Al Jazeera | Abdelhakim Abu Riash
Yerlerinden edilen binlerce Filistinli bir süredir Gazze Şehri'ni ve Gazze'nin kuzeyini terk etmek zorunda kalarak İsrail'in saldırısı altındaki kıyı bölgesinin orta kesimlerine doğru yol alıyor.
Ancak birçok Filistinli, İsrail'in tahliyelerine izin vermek için ilan ettiği sözde "güvenli koridorları" "dehşet dolu" olarak tanımladı.
Ahmed el Ruveyşi, İsrail ordusunun Cumartesi günü bombalayarak en az 100 sivili katlettiği esnada Cebaliye mülteci kampındaki El Fahura okulunda kalıyordu.
Cesetleri parçalanmış olan en az 20 kişinin kalıntılarının taşınmasına yardım ettiğini söyledi.
El Ruveyşi, "Ailemi korumak için ayrılmak zorunda kaldım, zor bir yolculuktu ve sırf annemi tekerlekli sandalyesinde ittiğim için askerler bana ateş etti." dedi.
El Ruveyşi, İsrail askerlerinin erkekleri çırılçıplak soyduğunu ve bazılarını alıkoyduğunu söyledi.
"Arkanıza bakamıyordunuz ve eğer bir şey düşürürseniz, almak için eğildiğinizde ateş ediyorlardı" dedi El Ruveyşi.
Birleşmiş Milletler en az 1.6 milyon Filistinlinin ülke içinde yerinden edildiğini ve bunların çoğunun BM tarafından yönetilen okullarda kaldığını söylüyor. Diğerleri ise ev sahibi ailelerin yanında ya da hastanelerde kalmakta.
İsrail ordusu haftalardır Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlilere güneye göç etmeleri çağrısında bulunuyor, ancak orada dahi sivilleri hedef almaya ve bombalamaya devam ediyor.
Mahmud el Medhun, kuzeyi güneye bağlayan ana yola atıfta bulunarak, "Selahaddin Caddesi'nde ölümün her rengini gördüm" dedi.
El Medhun, "Yolda yanmış arabalar ve köpeklerin kemirdiği cesetler gördük ve onları bir battaniye ile dahi örtemedik." dedi.
El Medhun Cumartesi günü oradan ayrılana kadar El Şifa Hastanesi'nde kalıyordu. İsrail askerleri kompleksi basıp bombalarla hedef aldığında hastanedeki hastaların ve yerinden edilmiş insanların yaşadığı dehşeti anlattı.
El Medhun, " Sonunda hastaneden çıkabildiğimizde, yollarda konuşlanmış İsrailli keskin nişancılar vardı." dedi.
"Toprak bariyerler kurmuşlardı ve yüzümüzü tespit eden bir tür gözetleme teknolojisi kullanıyorlardı. Çok korkutucuydu. Yaşadığımız ve çalıştığımız şehrin göbeğinde askerleri göreceğimizi hiç düşünmemiştik."
El Medhun, hasta ve yaralılar için araba ve hatta ambulans olmadığı için uzun yolculuğu yürüyerek kat ettiklerini söyledi. İsrail askerlerinin onlara kimliklerini ellerinde tutmalarını emrettiğini söyledi.
Ayrıca, akıbetleri bilinmeyen erkek, kadın ve çocukların askerler tarafından götürüldüğünü de görmüş.
El Medhun, "Bunlar 'güvenli koridorlar' değil, bunlar 'aldatma koridorları'" dedi ve ekledi: "Bizi aşağılıyorlar, kaçırıyorlar ya da üzerimize ateş açıyorlar."
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera