Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Temmuz 2013’te Abdülfettah es-Sisi komutasındaki askeri darbeyle uzaklaştırılmasının ardından ülke, adeta insan haklarının, temel hak ve hürriyetlerin yok sayıldığı bir yer haline geldi.
Darbeyle göreve gelen Sisi yönetiminin, sayısız insan hakları ihlalleri ve yaptığı işkenceler bugüne kadar birçok uluslararası insan hakları kuruluşunun raporlarına yansıdı.
İnsan hakları kuruluşlarının darbe sonrasındaki raporlarına yansıyan ihlaller sadece Müslüman Kardeşler Teşkilatına (İhvan) ilişkin işkenceleri değil, aynı zamanda uluslararası basın mensuplarına ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerine yönelik tecavüz ve ölüm vakalarını da içeriyor.
Bu doğrultudaki en son rapor, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından 2017 yılının başında yayımlandı. Mısır’da 2016 yılında yaşanan insan hakları ihlallerine vurgu yapılan raporda, Sisi rejiminin sebepsiz yere gözaltılarına, işkencelerine ve hukuksuzluklarına dikkat çekildi.
Raporda, ulusal güvenlik güçlerinin, darbe sonrasında hapishanelere konulanlara düzenli olarak işkence yapılmaya devam edildiği ifade edildi. Hiçbir yetkilinin çiğnenen yasalar hakkında hesap vermediği de belirtilen raporda, yüzlerce vatandaşın da gözaltına alındıktan sonra ortadan kaybolduğuna vurgu yapıldı.
Hapishanelerde yaşanan ihlallerin örneklerine yer verilen örgütün çalışmasında, Akrep Hapishanesinde yapılan işkencelerden dolayı en az 6 tutuklunun hayatını kaybettiği hatırlatıldı.
REJİM, İHLALLERİ ARAŞTIRAN KURULUŞLARDAN RAHATSIZ
Sisi rejimi, yaşanan insan hakları ihlallerini ortaya koyan kuruluşlardan büyük rahatsızlık duyuyor.
Bunun son örneği, Mısır güvenlik güçlerinin, insan hakları ihlallerini belgeleyen, işkence ve şiddet mağdurlarına destek veren Nedim Şiddet Mağdurlarını Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezini geçen ay kapatması oldu.
Merkezin Müdürü Ayide Seyfuddevle, sosyal paylaşım sitesinden yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin başkent Kahire'deki merkeze baskın düzenleyerek ofisi kapattığını bildirdi.
Sağlık Bakanlığının Şubat 2016'da "idari usulsüzlük" gerekçesiyle insan hakları ihlallerini belgeleyen, işkence ve şiddet mağdurlarına tedavi veren merkezin kapatılması yönünde talimat verdiğini ifade eden Seyfuddevle, daha önce de merkezin iki kez güvenlik güçleri tarafından kapatılmak istendiğini ancak personelin ofisten ayrılmayı reddetmesi üzerine başarılı olamadıklarını aktardı.
CAMBRİDGE ÖĞRENCİSİ İŞKENCEYLE ÖLDÜRÜLDÜ
Mısır’da şiddet ve baskı görenler sadece İhvan ve muhalif Mısırlılarla sınırlı değil. İngiliz Cambridge Üniversitesinde doktora yapan İtalyan öğrenci Giulio Regeni, Mısır’daki işçi sendikaları ve aktivistlerle ilgili araştırma yaparken Ocak 2016’da ortadan kayboldu. Cesedi 10 gün sonra bulunan Regeni, işkence edilerek öldürüldüğünün ortaya çıkması üzerine İtalya ve Mısır arasında gerginlik yaşandı. İtalya, Kahire Büyükelçisi'ni geri çekti.
Mısır mahkemesi de 5 hukukçu ile 3 hukuk kuruluşunun mallarına tasarruf yetkisine yasak getirilmesi kararı aldı.
Güney Kahire Ceza Mahkemesi, 2016’da Arap İnsan Hakları Ağı Başkanı Cemal Iyd, Mısır Kişisel Haklar Girişimi kurucusu Hüsam Behçet, Kahire İnsan Hakları Merkezi Müdürü Behiyyüddin Hasan, Hişam Mübarek Hukuk Merkezi Müdürü Mustafa el-Hasan ve Mısır Eğitim Hakkı Merkezi Müdürü Abdulhafiz Tayil ile Hişam Mübarek, Mısır Eğitim Hakkı Merkezi ve Kahire İnsan Hakları Merkezi'nin mallarında tasarruf yetkisine yasak getirilmesine karar verdi.
Mahkemenin verdiği kararı eleştiren Iyd, Sisi yönetiminin, bağımsız hukukçulardan intikam alma amacı güttüğünü söyledi.
MISIRLI MAHKUMLAR KANSER KISKACINDA
İnsan hakları kurumları, tutuklulara yönelik işkencenin yanı sıra hapishanelerde mahkumlara gerekli sağlık hizmetlerinin de sağlanmadığına dikkati çekiyor. Özellikle kanser hastalığına yakalanan mahkumların tedaviden mahrum bırakıldığı belirtiliyor.
İnsan Hakları ve Özgürlükleri Gözlemevinin geçen yılın sonlarında yayımladığı rapora göre, Mısır hapishanelerindeki mahkumların 200'ü kan, 200’ü lenf, 150’si akciğer, 100’ü pankreas, 90’ı prostat, 50’si kolon kanserine yakalanmış durumda.
Raporda, hasta mahkumların yaklaşık yüzde 50’sinin kansere hapishanede iken yakalandığı, diğerlerinin de hasta iken tutuklandığı vurgulanıyor.
Afro-Arap İnsan Hakları ve Özgürlükleri Merkezi Müdürü Abdullah en-Neccar da cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinde sorunlar yaşandığı ve yetkililerin de hasta mahkumların dışarıda muayenesine izin vermediğine dikkati çekiyor.
Darbeden bu yana 32 mahkumun kanser, 491 mahkumun ise tıbbi ihmal nedeniyle hayatını kaybettiği bilgisini veren Neccar, Mısırlı makamların mahkumlar aleyhindeki uygulamalarının, "her mahkumun sağlık hizmetlerinden yararlanma ve gerektiği zaman periyodik muayenelerinin yapılması, bedensel ya da zihinsel bir rahatsızlığın tespiti durumunda gerekli tedavinin uygulanmasını" öngören uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiğinin altını çizdi.
Kaynak: Anadolu Ajansı