Bu film Hollywood film endüstrisinde Müslümanlar açısından bambaşka bir dönemin başlangıcı olabilir. Artık daha fazla eşitlik daha fazla çeşitlilik isteyen Hollywood'da benzer filmleri görmemiz çok olası... İslamofobi en azından bir süreliğine sandığa kilitlenip Guantanamo açıklarında denize atıldı.
Film, Guantanamo’da haksız yere 14 yıl yatan Mortianyalı bir Müslüman’ın gerçek hikayesini anlatıyor. Mohamedou Ould Slahi’nin yıllarca kendisi hakkında hiçbir suçlama olmaksızın ABD ordusunun Guantanamo Körfezi gözaltı merkezinde tutulmasının hikayesi. Sonunda serbest kalabilmek için bir savunma avukatından yardım ister.
Moritanyalı filmi başrol oyuncularından Tahar Rahim’in deyimiyle merkezinde sempatik bir Müslüman olan ilk Hollywood filmi. Gerilim türündeki filmi Kevin Macdonald yönetmiş başlıca rollerinde Benedict Cumberbatch, Zachary Levi, Shailene Woodley, Jodie Foster gibi iddialı isimler var.
The Moritanian’ın yıldızı Tahar Rahim, ekranda görmek istediği roller için savaşıyor. “Orta doğu halkı için aynı tasvirleri görmeye devam etmek istemiyorum. Görmek istediğim filmler yapmak istiyorum. Merkezde sempatik bir Müslüman olan bir Hollywood filmini ilk kez görüyorum” diyor.
Filmin dayandığı gerçek bir kişi olan Mohamedou, ABD askerleri tarafından işkence gördüğü Guantanamo Körfezi’nde yargılanmadan 14 yıl yatmış. Rahim’in canlandırdığı gibi Mohamedou, yıllarca süren korkunç muameleyle neredeyse vahşi hale gelen nazik bir ruh; bir şekilde insanlığına tutunmayı başarıyor. Jodie Foster, onun serbest bırakılması için savaşan savunma avukatını oynuyor.
Sherlock dizisinin yıldızı Benedict Cumberbatch şimdilerde Moritanyalı filmi ile bir kez daha gündemde. Filmin hem yapımcılarından biri hem de önemli karakterlerden birine hayat veriyor.
“The Moritanian” merkezinde sempatik bir Müslüman olan ilk Hollywood filmi olma özelliğini taşıyor. Filmin Amazon Prime’da yayınlanması vesilesiyle bir röportaj veren Benedict Cumberbatch ilginç açıklamalar yaptı. Indipendent’de yayınlanan röportajda ünlü yıldızın bambaşka yönlerine yer verildi.
Geçen yılın başında, tüm dünyaya yayılan gizemli, ölümcül yeni bir virüs haberi ortaya çıkmaya başladığında, Benedict Cumberbatch korkunç bir düşünceye kapılmış. 2019 yılının sonlarında yeni filmi The Mauritanian’ı ( Moritanyalı) çekmek için Güney Afrika’ya gitmiş ve döndüğünde hastalanmış. O günleri, “İnanılmaz derecede hastaydım, o kadar ki tüm bu Covid olayları yeni yılda aniden patlak verdiğinde, aman tanrım sıfır numaralı hasta bendim diye düşünüyordum. Çok hastaydım, sınırda zatürre idi.” diye anlatıyor.
Guantanamo yeniden kuruldu
Ünlü oyuncu çekimler başladığında sahneler arasında kusarak da olsa ne olursa olsun çekimlere devam etmek zorunda kalmış. Filmin yapımcılığını ortaklarından biri olduğu bağımsız film ve televizyon şirketi SunnyMarch yapıyordu. Güney Afrika Cape Town’da Guantanamo Körfezini yeniden yarattılar ve Cumberbatch’i tam altı yıldır içinde tutan bu hikaye üzerinde çalışmaya başladılar.
Cumberbatch filmin yapım hikayesini de anlattı. Mohamedou Ould Slahi’nin gerçek üzücü hatıralarından oluşan “Guantanamo Günlüğü” isimli o dönem çok satanlar listesine giren kitaptan bir alıntı okuduğunda tepkisi ani ve içgüdüsel olmuş. “Anlattıkları tarafından esir alınmıştım.” diye belirtiyor.
Eski bir elektrik mühendisi olan Slahi, ABD ordusu tarafında Küba sahilinde kurulan Guantanamo Körfezi gözaltı kampına nakledilmeden önce, 11 Eylül saldırılarının ardından Moritanya makamlarınca sorgulanmış. Slahi, sık sık işkence gördüğü kabus gibi hapis cezası hakkında yazmaya başlamış. Ekim 2016’da serbest bırakılıncaya kadar tam 14 yıl boyunca hiçbir suçlamaya tabi tutulmadan hapsedilmiş.
Guantanamo Günlükleri
Slahi’nin hapisteyken kaleme aldığı “Guantanamo Günlüğü” isimli kitaptaki olayların konu edildiği filmde, hapishanedeki mahkumların maruz kaldığı acımasız koşullar ve kanunsuz uygulamalar beyaz perdeye aktarıldı.
Slahi’nin, 2015’te yazdığı ve ABD’de “en çok satanlar” listesine giren kitabında anlattığı mahkumlara uygulanan soğukta bırakma, cinsel aşağılama, uykusuz tutma, suda boğma gibi çeşitli fiziksel işkence yöntemleri de filmde etkileyici şekilde sunuldu.
Yarı belgesel şeklinde kurgulanan filmde, Müslüman tutsak Slahi’ye yapılan suçlamaların hiçbiri kesinleşmediği halde sadece isnat edilen suçları işlemiş olabileceği gerekçesiyle 14 yıl tutsak edilişinin öyküsü anlatıldı.
Filmde, işkenceleriyle ünlü Guantanamo adasındaki hapishanede ayakta kalmaya çalışan Slahi’nin bir yandan da kendini aklama çabası anlatılıyor.