Cenin mülteci kampında İsrail ordusunun buldozerleri tarafından aylar önce tahrip edilen yollar, Filistin Yönetimi'nin bunları onarmaya gücü yetmediği için halen kullanılamaz durumda. Hükümet çalışanlarına maaşlarının çok az bir kısmı ödeniyor ve sağlık hizmetleri çökmüş durumda.
Tüm bunlar, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da ismi sürekli olarak yolsuzluklarla anılan Başkan Mahmud Abbas liderliğindeki yönetimi felce uğratan derin bir mali krizin işaretleri olup, ABD ve diğer ülkeler Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar sona erdiğinde bölgeyi "yeniden yapılandırılmış" bir Filistin Yönetimi'nin yönetmesi için baskı yaparken, Filistin Yönetimi'nin geleceğine ilişkin soru işaretleri yaratıyor.
Filistin Yönetimi'nin mali durumu, bağışçı devletlerin bir zamanlar 6 milyar dolarlık yıllık bütçesinin neredeyse üçte birini karşılayan fonları kesmesi, yolsuzluk ve israfla mücadele için reformlar talep etmesi nedeniyle yıllardır karışıklık içerisindeydi.
Ancak Filistinli yetkililer, Hamas'ın 7 Ekim'de Gazze'den İsrail'e saldırmasının ardından durumun daha da kötüleştiğini ve İsrail'in Filistin Yönetimi adına topladığı ve şu anda ana finansman kaynağı olan vergi gelirlerinin bir kısmını kesmesine yol açtığını belirtiyor.
İsrail'in uzun süredir Filistinlileri hedef aldığı ve Ekim ayından bu yana operasyonlarını artırdığı Batı Şeria'nın kuzeyindeki istikrarsız bir şehir olan Cenin'de gerginlikler özellikle kendini gösteriyor.
Kentin Belediye Başkanı Nidal Ubeydi, İsrail'in Ekim ayından bu yana düzenlediği baskınların temel altyapıya geçmişe kıyasla daha fazla zarar verdiğini söyledi.
Ubeydi, "Su ve kanalizasyon boruları hedef alındı. Elektrik trafolarına ve hatta çatılardaki su depolarına ateş ediliyor" dedi.
Başkan, sadece mülteci kampındaki onarımların 15 milyon dolara mal olacağını tahmin ediyor. Ancak Filistin Yönetimi "kuşatma altında" olduğu için kaynakların kıt olduğunu söylüyor.
Filistinli yetkililer Filistin Yönetimi'nin 30 yıl önce İsrail ile yapılan geçici barış anlaşmaları çerçevesinde kurulduğundan bu yana en ciddi krizlerinden biriyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.
O dönemde Filistinliler Filistin Yönetimi'ni Batı Şeria ve Gazze'de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hedeflerine giden yolda bir basamak olarak görüyorlardı.
Ancak bu hedefin gerçekleşmesi zor olduğu için Filistin Yönetimi'nin sağladığı maaş ve hizmetler, Batı Şeria'da genişleyen İsrail yerleşimleri ve 2007'de Gazze' de kontrolü ele alan Hamas gibi rakiplerin yarattığı zorluklar karşısında Abbas ve El Fetih grubunun siyasi olarak ayakta kalmasına yardımcı oldu.
Batı Şeria'daki Birzeit Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan ve bir dönem Filistin'de bakanlık yapmış Gassan Hatib, İsrail politikalarının Filistin Yönetimi'ni daha da marjinalleştirme riski taşıdığını ve belli bir noktada çöküşüne neden olabileceğini söyledi.
"İsrail ile barışçıl bir çözümü destekleyen grupların, yani El Fetih'in siyasi ağırlığını, başta Hamas olmak üzere muhalif gruplar lehine azaltma etkisine sahipler" dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi ve Filistin Yönetimi Hatib'in açıklamaları hakkında yorum yapmadı.
Ancak üst düzey bir Filistinli yetkili olan Hüseyin el Şeyh, Haziran ayında Al Arabiya TV'ye verdiği demeçte, finansman açığının Filistin Yönetimi'nin "Filistin halkına karşı görevlerini yerine getirememesi" anlamına geldiğini ve bunun da "Filistin Yönetimi'nin çöküşüne" yol açabileceğini söyledi.
Batı Şeria ve Doğu Kudüs 3 milyondan fazla Filistinliye ve BM'ye göre 700.000 kadar Yahudi yerleşimciye ev sahipliği yapıyor. İsrail ordusu Batı Şeria'yı kontrol ediyor, buna karşın Filistin Yönetimi Filistinli nüfusun çoğunluğunun yaşadığı bölgelerde sınırlı bir yönetime sahip.
