Amerikan destekli Irak ordusunun Musulu’u özgürleştirmek için başlattığı ve üzerinden 9 hafta geçmesine rağmen önemli bir gelişme sağlayamaması artık beceriksizliklerin gizlenemeyecek boyuta ulaşmış durumda olduğunu göstermekte. Bu durumun gözler önüne seren son gelişme ise 4 Aralık günü Suriye’nin Rakka şehrinden bir grup tecrübeli IŞID komutanının herhangi bir engellemeyle karşılaşmadan Musul’a giriş yapması oldu.
İstihbarat uzmanları tarafların Her iki şehirde gerçekleştirilen operasyonlar arasında koordinasyon sağlamak amacıyla bir araya geldiklerini ifade ediyorlar. Toplantıda alınan en önemli kararın ise şehri terk etmeyerek savunmaya devam etme yönünde alınan kararlar olduğu gelen haberler arasında.
IŞID tarafından alınan böylesi bir kararın, Amerikan ordusu tarafından Başkan Obama’ya verilen aralık ayı sonuna kadar şehrin teslim alınacağı yönündeki sözlerini tutamayacaklarının bir göstergesi olarak da değerlendirmek mümkün. Zira başkan, koltuğunu boşaltmadan önce en önemli sözlerinden birini daha tutarak
54 bin Irak askeri ile 5 bin Amerikan askerinin görev aldığı harekatta 90 savaş uçağı ile 150 ağır topçu bataryası faaliyetlere destek veriyor. Ancak tüm bunların hepsi toplamda ancak 9 bin cihadçıdan oluşan IŞID’ın Musul birliklerini yenebilmiş değil. Daha da kötüsü, aradan geçen süre zarfında Irak güçlerinin elde ettiği alan, sadece hedeflenenin onda biri kadar.
Tüm bu gerçekler Irak ve Amerikan ordularının saflarında hayal kırıklığına sebep olmakta iken saldırıların ilk günlerinde bölgeyi terk eden bazı IŞID unsurlarının da tekrar geri döndükleri yolundaki (muteber istihbarat kaynaklarına dayandırılan) haberler de Musul kentinde morallerin göreceli olarak iyi olduğu yönünde.
Kürt peşmerge güçleri ise Kasım ikinci haftasında harekattan ayrıldığını açıklamıştı. Peşmerge güçleri, olası kötü senaryolara karşı Erbil’de ciddi savunma hattı hazırlamakla meşgul.
Uzmanlar harekatın başarı ile son bulması için tek yol kaldığını; onun da çiçeği burnunda başkan Trump’ın göreve başlayınca vereceği ağır bombardıman emri ile açıkça söylenmese de, şehri haritadan silinmesi olarak görüyorlar.