PEW araştırma merkezinin Mgerçekleştirdiği anket çalışmasına göre, Ürdün halkının çektiği (halkın %94’ü) birçok ülke halkı IŞİD’e sıcak bakmıyor. Ancak birkaç ülkede halkın önemli bölümü bu konuda beyanda bulunmaktan kaçınıyor. Örneğin, Pakistan halkının %62’si!
IŞİD'e bağlı Boko Haram örgütünün bulunduğu Nijerya halkı, bu tip örgütlere en büyük desteği veren ülke. Halkın %20’si bu harekete sempati duyduğunu ifade ediyor.
'Sivilleri' hedef alan saldırılar
Bir başka araştırılan husus; İslam adına, 'gayri muhariplerin (savaşmayan kişiler) olduğu yerlere canlı bomba saldırısı düzenlemenin veya başka yollarla bu kişilere şiddet uygulanmasının dinlerinde yeri olup olmadığı noktasında.
Endonezya halkının %92’si ve Irak’ın %91’i nadiren veya asla cevabını verdiklerini görüyoruz. 2011 yılında ABD’de yapılan benzer bir anket çalışmasında Müslümanların %46’sı bu gibi taktiklerin uygulanmasının nadiren veya asla dinlerinde uygun görüldüğünü ifade etmişlerdi. Yine %7’si bazen bu yönteme izin verildiğini ve %1’i ise genellikle izin verildiğini ifade etmişlerdi.
Ankete katılanlara IŞİD hakkında nasıl bir görüşe [olumsuz (turuncu), olumlu (yeşil), bilmiyorum (gri)] sahip oldukları soruldu:
Bazı ülkelerde ise Müslümanların dörtte birlik veya daha büyük bir kısmının bu tür saldırıları haklı gördükleri sonucuna ulaşıldı: Filistinlilerin %40’ı, Afganistanlıların %39’u, Mısırlıların %29’u ve Bangladeşlilerin %26’sı.
Saldırılar meşru bir hak mı?
Günümüzde IŞİD ile birlikte anılan canlı bomba saldırıları aslında Hamas hareketi başta olmak üzere bir çok İslam yanlısı örgütün pratiğinde yer alıyor. Ancak bu saldırıların hedefleri ve şartları konusunda örgütlerin ortak bir görüşe sahip olmadığı görülüyor.
Hamas, "İsrail vatandaşlarının da işgalin bir parçası olduğunu" ileri sürerek Yahudileri hedef alan çok sayıda canlı bomba saldırısı düzenlemişti.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El Kardavi de İsrail'de düzenlenen canlı bomba saldırılarının 'meşru olduğunu' iddia etmişti. Ancak Kardavi geçtiğimiz yıl bu görüşünü revize ederek, "canlı bomba eylemlerinin baskı ve zulüm altında yaşayan Müslümanlar için meşru bir hak olduğunu belirtirken Filistin’in artık İsrail’in derinliğine ulaşabilecek füzelere sahip olduğu için canlı bomba eylemi gerçekleştirmelerinin artık caiz olmadığını" ifade etmişti.
Kaynak: Mepa News