Netanyahu'nun konuşması ABD'nin gerçek patronunun kim olduğunu gösterdi

Richard Silverstein

Binyamin Netanyahu'nun Kongre'de yaptığı konuşma modern ABD tarihinin en mide bulandırıcı gösterilerinden biriydi.

Zor durumdaki İsrail Başbakanı, Meclis'in her iki kanadı tarafından kürsüye çıkarılırken her anın tadını çıkardı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısıyla ilgili her yalana yaltaklanıldı ve her soykırım gerekçesi alkışlandı. Bu gerçekten dehşet verici bir siyasi histeri anıydı.

Konuşmanın içeriği yorucu bir şablon izledi: Bibi olağan şüpheliler olan İran, Hamas ve İslam'ı kötü adamlar olarak göstererek bir medeniyetler çatışmasını çağırdı, -aydınlanmış Batı ve barbar Doğu arasında-. Kongre'ye dört kez hitap eden tek yabancı lider olarak kendini rahat hissetti ve onlara patronun kim olduğunu ve ABD vergi mükelleflerinin paralarının nereye gittiğini gösterme fırsatından vazgeçmedi.

Filistin asıllı Amerikalı Kongre üyesi Rashida Tlaib ise salonda yalnız bir görüntü çizdi. Netanyahu konuşmaya başladığında bir pankart kaldırdı ve haklı olarak İsrail liderini "savaş suçlusu" ve "soykırım suçlusu" olarak kınadı.

Kimsenin umurunda değildi, hatta dalkavuklukta Cumhuriyetçilerle yarışan Demokrat arkadaşlarının bile. Ancak tarih o meclisin her bir üyesini kınayacak ve Rashida Tlaib haklı çıkacaktır.

Konuşmadan önce, Binyamin Netanyahu'nun ziyareti, İsrail 'in Gazze'deki soykırımını büyük ölçüde onaylamayan Demokratlar için hemen bölücü bir konuydu. İsrail başbakanına böylesine büyük bir onur vermenin, nefret ettikleri bir savaşı meşrulaştıracağını anladılar.

Ancak Temsilciler Meclisi ve Senato'nun Demokrat liderleri Hakeem Jeffries ve Chuck Schumer bu konuda hemfikir olduklarında iş bir oldu bittiye getirilmiş oldu. Buna rağmen 100'den fazla Demokrat etkinliği boykot etti. Demokrat Başkan Yardımcısı ve Biden'ın halefi Kamala Harris de konuşma sırasında Senato'ya başkanlık etmeyi reddetti.

Netanyahu ve Gazze savaşına uzun süredir karşı olan Senatör Bernie Sanders, Rashida Tlaib ve Ilhan Omar gibi diğer ilericiler gibi, Netanyahu'yu savaş suçlusu olarak kınadı ve konuşmayı boykot edeceğini açıkladı.

Savaş karşıtı harekete öncülük eden Filistin İçin Adalet Öğrencileri, Barış İçin Yahudi Sesi ve If Not Now gibi gruplar da dahil olmak üzere binlerce kişi Kongre dışındaki sokaklarda protesto gösterileri düzenledi. Bunun üzerine D.C. polisi tarafından göz yaşartıcı gazla müdahale edildi.

Demokratlar için konuşmanın zamanlaması daha kötü olamazdı. Başkan Biden sadece birkaç gün önce başkanlık yarışından çekildi. Biden'ın adaylığını desteklemesiyle Başkan Yardımcısı Harris hemen Demokratların standart lideri haline geldi. Bu durum, Trump'ın zaferi ve muhtemelen Kongre'nin her iki kanadını da kaybetme ihtimaliyle karşı karşıya olan Parti'yi zor durumda bıraktı.

Kamala Harris tehlikeli bir konumda

Kamala Harris, Amerika'nın İsrail ile ilişkilerine dair birbirinden çok farklı iki vizyon arasında gidip gelmek gibi ürkütücü bir görevle karşı karşıya.

Bir yandan, Biden'ın Gazze savaşına verdiği yüksek sesli desteği sürdürürse, Parti'nin sol kanadının büyük bir bölümünü yabancılaştıracak. Bu, kazanması için elinde tutması ve hatta harekete geçirmesi gereken bir grup ki bu hiçbir şekilde kesin bir sonuç değil.

Konuşmada yer almaması buna yönelik bir girişim: Netanyahu'ya Biden'ın asla yapmayacağı ya da yapamayacağı bir şekilde muhalefet göstermek. Bu, patronundan daha bağımsız bir yaklaşıma işaret ediyor.

Öte yandan Harris hiçbir şekilde Parti'nin liberal kanadının standart lideri değil. Her zaman İsrail'in güçlü bir destekçisi oldu. Bunun başlıca nedeni, son 75 yıldır Parti içindeki fikir birliğinin bu yönde olması ve İsrail yanlısı zengin bağışçıların çeşitli Demokrat kampanyalara milyarlarca dolar katkıda bulunmuş olması.

