Joseph Haboush | Al Arabiya English | Tercüme: Mepa News
Lübnan yeni cumhurbaşkanını seçmek üzere Perşembe günkü parlamento oturumuna hazırlanıyor ancak son günlerde Beyrut'a yönelik mekik diplomasisine rağmen iki yıllık boşluğu yeni bir ismin doldurup doldurmayacağı belirsizliğini koruyor.
Ülke Ekim 2022'den bu yana cumhurbaşkanından yoksun. O tarihten bu yana İran ve desteklediği gruplar ile İsrail arasında yaşanan yıkıcı savaş bölgeyi yeniden şekillendirdi. Buna, İran'ın "direniş ekseninin" baş temsilcisi olarak görülen Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi de dahil. Suriye'deki Beşar Esed de muhalif grupların 2024 sonunda rejimini devirmesinin ardından kaçmak zorunda kaldı.
Bu arada Lübnanlı siyasetçiler her seferinde farklı dış tarafları ve gelişmeleri suçlayarak yeni bir cumhurbaşkanı seçmekte defalarca başarısız oldular.
Lübnanlı siyasetçiler geleneksel olarak kararlarına yön vermeleri için bölgesel ve küresel güçlere başvuruyor.
ABD başkanlık elçisi Amos Hochstein hafta sonunu Riyad'da Suudi Arabistan'ın en üst düzey diplomatı Prens Faysal bin Ferhan ile Lübnan dosyasını görüşerek geçirdikten sonra Pazartesi günü Beyrut'a indi. Krallığın dışişleri bakanlığında Lübnan politikasını denetleyen yeni bir diplomat var: Prens Yezid bin Ferhan, şu anki dışişleri bakanının kardeşi.
Pazartesi günü üst düzey Lübnanlı yetkililerle bir araya gelen ve Salı günü muhalefet milletvekilleriyle görüşecek olan Hochstein, yetkililere ve konuya aşina kaynaklara göre Biden yönetimi ve yeni gelen Trump yönetimi adına mesajlar taşıyor.
Hochstein seyahatinden önce Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Trump'ın NSA için seçtiği Mike Waltz ile bir araya geldi. Al Arabiya English'in edindiği bilgiye göre Biden ve Trump ekipleri Lübnan'da yeni bir başkana ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir ve Hochstein yeni yönetimin desteğine sahip.
Lübnan Amerikan Görev Gücü Başkanı Ed Gabriel şunları söyledi:
"Lübnanlı milletvekillerinin sorumluluklarını yerine getirmeleri ve yeni, yetkin, reform yanlısı bir cumhurbaşkanı seçmeleri hayati önem taşıyor. Bunun yapılmaması, ABD ve müttefiklerinin Lübnan'a güvenlik, insani yardım ve yeniden inşa konularında destek vermesini daha da zorlaştıracaktır."
Trump'ın ilk yönetimi sırasında Hizbullah'la bağlantısı olan Lübnanlı üst düzey isimlere yaptırımlar uygulanmış ve ordu da dâhil olmak üzere Lübnan kurumlarına yapılan yardımlar geçici olarak kesilmişti. İkinci Trump yönetiminin, İsrail'in devam eden askeri operasyonları nedeniyle zaten ciddi şekilde zayıflamış olan İran ve bölgedeki vekillerine yönelik azami baskı kampanyasını sürdürmesi bekleniyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da kendi elçisi Jean Yves-Le Drian'ı Beyrut'a gönderdi ve diğer bazı diplomatlar da geçtiğimiz ay boyunca Lübnanlı yetkililer ve milletvekilleriyle görüşmelerde bulundu.
Meclis Başkanı Nebih Berri 9 Ocak'taki oturumda milletvekillerine yeni bir cumhurbaşkanı seçmeleri çağrısında bulunmuştu. Berri, iki Şii bloktan biri olan Emel Hareketi'nin (diğeri ise Hizbullah) lideri olarak yeni cumhurbaşkanının kim olacağı konusunda önemli bir etkiye sahip.
Daha önceki seçim oturumlarında Berri, toplantı yeter sayısının sağlanamayacağı ve oturumların çökeceği şekilde manevra yapabiliyordu. Bu haftaki oturum için çağrı yaptığında Esed henüz Suriye'yi terk etmemişti ve bölge ülkelerinin ilgisi de o kadar fazla değildi. Ancak son bir ayda yaşanan gelişmeler ve göreve yeni gelen Trump yönetiminin demokratik süreçleri engelleyenlere yaptırım uygulamaktan çekinmeyeceği beklentisiyle Berri, Perşembe günkü oturumu bir başkan seçilene kadar açık tutma baskısı altında.
