- Bize ilham veren, devrimin gerçek öğretmeni ve gerçek lideri olan Mısır halkına minnettarlığımı sunuyor, onları en kalbi saygı duygularımla selamlıyorum.
- 20 Eylül gösterileri belirli elitlerin veya siyasi güçlerin protestoları değil, halkın kalbinden çıkan gerçek halk protestolarıdır.
- Bu hareket, Mısır sokaklarında görkemli ve ayırt edici bir başlangıç olup devamına etki edecektir. Yakında Mısır'da ne olacağını tüm dünya görecek.
- Zafer'in yakınlığını ve Sisi rejiminin sonunu hissediyorum. Bu bir vakit meselesi haline geldi. Halkın büyük yürüyüşünü tamamlamalıyız.
- Protestolara katılanların çoğu yirmili yaşlarındaki gençler. Mısır'ın geleceği yeni nesillerle umut verici.
- Şimdi olan şey, daha geniş bir hareketin mukaddimesi ve ülke çapında yayılacak tam teşekküllü bir devrimin başlangıcıdır. Herkes gelecek olanı beklemelidir.
- Mısır, modern tarihi boyunca en kötü ve en çirkin koşullarını yaşıyor. Yabancı işgali bile bizlere Sisi'nin yaptığını yapmadı.
- Polis güçleri geri adım atmaya başladı. Artık Sisi'yi eskisi kadar güçlü şekilde desteklemiyorlar.
- Ordu içinde Sisi'nin uygulamalarından dolayı artan bir huzursuzluk ve kabullenmeme var. Bu yüzden ordu, gösterileri bastırmaya katılmadı.
- Muhalif yapılardan uzakta bağımsız olarak çalışıyorum. Çünkü ben "Galabe (kimsesizler)'' ile Mısır halkının umumuyla birlikteyim ve onlarla kalacağım.
- Sisi, Mısır'ı ve Mısırlıları yakmaya karar verdi ve geri adım atmayacak. Onun tahtını her gün sallamalı ve devirmeliyiz.
- Sisi rejimi, son gösterileri büyük bir korku ve endişeyle karşıladı. Çok yakında (rejimin) ölüm belgesini tüm dünyaya açıklayacağız.
- Sisi medyası bulanık sularda balık tutmaya çalıştı.
- 100 milyon Mısırlı gösteri yapsaydı, "Samsung Medya (Mısırlıların, Sisi yanlısı medya birimlerine taktığı isim)" Sisi'ye karşı tek bir göstericinin olmadığını iddia ederdi.
Mısırlı sanatçı ve müteahhit Muhammed Ali, "Mısır'ın Pazar günü tanık olduğu protesto hareketi, ülkemiz tarihinde ender bir şey olup Mısır sokaklarında ciddi ve farklı bir başlangıçtır. Bu hareketlenmenin bir sonucu olacak ve tüm dünya, Allah'ın yardımı ve özgür Mısırlıların mücadelesi sayesinde yakında Mısır'da neler olacağını görecek." dedi.
Muhammed Ali, "Bu protestoların kaynağının halkın kalbi olduğunu ve Mısırlıların kalplerinde ve zihinlerinde artan öfke durumundan etkilendiğini" ekledi.
Ali, "Zaferin yaklaştığını ve Sisi rejiminin sonunun bir zaman meselesi haline geldiğini hissettiğini'' söylerken ''Bu nedenle, hepimizin bu fırsatı değerlendirip, insanların kanlarıyla yazdıkları yolu tamamlamak için gece gündüz çalışmalıyız ve bu uğurda en büyük fedakarlığı yapmalıyız." dedi.
Muhammed Ali, bu büyük protestolara katılanların çoğunluğunun gençler olduğunu belirterek, ''Bu, pek çok alandaki ve vilayetteki güvenlik önlemlerinin şiddetine rağmen coşku yoğunluklarını ve korkusuzluklarını gösterme cesaretiyle kanıtlandı. Bu da Mısır'ın geleceğinin bu yeni nesiller ile umut verici ve göz kamaştırıcı olduğu anlamına geliyor.'' dedi.
Mısırlı iş adamı Muhammed Ali, Sisi rejiminin, ''Gösterilerin büyük bir korku ve endişeyle karşıladığını, çünkü bu protestoların toplumun köklerinden kaynaklandığını ve ülkenin son yedi yıldır tanık olduğu diğer gösterilere benzemediğini kesin olarak anladığını'' vurguladı. "
''Bu, Sisi rejiminin sonunun gerçek başlangıcıdır. Çok yakında (rejimin) ölüm belgesini tüm dünyaya açıklayacağız."
