Suudi Arabistan ve Rusya’nın başını çektiği büyük petrol üreticileri (OPEC+) küresel ekonomiye arz ettikleri petrol miktarını azaltma kararı aldı.
Haliyle, arz-talep kanununun dikte ettiği üzere hem ham petrol hem de ham petrolden üretilen dizel, benzin ve ısınma için kullanılan yakıtların fiyatları önümüzdeki günlerde artacaktır.
OPEC+ ittifakının gelecek aydan itibaren günlük petrol üretimini 2 milyon varil azaltma kararı alması, Batı dünyasının, Ukrayna’yı işgal eden Moskova’nın savaş hazinesine akan petrol paraları kısıtlama çabalarıyla taban tabana zıt bir hamle oldu.
OPEC+ üretimi neden azaltıyor?
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Abdülaziz bin Selman yaptığı açıklamada, OPEC devletleri tarafından alınan kararın, yavaşlayan küresel ekonominin nakliye ve üretim için daha az yakıta ihtiyaç duyacağı için petrol talebinde olası bir azalma yaşanmadan önce arz miktarında “önleyici” bir ayarlamadan ibaret olduğunu savundu.
OPEC’in “istikrar sağlamaya yönelik dengeleyici bir güç” olduğunu ve grup bünyesindeki devletlerin “vaziyet ile ilgili tebdirler almaktan” başka bir amacı olmadığını ifade eden bakan, “ileride bizi etkilemesi muhtemel çok sayıda belirsizliğin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz, tepemizde toplanan bulutları görebiliyoruz” dedi.
Tüm yaz boyunca yüksek seyreden petrol fiyatları son günlerde düşüşe geçti. Haziran ayının ortalarında varili 123 dolardan satılan Brent petrolün fiyatı bugünlerde %24 oranında azalarak 93.50 dolar seviyelerine geriledi.
Düşüşün altında yatan nedenlerden bir tanesi de yüksek enerji fiyatları (petrol, doğal gaz ve elektrik) nedeniyle enflasyonun artması ve tüketicilerin alım gücünün düşmesiyle birlikte küresel ekonominin büyük bir kısmında resesyona girileceği korkusu oldu.
Yaz aylarındaki yüksek fiyatların sebebi ise Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rusya’nın ürettiği petrolün uluslararası pazara erişiminin büyük oranda kısıtlanacağı endişeydi. Fakat yaptırımların devreye girmesini dahi beklemeden Rus petrolünden yüz çeviren Batılı tacirlerden oluşan boşluğu Hindistan ve Çin doldurarak ortada kalması beklenen varilleri indirimli fiyatlardan satın alınca küresel arz seviyesi öngörüldüğü gibi hızlı şekilde çakılmadı.
Küresel ekonominin tahmin edilenden daha hızlı zayıfladığı dönemlerde fiyatlarda ani düşüşler yaşanması petrol üreticilerini çok rahatsız eden bir durumdur. Mesela 2008-2009 mali krizi ve 2020’deki COVID-19 salgınında bu yaşanmıştı.
Batı Rus petrolünü nasıl hedef alıyor?
ABD ve İngiltere zaten büyük miktarlarda Rus petrolü ithal etmediği için kendi şahıslarında sadece sembolik yaptırımlar yürürlüğe koymak ile yetindi. Beyaz Saray, petrolünün dörtte birini Rusya’dan temin eden Avrupa Birliğine bir ithalat yasağı getirmesi hususunda çok baskı yapmaktan özellikle kaçındı.
Ancak 27 devletten müteşekkil blok nihai olarak 5 Aralık tarihine kadar gemilerle gerçekleştirilen tüm Rus petrolü sevkiyatlarının sona erdirilmesine ve bununla birlikte bazı Doğu Avrupalı devletler için hayati önlem taşıyan boru hatlarının ufak bir kısmının açık tutulmasına karar verdi.
Bunun dışında, ABD ve diğer G7 devletleri Rus petrolüne yönelik bir tavan fiyat getirilmesi hususunda atılacak adımın detayları üzerinde çalışmaya başladı. Bu hamle, Rusya’dan diğer ülkelere petrol gönderilmesi sürecinden kazanç sağlayan sigorta ve diğer hizmet sağlayıcı şirketleri olumsuz etkileyecektir. AB, bu hafta başlarında aldığı karar ile bu sektörlere yönelik yaptırım tedbirlerini onayladı.
Birçoğu Avrupa merkezli olan söz konusu hizmet sağlayıcı şirketlerin, belirlenen tavan fiyat üzerinde olması halinde Rus petrolü ile alakalı hiçbir şekilde ticaret yapmasına izin verilmeyecek.
Üretimin düşürülmesi, tavan fiyat uygulaması ve ambargoların birbiri üzerinde ne gibi etkileri olacak
Tavan fiyat uygulamasının arkasındaki fikir, Rus petrolünün küresel pazara akmaya devam etmesini sağlarken Kremlin’in kar oranını düşürmek idi. Rusya ise bu hamleye karşılık olarak, tavan fiyat uygulamasına uyan devlet veya şirketlere tüm teslimatların durdurulacağı tehdidini ortaya attı. Bu durumda Rus petrolünün küresel pazardaki oranı düşeceği için fiyatlar yukarı doğru tırmanacaktır.