Taraflar arasında uzun süredir devam eden bir anlaşmaya göre İsrail, İsrail üzerinden Batı Şeria'ya geçen mallardan vergi topluyor ve Ramallah'taki yetkililere aylık transferler yapıyor.
İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, 7 Ekim saldırısının ardından bu gelirlerin, Hamas'ın yönetimi devralmasından bu yana Abbas liderliğindeki yönetimin hizmetleri, maaşları ve emekli maaşlarını finanse etmeye devam ettiği Gazze'ye Filistin Yönetimi tarafından aktarılan miktara eşit bir kısmını kesmeye başladı. Smotrich fonların Hamas'ın eline geçebileceğini savunuyor.
Kesilen miktar -ayda yaklaşık 300 milyon şekel (80 milyon dolar)- İsrail yetkilileri tarafından hapse atılan ya da öldürülen direnişçi ve sivillerin ailelerine Filistin Yönetimi tarafından ödenen miktarlara eşdeğer olarak İsrail tarafından daha önce uygulanan kesintilere eklendi.
Mayıs ayında Smotrich, Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının Filistin Yönetimi başbakanı ve savunma bakanı hakkında tutuklama emri çıkarması ve üç Avrupa ülkesinin bir Filistin devletini tanımasının ardından Filistin Yönetimi'ni İsrail aleyhine çalışmakla suçlayarak transferleri tamamen askıya aldı.
Smotrich ayrıca Filistin Yönetimi'ni, Hamas liderliğindeki silahlı kişilerin İsrail'de 1.200 kişiyi öldürdüğü ve İsrail rakamlarına göre 250'den fazla kişiyi rehin aldığı 7 Ekim saldırısını desteklemekle suçladı. Gazze'deki sağlık yetkilileri İsrail'in karşılık olarak başlattığı saldırıda 38.700'den fazla insanın hayatını kaybettiğini söylüyor. Yetkililerin açıklamalarına göre ölenlerin tamamına yakını kadın ve çocuklar.
Abbas sivillere yönelik şiddeti kınadı ve Hamas'ın 7 Ekim’de başlattığı Aksa Tufanı saldırısını eleştirerek bunun İsrail'e "Gazze'ye saldırmak için bir bahane verdiğini" söyledi.
İsrail Temmuz ayı başında Filistin Yönetimi'ne 435 milyon şekel (116 milyon dolar) aktardı ancak Filistinli yetkililer İsrail'in elinde hala 6 milyar şekel olduğunu söylüyor.
Reuters'a konuşan Filistin Yönetimi Sözcüsü Muhammed Abu el Rub, "Aktarılan miktar maaşların %60'ını ödemeye yetmedi ve bu nedenle mali kriz devam ediyor" dedi.
"İsrail gelirin yaklaşık üçte ikisini kesiyor ve bu da hükümetin tüm planlarını sekteye uğratıyor ve kamu borcunu arttırıyor."
İsrail Maliye Bakanlığı, Gazze'ye gönderilecek ve "terörizme akacak" fonların aktarılmasının yasalar ve kabine kararıyla yasaklandığını söyledi. Reuters'a yaptığı açıklamada, alıkonulan miktarın 6 milyar şekele "yakın bile olmadığını" söyleyen bakanlık, "Filistin Yönetimi terörizmi finanse etmek için fon aktarmazsa, ekonomiye hiçbir zarar gelmeyecektir" dedi.
ABD fonların Filistin Yönetimi'ne ait olduğunu söylüyor ve İsrail'i fonları serbest bırakmaya çağırırken, Filistin Yönetimi'ni savaş sonrasında Gazze'yi yönetmeye hazırlayacak reformları uygulamaya zorluyor ki bu fikir Netanyahu tarafından defalarca reddedildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Vedant Patel 2 Temmuz'da düzenlediği basın toplantısında "Filistin Yönetimi'nin varlığını sürdürebilmesi Batı Şeria'da istikrar için elzemdir ve bu da İsrail'in kendi güvenlik çıkarları için elzemdir" dedi.
Kamu yayıncısı Kan radyosunun Haziran ayında yayınladığı ve İsrailli bir yetkili tarafından Reuters'e doğrulanan habere göre İsrail ordusu, Filistin Yönetimi'ne yapılan fonların kesilmesinin Batı Şeria'yı yeni bir intifadaya sürükleyebileceği konusunda hükümetini uyardı.