Muhammed Ali'nin Arabi21 ile gerçekleştirdiği röportajın tamamamı Mepa News okurları için Türkçeleştirildi:
- Mısır'da yaşanan protestolar hakkında yorumunuz nedir?
Çok mutluyum. Bu 20 Eylül 2019'dan sonra hayatımın en mutlu ikinci günü. Mısır halkı hepimizin gözünü kamaştırıyor. Bize, korku duvarlarını kırabildiklerini ve Sisi'nin tüm gücü ve kuvvetiyle Mısırlılara empoze etmeye çalıştığı korkunç sessizlik bariyerini aşabildiklerini gösteriyorlar.
En kalbi duygularımla sokakta, somut bir başlangıçla hareket eden büyük Mısır halkını, ailemi, kardeşlerimi selamlıyorum. Tüm dünya yakında Mısır'da ne olacağını Allah'ın yardımı ve özgür Mısırlıların mücadelesi sayesinde görecek.
Zaferin yakın olduğunu ve Sisi rejiminin sonunun an meselesi olduğunu hissediyorum. Bu nedenle hepimiz bu fırsatı değerlendirmeli ve insanları kanlarıyla yazdığı süreci tamamlamak için gece gündüz çalışmalıyız.
Bu gösteriler, hiçbir şekilde belirli elit kesimlerin veya siyasi güçlerin protestoları değildir. Bunlar, bu halkın kalbinden çıkan, Mısırlıların kalplerinde ve zihinlerinde artan öfke durumundan etkilenen gerçek protestolardır. Bu öfke ve farkındalık hali, herkesin göğsüne sarkan korku ve sessizlik duvarlarını paramparça etmeye başladı.
- Tahminlerinize göre bu protestolara güçlü bir şekilde katılan belirli kesimler var mı?
Farklı kesimlerden birçok kişi bu protestolara katıldı. Ancak Mısır sahasında bu kez yeni olan şey, bu büyük protestolara katılanların çoğunluğunun yirmili yaşlarındaki ve hatta daha genç kişilerin olmasıydı. Bu, Mısır'ın geleceğinin, bu yeni nesiller ve bu gelecek vaat eden gençlerle umut verici ve göz kamaştırıcı olduğunu gösteriyor. Onlar bugün olduğumuzdan daha iyi bir geleceği hak ediyorlar. Birçok alandaki ve eyaletteki güvenlik önlemlerinin şiddetine rağmen coşkularını ve korkusuzluklarını gösterme cesaretlerinden fark ettik bunu.
- Bu protestolara yaygın katılım sağlanmasının sebebi hakkında ne dersiniz?
Halkın büyük tepkisi ve artan halk öfkesi, bu zalim ve baskıcı rejimin yol açtığı ekonomik, sosyal ve güvenlik krizlerinin yanı sıra Mısır'ı baştan sona etkileyen adaletsizlikten kaynaklanıyor.
Burada kritik yaşam seviyesinin, ekonomik, sosyal koşulların ve iktidar ile insanlar arasındaki farkın, Mısır tarihinin en kötüsü olduğunu vurgulamak istiyorum. Mısır, İngiliz veya Fransız işgali sırasında bile bu halde değildi. Ne yazık ki, Sisi'nin yetkisi saygıdeğer her şeyi ihlal etti, kabul edilemez her şeyi işledi ve Mısır'ın tüm insani değerlerini çiğnedi. Öyle ki hiçbir kırmızı çizgi kalmadı.
Hiçbir aklı başında kimse Mısır halkının azami öfke seviyesine ulaştığını, aşırı yük altında olduğunu ve özellikle ekonominin, sağlığın, eğitimin, güvenliğin ve ev yıkımlarının çöküşünün ışığında patlamanın köşesinde olduğunu inkar edemez. Sisi'nin Mısırlılara sunabileceği hiçbir şey yok. Tüm seçeneklerini ve prosedürlerini tüketti. Elinde yeni bir şey yok, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış birçok Mısırlı için ölüm ve yaşam eşit durumda.
- Güvenlik güçlerinin göstericilere müdahelesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçmişte olduğu gibi kaba bir müdahale yoktu. 25 Ocak devrimi olayları sırasında meydana gelen baskıcı güvenlik uygulamalarına tanık olmadık. Bununla birlikte, güvenlik güçlerinin göstericilere yönelik bazı saldırıları olduğu inkar edilemez. Ancak daha önce olanlara kıyasla sınırlı saldırılardı.