Harris'in kampanyasını başlatmak için çok hızlı bir şekilde yüz milyonlarca dolar toplaması gerekecek. Bunu da ancak bu kurumsal mega bağışçıları yanına alırsa başarabilir. Onlar da bir karşılık beklemeden cüzdanlarını açmayacaklar: Bu karşılık Gazze'ye yönelik savaşına destek de dahil olmak üzere İsrail'e tereddütsüz destek.

Geçtiğimiz aylarda Kongre, ABD'nin İsrail ordusuna silah yardımı için 18 milyar dolar vermesini onayladı. Gazze'ye atılan ve yaklaşık 40 bin Filistinlinin ölümüne neden olan bombaların birçoğunda ABD damgası bulunuyor.

Bu durum Harris'i zor durumda bırakıyor. Eğer çok fazla sola kayarsa milyarder sınıfını yabancılaştıracak. Eğer çok fazla sağa kayarsa, ilerici kanadı yabancılaştıracak.

Harris 2020 ön seçimlerinde başkanlık için yarıştı ve becerikli bir aday olarak özellikle iyi bir izlenim bırakmadı. Önemli anlarda tökezleyerek adaylığını kargaşa içinde bıraktı ve yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Ön seçimlerin galibi Biden daha sonra onu başkan yardımcısı adayı olarak seçti. Daha önce yaşadığı tökezlemeler Demokrat Parti'nin sol kanadını bu konuda tatmin edeceğine dair pek umut bırakmıyor.

Netanyahu ABD'deki siyasi çalkantılardan faydalanıyor

Netanyahu, İsrail karşıtı olduğu için uzun süredir terk ettiği Demokrat Parti saflarındaki çalkantıdan daha mutlu olamazdı. Netanyahu'nun doğal müttefiki Donald Trump, ancak Trump'ın İsrailli liderle yıllar boyunca aşk-nefret ilişkisi olageldi. Buna rağmen Trump bu hafta onunla Mar-a-Lago'daki malikanesinde görüşmeyi kabul etti.

İsrail başbakanı her zaman usta bir taktikçi oldu, özellikle de siyasi rakiplerini ve hatta kendi saflarındaki rakiplerini bile kendi tarafına çekme ve bölme konusunda usta. Ülke tarihinde en uzun süre görev yapan lider olmasının nedeni de bu.

Netanyahu konuşmasının kendisine sunduğu ilgi odağının tadını çıkardı. Demokratları savaşa verdikleri cılız destekten dolayı üstü kapalı bir şekilde azarlarken, Cumhuriyetçileri de tam desteklerinden dolayı övdü.

İç siyasete bu tür müdahaleler geçmişte İsrailli liderler için kırmızı çizgi oldu. Ancak Netanyahu yıllar önce Cumhuriyetçi başkan adaylarını on yılı aşkın bir süre boyunca alenen destekleyerek çizgiyi aşmıştı.

Binyamin Netanyahu bunun ABD'nin savaşa desteğini güçlendireceğine ve kendi siyasi şansını artıracağına inanıyor. İsraillilerin büyük bir çoğunluğu onun gitmesini istediği için bu sonuncusu çok şüpheli.

ABD'nin desteğine çok ihtiyacı var çünkü bu destek İsrail siyasetinde ABD siyasetinden çok daha fazla ağırlık taşıyor. Ancak İsrail içinde Netanyahu'ya karşı duyulan nefret o kadar yoğun ki hiçbir Amerikan desteği bu nefreti etkisiz hale getiremez.

İsrailli liderin büyük bir egosu var. Cumhuriyetçiler adına Amerikan seçmenleri üzerinde büyük bir etki yaratabileceğine inanıyor. Bu konuşmanın, kendisini İsrail televizyonunda ABD Kongresi koridorunda kasıla kasıla yürürken ve kürsüye çıkıp yasa koyuculara savaş hakkında nutuk çekerken, onayladıkları milyarlarca dolarlık silahlar için onları överken ve daha fazlasını yapmalarını talep ederken görecek olan İsrailli seçmenler üzerinde büyük bir etki yaratacağına inanıyor.

Netanyahu her zaman daha fazlasını ister. İstediğini elde ettiğinde de çıtayı yükseltir ve daha fazlasını talep eder. ABD başkanları da onlarca yıldır onun ekmeğine yağ sürdüler, silah ve diğer maddi desteklere yönelik doymak bilmez iştahını tatmin ettiler.

Bazı Demokratlar Harris'in Gazze'deki savaş konusunda Biden'dan ayrılacağı konusunda umutlu olsa da, başkan olarak çok farklı davranacağı şüpheli.

Ancak gerçek şu ki Amerikalıların çoğu konuşmayı ya çok az dinledi ya da hiç dinlemedi. Yabancı liderlerin Amerikan siyaseti hakkında ne düşündükleri pek umurlarında değil.

Onlar, iş, ekonomi, sağlık hizmetleri gibi evlerini ilgilendiren konularda cüzdanlarını oylayacaklar. Sonuçta Netanyahu'nun konuşmasının mirası 2024 seçimlerinin sularını dalgalandıran bir çakıl taşı olacak. Ortalık durulmaya başladığında Netanyahu'nun konuşmasının Capitol Hill üzerinde bir etkisi olabilir. Ancak ABD'li seçmenler için başka konular çok daha önemli.


New Arab'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.