Suriye'de 2011 yılında başlayan halk ayaklanması sonrası, dünya gündeminde en çok yer alan konulardan biri de 'yabancı' savaşçılardı. Bu savaşçılar arasında en çok dikkat çekenler ise; Maldivliler. Maldivli savaşçılar oldukça uzun bir yol katederek Suriye'ye ulaşıyorlar.
1200 adadan oluşan Maldivler, lüks bir turizm ülkesi olarak biliniyor. Fakat son zamanarda Maldivli gençlerin Suriye'deki savaşa olan ilgisi, ülke güvenliği konusunda Batılı turistleri endişelendiriyor.
300 bin nüfuslu Maldiv Cumhuriyeti'nden yaklaşık 50 ila 100 kişinin, 'cihat gayesiyle' Suriye'ye gittiği tahmin ediliyor. Araştırmacıların yorumları ve görsel veriler, bu savaşçıların büyük oranda Şam'ın Fethi Cephesi bünyesinde yer aldığını gösteriyor.
Maldivler'in başkenti olan Male adası
Dublin City Üniversitesi araştırmacısı Azra Nasim, Suriye ve Irak'ta yükselen savaşın Maldivleri de etkilediğini şu sözlerle ifade ediyor:
"Gerçekten de çok büyük etkisi oldu. Cihat fikri daha popüler ve çekici hale gelmeye başladı"
Suriye'ye gelen Maldivli savaşçıların varlığı, ilk kez 2013 yılının Ekim ayında beş savaşçının hayatını kaybetmesinin duyulması ile raporlandı.
Suriye'deki Maldivli savaşçılar OGN muhabiri Bilal Abdulkerim'in de ilgisini çekmiş ve bu savaşçıların günlük hayatını gözler önüne seren birkaç bölümlük haber hazırlamıştı:
Maldivli savaşçılar Suriye'deki savaşı dünyaya duyuracak medya çalışmalarında da aktif olarak yer alıyorlar. Maldivli cihat yanlıları tarafından kurulan Bilad al Sham Media, önceki günlerde bir savaşçının Suriye'ye gitmeden önce annesine bıraktığı mektubu okuyucularıyla paylaştı. Mektup, Hint Okyanusu'nun ortasındaki bir adalar ülkesinden çıkarak Suriye'deki savaşa katılan savaşçıların motivasyonlarını ve his dünyalarını gözler önüne seriyor. Mektubun yazarı Suriye'deki yaşananlarda herkesin sorumlu olduğunu belirterek, "Kafirler istedikleri kadar Müslüman kanı akıtıyorlar. Müslümanlar kadın veya çocuk olmalarına bakılmaksızın katlediliyolar. Bu cürüm sadece kafirlerin değil. Biz Müslümanların da bu suçta payı var, özellikle tepkisiz kalıp hiçbir şey yapmayanların." ifadesini kullanıyor.
Ayrıca mektubun girişinde, bu uzun yolculuğa çıkacak olan kişilere bazı hatırlatmalarda bulunuluyor.
Bilad al Sham Media'da paylaşılan mektup Mepa News okurları için tercüme edildi:
Bu kısa mektup ilim talebesi, El-Mücahit, Eş-Sehit Ebu Ducane[Ebu Muhammed] Maldifi Rahimahullah tarafından cihad yolculuğuna çıkmadan önce annesine ithafen yazılmıştır.
Bu mektubun Müslüman kitlelere ulaştırılmasının ana amacı Müslüman Kardeşlerin bu risalenin yansıttığı hakikatlerden istifade etmeleri ve bundan faydalı bilgiler öğrenmeleri. Bu risaleden çıkarılabilecek bazı önemli dersler:
- Mektubu yazan kardeşin annesine kendi anadilinde (Dhivehi) çok saygılı bir şekilde hitap etmesi,
- Sahip olduğu disiplini,
- Bilgisini aksiyona dökmesi,
- Gizliliğe riayet etmesi ve önlemler alması
- Fiziksel cihadın ve onu malla desteklemenin önemi.
Güvenlik sebebiyle mektuptaki bazı cümleler çıkarılmış ve içerikte ufak değişiklik yapılmıştır.
Allah Teala Ebu Dücane’nin ruhuna rahmet etsin ve ona Firdevs cennetinde Peygamberin (sav), ailesinin, arkadaşlarının ve seleflerinin eşliğinde en yüksek dereceleri nasip etsin.
Allah Teala mücahitlerin saflarını dosdoğru kılsın ve İslam ümmetine zafer nasip etsin. Allah Teala bütün Müslüman kardeşlerimizi ve bacılarımızı bağışlasın ve ayaklarını
dininde sabit kılsın. Amin
Bismillahirrahmanirrahim
Ben Ebu Ducane’den sevgili anneme,
Seninde zaten farkında olduğun üzere, cihat ümmetimizin her bir erkek bireyine zorunlu hale gelmiştir. Ve bu cihada canımız isterse katılırız ya da istemezse katılmayız demek gibi bir hakkımız yoktur. Namaz ve oruca benzer şekilde cihat da belli zorunlu kaideleri olan bir ameldir. Diğer ibadet türleri gibi, cihat da Allah Teala’nın emrettiği şekilde yürütülmelidir. Şu da bir gerçek ki ilim tahsili/talebi dahi bizim için cihattan geri durmaya bir mazeret değildir. (Imam Nevevi’nin bu konuda fetvası bulunmaktadır)
Geçmişte, güvenli bir yolun bulunmaması benim cihada çıkamamamın sebebiydi. Fakat şuan temiz ve güvenli bir yol bulmuş durumdayım. Sana bunun detaylarını buradan yazmam doğru olmaz. Bu güvenli gidiş imkanını öğrendikten sonra cihattan geri kalamazdım.