- Sizce bunun sebebi nedir?
Bu, polisin Sisi'nin aptallığından sıkılmaya başladığını ve polis güçlerinin bir adım geri adım attığını, son birkaç yılda olduğu gibi artık Sisi'yi güçlü bir şekilde desteklemediklerini gösteriyor. Bir saat dahi iktidarda kalmayı hak etmeyen Sisi'ye tepkisini belli etmek için milyonlarca Mısırlı sokaklara ve meydanlara inerlerse bu geri adımın giderek farklı geri adımlarla takip edileceğini umuyorum.
Geçtiğimiz günlerde benimle iletişime geçen bazı polis memurları da beni arayıp protesto ve gösteri çağrılarıyla dayanışma içinde olduklarını, ülkenin gerileme ve kötüleşmesinden memnuniyetsizliklerini teyit ettiklerini söylemek istiyorum. Hatta bazıları, protestoları desteklemek ve Sisi'yi devirmek için doğrudan ya da dolaylı olarak bir rolleri olabileceği ihtimalini ima etti.
Ayrıca doğru okunması gereken önemli bir şey var. Bu öfkeli protestolar karşısında tek bir asker olmaması ve Mısır ordusunun olay yerinden tamamen kaybolması, askeri kurumun Mısır halkının iradesinden taraf tutmaya başladığını doğruluyor.
- Sizce ordu, Mısır'daki gösterilerin olduğu yerlerde neden yoktu?
Çünkü ordu içinde Sisi'nin uygulamalarından artan bir huzursuzluk ve nefret var. Herkese silahlı kuvvetler içinde hayal gücünün ötesinde bir gerginlik olduğuna, ordunun ana biriminin Sisi'nin faaliyetlerinden tamamen memnun olmadığına ve ordunun, Sisi'nin askeri yapı da dahil herkesi uçurumun ve yıkımın eşiğine götüreceğini fark ettiklerine dair güvence veriyorum.
- 20 Eylül protestolarında bu sahneyi bekliyor muydunuz?
Asla. Aslında bu sahneyi tam olarak beklemiyordum. 20 Eylül 2019'da gerçekleşen kitlesel ve büyük gösterilere şaşırdığım gibi buna da şaşırdım. Özellikle bu büyük hareketlenme için herhangi bir düzenleme ya da organizasyon olmadı. Buna ek olarak muhalif taraflar bu protestolara katılmaya davet edilmedi. Benim davetim dışında başka bir davet yoktu. Bu halk her zaman göz kamaştırıyor ve bizi olabildiğince memnun ediyor.
Gerçekten dün olanların dörtte birinin bile gerçekleşeceğini hayal etmemiştim. Cin şişesinden çıkmaya başladı ve tüm meşru haklarını elde edene kadar şişeye geri dönmeyecek. Şimdi olan şey, daha geniş bir hareketlenmenin başlangıcı. Ülke geneline yayılacak tam teşekküllü bir devrimin başlangıcı olacak. Herkes gelecek olanı beklemelidir.
- Yurt içinde veya yurt dışında muhalif kişilerle ortak çalışmadaki pozisyonunuz nedir?
Şu anda sadece Mısır halkıyla çalışıyorum. Yurtiçinde ve yurtdışında tüm muhalif kimselere büyük bir saygı duysam da, protestoları destekleme ve Mısır halkı gibi gösterilere katılma hakkına sahip muhalefetten bağımsız olarak çalışıyorum. Elbette herkesin bu gösterilere katılma ve onlar hakkında fikirlerini açıklama hakkı var. Ancak rollerini veya fedakarlıklarını küçümsemediğim hiçbir muhalif kimseyle hiçbir bağlantım olmadığını, "Galabe (kimsesizler)" ile bir arada bulunduğumu ve bulunmaya devam edeceğimi beyan ederim.
- Sizce hangisi daha güçlü? Eylül 2019 protestoları mı yoksa Eylül 2020 protestoları mı?
Bu protestoların diğerlerinden daha güçlü ya da daha büyük olduğunu söyleyemem çünkü Eylül 2019'da olanlar, Eylül 2020 protestolarını tamamlıyor. Önceki ve şimdiki gösterileri birbirinden ayırma söz konusu olamaz çünkü bunlar tek bir şey. Geçen yıl yaşananlar, devrimin kıvılcımının, korku ve sessizlik bariyerini aşmanın fiili başlangıcıydı. Dün olanlar ise (20 Eylül) Eylül 2019'da patlak veren ve son dönemde yaşanan tüm acımasız güvenlik kontrollerine ve tutuklamalara rağmen Mısırlıların korku ve baskı duvarını tam anlamıyla kırdıkları devrimin başlangıcıydı.
