Barack Obama, 2009 yılında ABD başkanlığına seçildikten kısa bir süre sonra, "uluslararası diplomasiyi geliştirme ve insanlar arasında işbirliğini arttırma adına sarfettiği olağanüstü çaba" nedeniyle Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Bu karar, birçok kimse ve daha sonra pişmanlığını açıklayacak olan Nobel Komitesi Sekreteri Geir Lundestad için sürpriz oldu.
Lundestad yaptığı açıklamada, "Çoğu Obama destekçisi, bu ödülün hatayla verildiğine inanıyordu" demişti.
Barış ödüllü 'savaş başkanı'
İşin aslı, 'barış ödüllü' Barack Obama, bir 'savaş başkanı' olduğunu gösterdi. Yeni bir savaş yöntemi benimseyen ABD başkanı, ordusunun uluslararası operasyonlarını bir başkomutan gibi yönetti. Obama, oyununu gölgelerde oynadı, vekillerle ve insansız hava saldırıları ile savaşı yürüttü. Dünyanın en ücra köşelerindeki operasyonlarını çok özel birimlerle gerçekleştirdi. Bu savaş, Amerikan savaş endüstrisinin büyük karlar elde etmesine yardım etti. Yemen'de sivil-asker ayrımı yapmadan acımasız hava saldırıları başlatan Suudi Arabistan'a ABD ve İngiltere tarafından lojistik olarak destek verildi ve silah satıldı.
Bush'dan daha savaşçı bir lider
ABD başkanları genellikle başlattıkları savaşlar ile anılırlar. George W. Bush ve İngiliz lider Tony Blair'in Irak ve Afganistan savaşı ile bağları sonsuza kadar devam edecek. Bu bağlamda Bush, Obama'dan daha savaşçı bir lider olarak görülür. Ancak gerçekler bu önkabulu yalanlıyor. Bush iki dönem yaptığı başkanlık boyunca 50 insansız hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda yaklaşık 300 savaşçının ve 200 sivilin öldürüldü.
Barack Obama, Bin Ladin'in bulunduğu eve düzenlenen operasyonu takip ediyor
Obama yönetimi ise, 8 yılda 500'ün üzerinde insansız hava saldırısını onaylayarak Bush'u 10' katladı. Bu saldırılarda 3040 savaşçı ve 391 sivil öldürüldü. Başkan Obama döneminde özel kuvvetler bütçesi yaklaşık iki katına çıkarılarak, 6 milyar dolardan 11 milyar dolara getirildi. Özel kuvvetlere bağlı asker sayısı ise 2009'da 56 bin iken, günümüzde 70 bin'e çıktı.
İnsansız hava araçları ve vekilleri öne süren 'gölge savaşçı'
Obama, gizli savaş politikası ve 'vekalet savaşı' stratejisini onaylayıp yürüttüğünde, Amerika büyük miktarlarda silahı Ortadoğu'ya satıyordu. Obama, oval ofiste geçirdiği 8 yılda bölgedeki müttefiklerine 278 milyar dolar silah satışı gerçekleştirdi. ABD'nin en büyük müşterisi 115 milyar dolar silah satın alan Suudi Arabistan oldu.
ABD'de çıkarılan yeni düzenleme, Suudi Arabistan'a 130 Abrams tankının satılabilmesinin önünü açtı
278 milyar dolar, meblağ olarak Bush tarafından gerçekleştirilen silah satışının iki katı. İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden beri, ABD yıllık ortalama 11 milyar dolarlık silah satışı gerçekleştiriyor. Obama yönetimin her yılında, bu ortalama genellikle büyük oranda aşıldı.
'İyi ticaret'
Amerikalıar 8 Kasım'da sandık başına gittiklerinde; Pentagon, 2016 yılında Kuveyt, Katar ve Bahreyn ile yapılan 7 milyar doları aşan savaş uçağı anlaşması hariç, 33,6 milyar dolarlık silah satışının gerçekleştirildiğini duyurdu.
Satılan silahlar, son savaş teknolojisini içeren silahlardı. F15 jetleri, Apaçi helikopterler, M1 Abrams tankları, Patriot füzeleri, insansız hava araçları, erken uyarı uçakları, balistik füzeler, korvetler, çıkarma gemisi, anti-tank füzeleri ve diğerleri...
Obama, gerçekten de -İran'la varılan nükleer anlaşma bir kenara- değerli zamanını 'diplomasi sanatı' ile bölgeki sorunları çözmeye harcadı(!).
Kaynak: Mepa News