Ordu o dönemde Reuters'i İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet’e yönlendirmiş, Şin Bet ise yorum yapmayı reddetmişti.
Filistin Yönetimi üzerindeki mali baskı, Batı Şeria'daki ekonomik ve güvenlik koşullarının keskin bir şekilde kötüleştiği ve en son 18 yıl önce parlamento seçimlerine giden ve birçok Filistinlinin yolsuzluk yaptığını düşündüğü Abbas yönetimine olan desteğin daha da azaldığı bir döneme denk geliyor.
Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi tarafından Haziran ayında yayınlanan ve silahlı mücadeleye desteğin de arttığını ortaya koyan bir kamuoyu yoklamasına göre Filistinlilerin %60'ından fazlası artık Filistin Yönetimi'nin feshedilmesini destekliyor.
Filistin Yönetimi Filistin topraklarında 150.000 kişiye maaş ya da emekli maaşı ödüyor. Bu kişilere en son 2022 yılında tam ödeme yapılmıştı. Mart ve Nisan aylarında Filistin Yönetimi çalışanlarının maaşlarının %50'sini aldığı belirtiliyor. Mayıs ayında ise %60'ını aldılar.
Batı Şeria'daki ekonomik sıkıntılara bir yenisini ekleyen İsrail, her gün İsrail'e çalışmaya giden yaklaşık 200.000 Filistinliyi güvenlik kaygılarını gerekçe göstererek kapı dışarı etti.
Filistin Yönetimi'nin ulusal ekonomi bakanlığında çalışan 53 yaşındaki dört çocuk babası Kazım Harb, sadece pirinç, un ve yemeklik gaz gibi temel ihtiyaçları karşılayabildiğini söyledi.
"Asgari düzeyde yaşıyoruz" diyen Harb, bazen su ve elektrik faturaları için para olmadığını da sözlerine ekledi.
Sağlık çalışanları sendikalarına göre, asistan maaşlarındaki kesintiler, devlet kliniklerindeki personelin her hafta sadece birkaç gün işe gitmesi anlamına geliyor. Dünya Sağlık Örgütü geçen ay yaptığı açıklamada, temel ilaçların yaklaşık %45'inin stokta bulunmadığını söyledi.
Ellili yaşlarında bir kadın olan Hayat Hamdan, tekerlekli sandalyeye bağlı kocası için devlet destekli ilaç bulma umuduyla Arraba kasabasından Cenin'deki bir devlet kliniğine 10 km yol kat etmiş.
Ancak içeride eczane raflarının çoğu boştu.
Hamdan, "Sağlık sigortamız var ama hiçbir işe yaramıyor" diyor.
"Gazze savaşının başlamasından bugüne kadar çoğu ilacı kendi paramızla alıyoruz."
Bu arada Batı Şeria'da şiddet olayları arttı. Ekim ayından bu yana aralarında silahlı direnişçiler, taş atan gençler ve sivil halkın da bulunduğu yüzlerce Filistinli İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürüldü.
İsrailli yerleşimci grupların Filistin köylerine baskınları olağan hale gelirken, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinliler tarafından düzenlenen saldırılarda bir düzineden fazla İsrailli öldü.
Yarım kilometrekareden daha küçük bir alana sıkışmış yaklaşık 14.000 kişinin yaşadığı Cenin mülteci kampında, ellerinde tüfekler taşıyan genç erkekler Filistin Yönetimi'ne açıkça meydan okuyarak sokaklarda devriye geziyor ve Hamas ve İslami Cihad gibi direniş gruplarının İsrail saldırılarına rağmen hala sahip oldukları gücün altını çiziyor.
Yakındaki Filistin Yönetimi merkezinin dış cephesindeki kurşun izleri, Filistin Yönetimi güvenlik güçleri ile direnişçiler arasında geçmişte yaşanan çatışmaları hatırlatıyor.
Güvenlik nedeniyle adının sadece Muhammed olarak verilmesini isteyen 20'li yaşlarındaki bir adam, kamptaki koşulların 7 Ekim'den önce İsrail baskınları nedeniyle kötü olduğunu ve o tarihten bu yana çok daha kötüleştiğini söyledi.
"Yol yok, altyapı tahrip edilmiş, evler yıkılmış dükkanlar yıkılmış" diyen Muhammed, Filistin Yönetimi’nin direnişçileri bastırırken Filistinli siviller için çok az şey yapmasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.
"İş yok, yönetim maaşları ödemiyor, fiyatlar artıyor. Kamptaki insanlara kimse yardım etmiyor."
Kaynak: Mepa News