Hizbullah hafta sonu yaptığı açıklamada sadece bir adayı veto edeceğini açıkladı: Lübnan Kuvvetleri (LF) lideri Samir Caca. Hizbullah'ın tercih ettiği aday, Suriye'nin devrik Esad rejimiyle yakın bağları olan Kuzey Lübnanlı siyasetçi Süleyman Franciye. Franciye daha önceki seçimlerde gerekli oyu toplayamamıştı.
Hizbullah'ı sert bir şekilde eleştiren ve Parlamento'daki en büyük Hıristiyan bloğuna sahip olan Caca, Hizbullah tarafından bir "iç savaş projesi" olmakla suçlandı.
Ancak Caca'nın bir sonraki Lübnan cumhurbaşkanı olma şansı zayıf. Analistlere ve yetkililere göre Lübnan Silahlı Kuvvetleri komutanı ve eski bir Lübnan maliye bakanı en yüksek olasılığa sahip adaylar.
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, Washington'da tercih ediliyor ve uluslararası toplumun çoğunun desteğine sahip. Anayasal bir sorun ise 128 üyeli Parlamento tarafından seçilmesinin önünde engel teşkil ediyor. Diğerler adayların seçilmek için 65 oya ihtiyacı varken, Avn üst düzey bir kamu görevlisi olması nedeniyle 86 oya ihtiyacı var.
Avn kısa süre önce Suudi Arabistan'a davet edilerek Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman da dahil olmak üzere üst düzey savunma ve askeri yetkililerle bir araya geldi. Avn ayrıca İsrail güçlerinin Hizbullah'a karşı yürüttüğü savaşın ardından işgal ettiği topraklardan çekilmesiyle güney Lübnan'da konuşlanma görevini üstlenen Lübnan Silahlı Kuvvetleri'ne destek kazanma çabalarına da öncülük etti.
Bağımsız milletvekili Marc Daou Al Arabiya English'e verdiği demeçte şunları söyledi:
"Joseph Avn için kitlesel bir halk desteği var. Milletvekilleri arasında ve tabii ki Beyrut'a gelen tüm delegasyonlar arasında en önde gelen isim ve uluslararası toplumun da favorisi. Bu üçünün bir araya gelmesiyle, Lübnan'ın istikrar ve refah yolunda yeniden ilerlemesine yardımcı olabilecek bir cumhurbaşkanı olabilir."
Lübnan'ın eski maliye bakanı ve Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilisi Cihad Azur'un şansının son zamanlarda arttığı görülüyor. Daha önce Franciye ile karşı karşıya geldiğinde Lübnan Kuvvetleri de dahil olmak üzere çoğu muhalif milletvekilinin adayı olmuştu. Hizbullah, siyasi bir programı olmadığını iddia ederek Azur'un seçilmesini engelledi ve kendi adayları dışındaki çoğu adayı "çatışmacı" olarak nitelendirdi. Ancak son günlerde Avn'ın seçilmesine açık olabileceklerinin sinyalini verdiler.
İsmi geçen ancak şansı yüksek olmayan diğer adaylar arasında Genel Güvenlik Başkan Vekili Elias Baysari, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yakınlığıyla bilinen iş adamı Samir Assaf ve eski büyükelçi ve Ordu İstihbarat Başkanı Georges Khoury yer alıyor.
Geçtiğimiz ay adaylığını açıklayan milletvekili Neemat Frem Pazartesi günü yaptığı açıklamada, uzlaşma sağlanması halinde kendisinin ve diğer merkezci olarak adlandırılan milletvekillerinin Lübnan Genelkurmay Başkanı Avn'a oy vereceklerini söyledi. Lübnan'da yayınlanan L'Orient Today gazetesine göre Frem, Avn'ın adaylığının "ABD elçisi Amos Hochstein'ın Lübnan'a getireceği mesajların başında geleceğini" iddia etti.
Bazı analistler Hizbullah'ın ve Berri liderliğindeki Emel Hareketi'nin direnerek Perşembe günü sandık başına üçüncü bir aday götürebileceğine inanıyor. Diğerleri ise ilk turda Avn'ın gerekli oyu alamayacağını, ancak ikinci turda Avn'ın, hatta IMF yetkilisi Azur'un bile ihtiyaç duyacağı 65 oyu alabileceğini düşünüyor.
Yeni cumhurbaşkanı seçilirse, milletvekillerince kabul edilebilir bir hükümet kurmak için bir başbakan belirlemek de dahil olmak üzere çeşitli engellerle karşılaşacak.
Lübnan'ın önde gelen gazetecilerinden ve en Nahar gazetesi genel yayın yönetmeni yardımcısı yazısında "Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı ya ülkeyi karşı karşıya kaldığı felaketlerin enkazından çıkaracak asgari gerekliliklere sahip olacak ya da Lübnan bu kez temelli yanacak" ifadelerini kullandı.
Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.