Bir süredir rüyalarımda savaştığımı ve şehit düştüğümü görüyorum. Bunun yanında güzel ağaçlar, çağlayan sular ve üzerinde “la ilahe illa Allah” yazan bir şelale görüyorum. Bir süredir bu tarz güzel rüyalardan çokça görüyorum. Bu güzel rüyaların her çeşidini sıklıkla görüyorum.
Anneciğim, buna dayanarak, şunu aklında tutmanı isterim, eğer bu dünyada tekrar bir araya gelemezsek, sonsuz ahiret yurdunda tekrar bir araya gelme nimeti bizim için çok daha büyüktür. Bunun yanında eğer Allah Teala’ya karşı olan görevimizi ailemiz uğruna ihmal edersek öldüğümüzde ahirette birbirine lanet okuyanlar zümresinden olabiliriz. Bu yüzden bir sonsuz hayatı tercih etmeliyiz. Burada kaldığına bir süre sabret. Münafıkların ve cahil insanların söylediklerine itibar etme.
Anneciğim, acil olarak nakdi yardımına ihtiyacım var. Bu benim seyahat masraflarımı ve güvenlik ekipmanlarımı almam için gerekiyor. Lütfen bana en kısa zamanda yardımcı ol. Bu senin için kolay bir meblağ.
Allah Teala buyuruyor ki:
“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her biri yüz taneye sahip yedi başak bitiren bir tohum tanesine benzer. Allah, dilediğine kat kat fazla verir. Allah, rahmeti bol olan ve her şeyi bilendir.”
Rasulullah s.a.v buyuruyor ki:
“Kim Allah yolunda cihat edecek bir mücahidi teçhiz ederse, oda cihat etmiş olur.” Bu yüzden kişinin serveti ile yapacağı en hayırlı iş malını bu yolda harcamak. Rasulullahın (sav) ashabının görüşü cihat etmenin amellerin en üstünü olduğu yönündeydi. Ve tabi ahirette karşılığı en çok olanı da… Ve cihat ibadeti öyle bir ibadet ki onu ifa edenler için Allah katında mükafat olarak derece derece şubeler var. Ulemamızın açıkça ifade ettiği üzere, cihat farzı-ayn mertebesine geldiğinde, İslam’a yeni giren bir Müslüman’ın üstündeki ilk sorumluluk cihat etmek oluyor. Bu yüzden bu yolda infak et, insanların bu ameli terk ettiği bu zamanlarda… Ey anneciğim, Osman ve Ebu Bekir’in (radiallahu anhum cemian) dinleri için nasıl infaklar yaptıklarını ve günahlarının nasıl affolduğunu duymuşsundur. Bizim biraz nakde ihtiyacımız var. Fakat bu senin için zor olacaksa, ben onsuz da bir şekilde idare ederim. Bu yüzden hangisi senin için uygunsa onu yap.
Ey anneciğim! Benim için dua et. Allah teala ile karşılaşıncaya kadar sebat edebilmem için ve beni küffardan koruması için dua et. Ve bil ki bu yolda karşılaşacağım her zorluk benim için zaten mukadder kılınmıştır. Bu yolu bırakarak bunlardan kurtulamam. Evimde ve hatta yatağımda dahi olsam. Ölümümüzle tam olarak bize nerede yazılmış ise orada karşılaşacağız. Kime esir düşmek yazıldıysa o esir düşer. Bunlar tam olarak cihadın kendisinin birer sonucu değildir. Muhakkak ki Allah Teala’nın sonsuz ilmi ile kulları için yazdığı gerçekleşecektir. Bizim için önemli olan sağlam ve ayakları sabit durabilmektir. Sana garanti ediyorum, inşallah esir düşmeyeceğim.
Bu yüzden, senden bunu gizli tutmanı istiyorum. Şimdilik, kız kardeşimden dahi… Özellikle bu konuyu telefonda kimseyle konuşma. Misalen, “ciddi bir mesele hakkında” gibi sözler kesinlikle telefonda söylenmemeli. Çünkü orası güvensiz bir ortam.
Bu yüzden benimle telefonda dahi konuşurken, bununla ilgili hiçbir şeyden bahsetme. Ben sana bu maili çok gizli bir şekilde, şifrelenmiş, olarak gönderiyorum.
Bu yolda zorluklar olsa dahi, bu bizim için yükümlülük. Allah Teala’nın sancağı değersizleştirildi. Kafirler istedikleri kadar Müslüman kanı akıtıyorlar. Müslümanlar kadın veya çocuk olmalarına bakılmaksızın katlediliyolar. Bu cürüm sadece kafirlerin değil. Biz Müslümanlarında bu suçta payı var, özellikle tepkisiz kalıp hiçbir şey yapmayanların. Bunun sebebi kurana, sünnete ve ulemanın görüşüne göre şüpheye yer vermeyecek şekilde açık.
Son olarak, benim için çokça dua et. Annenin çocuğuna duası hiçbir zaman reddedilmez. Ve sabırlı bir şekilde kalan şu sayılı dünya günlerinde dik dur. Allah Teala’nın cihat edeni ya da cihat için yola çıkanı(hicret) koruyacağına dair vaadi var. Bu yüzden benim için endişelenme, bilakis bu senin mutlu olman gereken bir durum.
Bu dünyada senden daha çok sevdiğim kimse yok. Ve yine bu dünyada beni senin kadar çok seven ve önemseyen biri yok. Yaptıklarım için beni affet.
Ebu Ducane (Ebu Muhammed)
Kaynak: Mepa News