Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti'ne petrol parasının paylaşımı için başka bir formül bulması yönündeki baskısını artırdı. Hükümeti yolsuzluk ve savurganlık yapmakla suçlayan Hafter "kamu parasının yağmalanmasının" hayal bile edilemeyeceğini, "gözetim ve yargının" ise bunu durduramadığını söyledi.

Hafter'den tehdit

Halktan petrol parasının adil bir şekilde dağıtılmasını isteyen yüzlerce mesaj aldığını iddia ederek, fonların Libya'nın üç bölgesi olan güney, doğu ve batı arasında "adil bir şekilde" dağıtılması için üst düzey bir komite kurulmasını talep etti. Hafter, böyle bir komitenin fonların "tüm Libyalılar için adil bir şekilde" tahsisini üstlenmemesi halinde Libyalıların "meşru haklarını talep etmeye" hazır olacağı uyarısında bulundu.

Abdulhamid Dibeybe'nin Trablus hükümetine komiteyi kurup çalışmaya başlaması için Ağustos sonuna kadar süre verdi, aksi takdirde silahlı kuvvetlerin doğru zamanda "görevlerini yerine getirmeye" hazır olması gerektiğini söyledi.

Paradoksal olarak Hafter'in kendisi de yolsuzlukla suçlanıyor. Hafter, taleplerinin karşılanmaması halinde savaşa girip girmeyeceğini söylemedi. Ayrıca petrol parasının ilk etapta nasıl tahsis edilmesi gerektiğine dair net bir yol da sunmadı.

Başkanlık Konseyi tehlikeyi sezdi ve Hafter'in talep ettiği komiteyi kurmak için oldukça hızlı hareket etti. 17 üyeli bu organın hükümet harcamalarını ve kamu parasının tahsisini denetlemesi, her şeyden önce devlet gelirlerini incelemesi gerekiyor. Konsey henüz çalışmaya başlamadı. Böyle bir oluşumun ne kadar yasal olduğu ve yetkilerinin ne kadar meşru olduğu belli değil çünkü bunun için gerekli mevzuat henüz yürürlükte değil.

Petrol krizi kapıda

Trablus'un taleplerini yerine getirmemesi halinde Hafter ve destekçilerinin ne yapabileceği net değil. Ancak Libya'nın doğusundaki petrol sahalarının çoğu Hafter'in kontrolü altında ve daha önceki deneyimler, 2020 ve 2022'de yaptıkları gibi petrol üretimini ve ihracatını engelleyebileceklerini ve bunun Libya'ya milyarlarca dolar gelir kaybına mal olacağını gösteriyor. Geçen hafta önemli petrol sahalarından birinden petrol üretimi, Trablus'ta tutuklu bulunan Libya'nın doğusundan eski bir bakan olan Farac Boumatari'nin serbest bırakılmasını talep eden aşiret mensupları tarafından durduruldu. Boumatari usulüne uygun olarak serbest bırakıldı ve petrol yeniden akmaya başladı, ancak bu petrol endüstrisinin ne kadar kırılgan olduğunun bir başka göstergesi.

Ancak petrol üretimini ve ihracatını durdurmak çözüm değil. Gerçek çözüm iyi yönetişim ve bütçe şeffaflığı ile ilgili. Petrol sahalarının bloke edilmesi herkes için kayıp anlamına geliyor ve sadece Libya'da aktif olan kaçakçılara fayda sağlıyor.

Hafter'in petrol gelirlerinin paylaşımı meselesini çözmek için savaşa girmesi pek olası değil. Ağustos ayındaki "son tarih" muhtemelen gelip geçecek ve perde arkasında bir tür uzlaşmaya varılacak. Hafter asıl sorunu çözmeden pastadan bir miktar pay alacak.

Petrol Libya'nın laneti ve aynı zamanda nimeti olmaya devam ediyor. Petrol, son on yılda olduğu gibi ayrıştırıcı ya da parçalanmış ülkede birleştirici bir faktör olabilir. Ana gelir kaynakları olan petrol ve gaz, siyasi anlaşmazlıkları çözmek için bir araç olarak kullanılmamalı. Sektörün tamamı siyasi çekişmelerin dışında tutulmalı çünkü gelirin nasıl paylaşılacağı idari bir mesele.

Libya'nın doğusundaki ve batısındaki hükümetler de dahil olmak üzere farklı siyasi aktörler, paranın nasıl üretildiği konusunda değil, nasıl harcandığı konusunda anlaşmazlığa düşüyor. Üretim, pazarlama ve paranın tahsilinden sorumlu olan Libya Ulusal Petrol Şirketi, herhangi bir siyasi anlaşmazlıkta tarafsız kalmalı. Gelirin nasıl tahsis edildiği hususu, güçlü bir gözetim, şeffaflık ve hesap verebilirlik gerektiren bir hükümet ve idari mesele.

Şu anda petrol parasının nasıl paylaşıldığını kurumsallaştırmaya yönelik herhangi bir öneri, en azından geçici olarak adaletsiz olacaktır ve Libya'yı daha da bölme potansiyeline sahiptir. Bu tür önemli meseleler ancak barış zamanlarında, nüfus yoğunluğu ve geniş ülkenin kalkınma ihtiyaçları göz önünde bulundurularak mümkün olan en iyi ekonomik seçeneklere dayalı kapsayıcı bir diyalog çerçevesinde çözüme kavuşturulabilir. Bu da yetkilerini Libya'nın her yerinde kullanabilecek güçlü bir hükümet gerektirir ki şu anda durum böyle değil.

General Hafter daha önce de 2019'da Trablus'u ele geçirmeye çalıştığında petrol ve siyasi güç için savaşa girmişti. Yıkıcı saldırısı başarısızlıkla sonuçlandı. Batı Libya'daki muhaliflerinin bugün o günkünden daha güçlü olduğu düşünüldüğünde, kazanamayacağı bir savaş yerine siyasi bir yaklaşımı tercih etmeye ikna olması muhtemeldir.


Dr. Mustafa Fetouri tarafından kaleme alınan ve Middle East Monitor'de yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.