Dania Akkad, Sondos Shalaby ve Ragıp Soylu | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News
Middle East Eye, (MEE) Gazze savaşı sırasında Mısır'a tahliye edilen yüzlerce kanser hastası Filistinlinin ya hiç tedavi görmediğini ya da Mısır'daki hastanelerde sınırlı bakım gördüğünü ortaya çıkardı.
Gazze merkezli kanser derneği Umut ve Barışa Doğru tarafından yapılan bir araştırmaya göre, en az 361 Filistinli kanser hastası, saldırı altındaki Gazze Şeridi'nden Mısır'a gittikten sonra ihtiyaç duydukları tıbbi yardımı alamadıklarını söylüyor.
Aralarında MEE'nin görüştüğü onlarca kişinin de bulunduğu birçok hasta ve hasta yakını, Gazze'den ayrılmadan önce kendilerine tedavi için Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu üçüncü ülkelere götürüleceklerinin söylendiğini ifade etti.
Geçtiğimiz Ekim ayından bu yana Gazze'den yaklaşık 6.000 Filistinli hastayı hastanelerine kabul eden Mısır'ın sadece yol üzerinde bir durak olması planlanıyordu.
Ancak doktorlar ve sivil toplum kuruluşu çalışanları, Filistinli hastaları Mısır dışına çıkaran tıbbi tahliye işlemlerinin bu bahardan beri azaldığını ve pek çok hastanın kanser uzmanı, ekipman ya da gerekli ilaçların bulunmadığı tesislerde mahsur kaldığını söylüyor.
Şu anda meme kanseri olan 19 yaşındaki kız kardeşi Hend'in bakıcılığını yapan 24 yaşındaki Linda Abu Mansi, MEE'ye "Yalnız bırakıldık ve buraya terk edildik" dedi.
Linda, geçen Ekim ayında Hamas öncülüğünde İsrail'e yapılan saldırılardan dört gün önce, kız kardeşinin göğsündeki 12 cm'lik tümörün alınması için ameliyat planlandığını söyledi.
Bu ameliyat hiç gerçekleşmemiş. İsrail Gazze'ye saldırmaya başladıktan sonra, Gazze'nin merkezindeki Meğazi mülteci kampındaki aile evi ve kız kardeşinin tıp okuduğu üniversite yerle bir oldu.
Mart ayında iki kız kardeş ailelerini geride bıraktı. Linda, Hend'in tedavi için BAE'ye gideceğinin söylendiğini belirtti.
Altı ay sonra, Hend Süveyş Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne vardığından beri henüz herhangi bir tedavi görmedi. Şiddetli, sürekli rahim kanaması geçiriyor ve çok zayıf olduğu için artık konuşamıyor.
“Bir keresinde BAE'den bir heyet hastaneye geldi. Bir doktor şok oldu ve ona 'Üzgünüm' dedi.” diyor Linda.
49 yaşında meme kanseri olan Latife Mühenna, Şubat ayında Gazze'den kıyafetsiz ve parasız ayrıldığında tedavi için Türkiye'ye gideceğini anlamış.
Mühenna, Mısır'a ilk geldiğinde kemoterapi gördüğünü ve tümörün alınması için ameliyat olduğunu, ancak Kahire'nin kuzeyindeki Deyerb Negm Merkez Hastanesi'ndeki ameliyattan sonra tüm bakımın durduğunu söyledi.
Doktorlar ameliyattan sonra yeni taramalar yapmak yerine Gazze'den getirdiği daha eski taramaları esas almışlar.
“Üç aydır kemoterapi almıyorum. Tekrar yayılmasından korkuyorum" diyor Mühenna.
Şanslı olanlar
İçinde bulundukları vahim duruma rağmen doktorlar bu hastaların şanslı sayılabileceğini söylüyor.
Gazze'nin tek kanser merkezi olan Türk-Filistin Dostluk Hastanesi'nin Genel Müdürü olan doktor Subhi Skayk, İsrail saldırılarının sağlık sistemini yerle bir ettiği bölgede en az 10.000 kanser hastası Filistinlinin bulunduğunu söylüyor.
Ekim ayında hastanesi bombalanan doktor Skayk şu anda Mısır'da bulunuyor. Mısır'ın Gazze'den kabul ettiği 6.000 Filistinli hastadan en az 1.500'ünün kanser dahil olmak üzere ciddi hastalıklardan muzdarip olduğunu söyledi.
Mısır'ın sağlık sistemi, özellikle de devlet tarafından işletilen kurumlar, binlerce Filistinli hastanın tedaviye alınmasından önce bile zor durumdaydı.
Skayk, "Mısırlılar Gazze'deki hastalar için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar, ancak bu onların imkanlarını aşan bir durum" dedi.
“Hastanelerin tam kapasitesi nedeniyle hastalarımızı farklı hastanelere dağıtıyoruz. Onların hastaneleri bu hastalarla dolup taşıyor.”