Bu senaryonun gerçek olması halinde pompa fiyatları da yükselecektir.
Amerika’da haziran ayının ortalarında galon başına 5.02 dolara kadar yükselerek rekor kıran benzin fiyatları son dönemde istikrarlı şekilde düşmekteydi ancak bugünlerde tekrar yükselmeye başladı. Bu durum ara seçimlere sadece bir ay kalan ABD’de Başkan Biden için hatırı sayılır siyasi sorunlara neden olmaktadır.
Son 40 yılın en yüksek enflasyon oranları ile karşı karşıya kalan Biden benzin fiyatlarının düşürülmesi için birçok yola başvurmasına rağmen geçtiğimiz hafta ortalama 9 cent artarak 3.87 dolara çıkan galon benzine Amerikalıların geçtiğimiz yıl ödediği miktar yaklaşık 3.22 dolar idi.
Biden, OPEC+ tarafından ilan edilen kararın ardından kendisine yöneltilen soruya, “bu bir hayal kırıklığı, ne gibi alternatiflerimiz var bakıyoruz” şeklinde cevap verdi.
Opec devletlerinin üretimi kısma kararı enflasyonu daha da azdıracak mı?
Bu soruya cevaben “büyük ihtimalle evet” diyen Rystad Enerji Baş Başkan Yardımcısı Jorge Leon’a göre Brent ham petrolün fiyatı aralık ayına gelindiğinde bir önceki tahminlerde söylenildiği gibi 89 değil 100 dolar seviyesine erişecek.
Günlük üretimin 2 milyon varil azaltılması teknik olarak sadece kağıt üzerinde mümkündür zira bazı OPEC+ devletleri halihazırdaki üretim kotalarına dahi ulaşamadığı için kesilmesi mümkün gerçek değer 1.2 milyon varil civarındadır.
Bu miktarın dahi fiyatlar üzerinde “hatırı sayılır” bir etki yaratacağını ifade eden Bay Leon şunları söyledi: “Yükselen petrol fiyatları, halihazırda dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarının mücadele etmekte olduğu enflasyon belasının şiddetini kaçınılmaz olarak arttıracak ve yüksek petrol fiyatları nedeniyle harareti artan ekonominin ateşinin düşürülmesi için faizlerin daha da arttırılması kararı alınırken bu durum mutlaka göz önünde bulundurulacaktır.”
Bu durum, Rusya’dan ithal ettiği doğal gazın büyük bölümünü ısınma, elektrik üretimi ve fabrikalardaki üretim için kullanan Avrupa’daki (Rusların doğal gaz teminini azaltmasından kaynaklanan) enerji krizini derinleştirerek benzin fiyatlarının küresel çapta artmasına neden olacaktır. Bu yaşanırsa enflasyon da yükseleceğinden insanların kira ve gıda gibi kalemlere harcayabileceği miktarlar azalacaktır.
Petrol fiyatlarını etkilemesi muhtemel bazı diğer faktörler de mevcuttur. Avrupa veya ABD’de yaşanacak olası bir resesyonun derinliği ile normal yakıt talebinin azalmasına neden olan Çin’deki COVID-19 kısıtlamalarının daha ne kadar devam edeceği de bu hususta belirleyici olacaktır.
Bu durum Rusya için ne anlama geliyor?
Uzmanlara göre (OPEC+ bünyesinde yer almasına rağmen) OPEC mensubu olmayan en büyük petrol üreticisi Rusya’nın, Batı dünyasının tavan fiyat uygulamasını yürürlüğe sokmadan yükselecek fiyatlardan büyük kar elde edeceğini düşünmektedir. Rusya’nın eğer elindeki petrolü indirimli satacaksa bile indirimi görece daha yüksek bir fiyat üzerinden yapması Kremlin için kötünün iyisidir.
Petrol fiyatlarının yıl boyunca yüksek olması, Rusların Batı pazarına erişimini kaybetmesinden oluşan kayıplarını büyük oranda telafi etmesine fırsat sağladı. Rusya ayrıca normalde Batı dünyasına satması gereken petrolün yaklaşık üçte ikisini kısa süre içinde Hindistan gibi ülkelerdeki müşterilere yönlendirmeyi başardı.
Buna rağmen, Uluslararası Enerji Ajansının verilerine göre haziran ayında 21 milyar dolar olan Rus petrol gelirleri, fiyatların ve satış hacminin düşmesiyle birlikte temmuz ayında 19 milyara, ağustos ayında da 17.7 milyar dolara kadar geriledi. Devlet bütçesi gelirlerinin üçte biri petrol ve doğal gaz satışlarından oluşan Rusya, tavan fiyat uygulamasının yürürlüğe girmesi halinde anahtar nitelikteki bir gelir kaynağında yeni kayıplar yaşayacaktır.
Tüm bunlar yaşanırken, Ukrayna’daki savaş nedeniyle başlatılan yaptırımlar ve yabancı şirketler ile yatırımcıların ülkeyi terk etmesi nedeniyle Rus ekonomisinin küçülmeye devam ettiği de unutulmamalıdır.
AP için kaleme alınan bu görüş yazısı Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Yazıda yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.