- Bazıları sizi, Mısırlıları defalarca gösteriye davet ederek daha fazla vatandaşın tutuklanmasına neden olmakla suçladı. Bu tutuklamalardan gerçekten sorumlu musunuz?
Tutuklama girişimleri, Sisi'nin 2013 yazında Ocak devrimine karşı yaptığı darbeden bu yana bir gün durmadı. Bu kişilere şunu söylüyorum:
Muhammed Ali ortaya çıkmadan önce Mısır'da tutuklama yok muydu? Muhammed Ali, 25 Ocak 2020'de muhalefet güçleriyle siyasi çalışmalarından emekli olduğunu ilan ettikten sonra tutuklamalar durdu mu?
Herkes bilmeli ki Sisi, hayatının son saatine kadar tüm Mısırlılara yönelik baskıcı tedbirlerini ve tacizini asla durdurmayacaktır. Çünkü bu "embesil" Mısır'ı ve Mısırlıları yakmaya karar verdi. Bu günahından geri adım atmayacak. Ona değişikliği dayatmalıyız. Onu her gün yavaş yavaş gücünün tepelerinden uzaklaştırıp tahtından indirmeliyiz.
- Rejimin bu protestoları nasıl karşıladığını düşünüyorsunuz?
Sisi rejimi, gösterileri yoğun bir korku ve endişeyle karşıladı. Çünkü bu protestoların toplumun köklerinden ve rahminden çıktığının, ülkenin son yedi yıldır tanık olduğu diğer gösterilere benzemediğinin, tamamen farklı olduğunun kesinlikle farkında. Eminim ki bu gösteriler Sisi rejiminin sonunun gerçek başlangıcıdır. Çok yakında (rejimin) ölüm belgesini tüm dünyaya açıklayacağız.
- Ancak Sisi medyası gerçekleşen herhangi bir protesto gösterisi olmadığını iddia ederek durumun sakin ve tamamen istikrarlı olduğunu söyledi. Yorumunuz nedir?
Bu normal olan ve onlardan beklenen bir şey. Onlardan başka bir şey yapmaları beklenmez zaten. Mısır'da 100 milyon Mısırlı dışarı çıksa bile Sisi'ye karşı tek bir göstericinin çıkmadığını söyleyecek, durumu inkar edip düpedüz yalanlar ile kabul etmeyecekler.
Bu, 25 Ocak'ta (2013) dünyanın Mısır'da olan bitenle çalkalandığı, farklı eyaletlerde kitlesel gösterilerin dolup taştığı sırada Mübarek'in medyasının hiçbir gösteri veya protesto olmadığını iddia etmesine benzer. Bu nedenle "Samsung medya'' dan (Mısırlıların, Sisi yanlısı medyaya verdiği isim) farklı bir şey beklenilmez.
- Sonraki adımlar nelerdir? Gelecekte bizi ne bekliyor?
Umuyorum ki büyük ölçekli protestolar, önümüzdeki günlerde Mısır'ın tüm bölgelerine ulaşacak şekilde daha da artacak. Yeni coğrafi bölgeler ve farklı kesimlerin, Sisi'nin iktidarı terk edişine kadar durmayacağı bu protestolara katılacağını umuyoruz. Zira bu nihai bir hedef ve bundan asla vazgeçilmeyecek.
Önümüzdeki saatlerde ve günlerde meyve verene kadar durmayacak olan sürekli hareketliliğimizin detaylarını bir süre sonra açıklayacağız.''
Muhammed Ali, başkent Kahire’nin Nil Nehri kıyısındaki kenti Gize’de büyüdü. Eski bir vücut geliştirme şampiyonu olan babası Ali Abdulhalik'in iş dünyasına atılmış olması sebebiyle Muhammed Ali de "Emlak" isminde bir inşaat şirketinin sahibi oldu.
Muhammed Ali'nin kendi ifadelerine göre, ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olan Mısır ordusuyla 15 yıl boyunca çeşitli işler yaptı.
Sosyal medyada geçen sene Eylül ayının başından beri paylaştığı videolu mesajlar ile hızla takipçi sayısını artıran Mısırlı iş insanı ve sanatçı Muhammed Ali, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi’yi devirmek için halkı gösteri düzenlemeye çağırıyor.
Kaynak: Mepa News, Arabi 21