Ancak Skayk ve diğer yetkililere göre asıl sorun, hangi hastaların Gazze'den ayrılmak için güvenlik izni alacağına İsrail'in karar verdiği.
Ayrıca Gazze'den ayrılan hastaları, bakım sağlayabilecek en iyi konumdaki ülkelerle eşleştirmek için uluslararası koordinasyon ya çok az ya da hiç yok.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün kriz, çatışma ve silahlanma bölümünde direktör yardımcısı olan Belkis Wille, son birkaç ayını Filistinlilerin Gazze'den tıbbi tahliyeleri hakkında araştırma yaparak ve yazarak geçirdi.
MEE'ye verdiği demeçte, “eğer Mısır kanserlerini tedavi edemiyorsa, muhtemelen [kanseri] tedavi edebilecek kapasiteye sahip pek çok ülke vardır, dolayısıyla Mısır'da kalmak yerine kendilerini tedavi edebilecek ülkelere seyahat etmeleri gerekir” dedi.
Savaşın başlarında, tıbbi yardım misyonları yüzlerce Filistinli hastanın tedavi için BAE, Türkiye ve Katar'a gitmeden önce Gazze'den Mısır'a gidişine tanıklık etti. Ancak bu seferler artık durmuş durumda. Aralarında İtalya, Belçika ve son olarak Malezya'nın da bulunduğu diğer ülkeler bazı tahliyeleri kabul etse de bunlar nispeten az sayıda oldu.
Hem Arap hem de Batı ülkeleri dahil olmak üzere diğer pek çok devlet bu boşluğu doldurmak için adım atmadı.
Öncelik de genellikle uzun süreli bakıma ihtiyaç duyan kanser ya da kronik hastalığı olan Filistinlilerden ziyade savaşta yaralananlara verildi.
Skayk, “Hastalarımızı tedavi etmek üzere kabul eden Mısır'a gerçekten teşekkür ederiz.” dedi ve ekledi: “Gazze'de onları tedavi edecek tesisimiz yok. İtalya'ya teşekkürler. Belçika'ya teşekkürler. Pek çok ülkeye teşekkürler."
“Ama şimdi hiçbir sistem yok. Hastalar Mısır'da kalıyor. Onları kabul eden bir ülke yok” dedi. “Tüm dünyaya mesajım şu: Ne yapıyorlar?”
"Gerçek bir felaket"
Savaştan birkaç ay sonra, Umut ve Barışa Doğru'nun yetkililerinden İsam Hammad, kendisine ve yardım kuruluşunun diğer yöneticilerine, şu anda Mısır'da bulunan ve tedavi görmekte zorlanan Filistinli kanser hastalarının başvurduğunu söyledi.
Sorunun boyutunu ölçmeye çalışırken, Mısır'da temas halinde oldukları 600'den fazla Filistinli kanser hastasından, tedavileri için hiç ya da yeterince yardım görmediklerini düşünüyorlarsa kapsamlı bir Google formu doldurmalarını istediler.
Sadece üç gün içinde 50'den fazla farklı tesisten 361 yanıt aldılar.
Hammad, “Meslektaşlarımda gördüğüm şey gerçek bir felaket” dedi.
“Kanserin bir protokolü vardır. Hastaya bazı ilaçları verip bazılarını vermemezlik yapamazsınız. Bu işler böyle yürümez.”
Hastaların çoğu, onkoloji üniteleri olmayan ya da doğru tedaviyi teşhis edebilecek veya reçete edebilecek uzman doktorların bulunmadığı tesislerde olduklarını söyledi.
Diğerleri ise gerekli ilaçların eksik olduğunu ya da ekipmanların bozuk olduğunu söyledi.
Kırk yaşlarında bir meme kanseri hastası ankette “Başlangıçta tedavi mümkündü” dedi ve ekledi:
“Ancak geçen aydan beri Mısır'da ciddi bir ilaç sıkıntısı yaşanıyor ve tedavim artık yapılamıyor.”
Beş farklı tesiste altı hasta tomografi çektirmeleri gerektiğinin söylendiğini, ancak ekipman sıkıntısı nedeniyle bunu yaptıramadıklarını söyledi.
Oğlunun bildirdiğine göre, ellili yaşlarında kolon kanseri olan bir kadın tarama yaptırmak için üç ay beklemek zorunda kalmış.
“Tarama yapıldıktan sonra, tedavideki gecikme nedeniyle karaciğerinde bir tümör olduğu tespit edildi” diye yazdı.
Diğerleri de test ya da tarama yaptırdıklarını ancak sonuçları almak için haftalarca ya da aylarca beklediklerini söyledi.
Bir gencin 8 Ekim 2023'te Ramallah'taki bir uzman hastaneye giderek düşük kan değerleri ve diğer üç hastanedeki doktorları şaşkına çeviren karaciğer ve dalak büyümesi için tedavi olması planlanıyordu.
Ancak yardım kuruluşunun araştırmasında belgelenen diğer pek çok vakada olduğu gibi, 7 Ekim'den sonra patlak veren saldırılar nedeniyle tedavisi gecikti.
Şubat ayında, şu anda hepsi de tesiste yaşayan diğer beş aile üyesiyle birlikte Kahire'deki bir hastaneye geldi. Bu ayın başlarında yazdıkları mektupta “Henüz teşhisi ve uygun tedavinin ne olduğunu bilmiyoruz” dediler.
Diğerleri ise hastanelerden taburcu edildiklerini ancak daha fazla tedaviye ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Meme kanseri olan yaşlı bir kadın radyoterapi tedavisi için sevk edildiğini söyledi.
“Doktorla bir kez bile görüşmeden hastaneye kapatıldım.” diye yazdı. “Sonra tedavinin gerekli olmadığına karar verildi ve hastaneden taburcu edildim.”
Meme kanseri olan bir başka hasta ise Gazze'de bir hormon tedavisi ilacı olan Zoladex'in aylık dozunu aldığını söyledi. Mısır'da ise hastanede kaldığı üç ay boyunca kendisine bir doz verilmiş.
“Ayrılmak istemedim ama bir doz Zoladex verdikten sonra doktorlar durumumu stabilize etmeye ve beni hastaneden taburcu etmeye karar verdiler” diye yazdı. Başka bir doz almak için geri döndüğünde ise geri çevrildiğini söyledi.
Kadın şimdi tedavi masraflarını özel olarak ödemeye çalıştığını, ancak kendisi ve yeğeni için kira ve yiyecekle birlikte ilacı karşılamakta zorlandığını söyledi ve sürekli acı içinde yaşadığını ekledi.
Hammad, formu doldurmaları için belirlediği son tarihten bu yana geçen haftalarda tedavi alamadıklarını söyleyen çok sayıda hastanın kendisiyle temasa geçtiğini söyledi.
“Bugüne kadar hala isimlerini bildirmek isteyen insanlar oldu” dedi.
“Tek istediğim bu çaresiz hastaların acılarının sona ermesi.”
Tahliyeler durduruldu
Kasım ayında, savaştan sadece birkaç hafta sonra, BAE Gazze'den 1.000 Filistinli kanser hastasını kabul etme ve bakımını üstlenme sözü verdi.
Aynı ay, dönemin Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin de “özellikle Gazze'deki Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi'nde tedavi gören kanser hastaları olmak üzere” 1.000 hastayı kabul edeceğini söyledi.
Her iki ülke de yüzlerce hastayı kabul etmiş olsa da, yardım çalışanları ve doktorlar MEE'ye her iki ülkenin de birkaç ay önce Mısır'dan tahliyeler durmadan önce almayı hedefledikleri sayıda hastayı tahliye etmediğini söyledi. BAE artık hastaları doğrudan Gazze'den tahliye ediyor.
BAE ve Türkiye ile birlikte Filistinli hastaların büyük kısmını kabul eden üçüncü ülke olan Katar da Mısır'dan tahliyeleri durdurdu. Ancak MEE, Katar'ın sağlık kaynaklarını en iyi şekilde kullanmak için öncelikle kanser hastalarına değil, yanık ve ortopedik sorunları olan hastalara odaklandığını belirtiyor.
Mısır'dan tahliyelerin neden durduğu tam olarak belli değil. Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar Dışişleri Bakanlıkları ile Dünya Sağlık Örgütü soruları yanıtsız bıraktı. Türk ve Mısır Sağlık Bakanlıkları ise konuyla ilgili yorum yapmayı reddetti.
Wille, Nisan ayında yaptığı bir ziyaret sırasında Mısırlı yetkililere Birleşik Arap Emirlikleri'nden tahliyelerin neden durduğunu sorduğunu ve onların da bilmediklerini söylediğini aktardı.
“BAE'den ve diğer ülkelerden gelecek hastaları belirlemek üzere yeni bir heyetin ne zaman gelebileceğini sorduk ve bilmediklerini söylediler” dedi.
Mısır'da Hend gibi şu anda İsrail bombalardan korunan ancak gelecekleri belirsiz olan yüzlerce kanser hastası bulunuyor. Durumları tamamen belirsiz.
Altı aydır aralıksız kaldığı Süveyş'teki bir hastane odasından kız kardeşi Linda, umutlarının BAE'nin yakında kendileriyle temasa geçmesine bağlı olduğunu söylüyor.
Ancak bunun gerçekleşeceğinden emin değiller.
“Sadece çevresi olanlar dışarı çıkabiliyor” diyor ve ekliyor: “Bizim hiç çevremiz yok.”
“Tek ihtiyacımız olan kız kardeşimi yurt dışına çıkarmak. O daha çok genç, eğitimine ve hayatına devam etmesi gerekiyor.”
Kaynak: Mepa News