Ordunun desteklediği Navaz Şerif Pakistan seçimlerini neden kazanamadı?

Abid Hussain

Üç kez başbakanlık yapmış olan Navaz Şerif, Cuma gecesi partisinin Lahor'daki genel merkezinin balkonuna çıktığında, yaklaşık 1.500 kişilik kalabalık tarafından coşkulu bir şekilde karşılanırken havai fişekler patladı.

Şerif, artık halka seslenişlerinin vazgeçilmezi haline gelen konuşmasına Pakistan Müslüman Ligi Navaz Partisi (PMLN) destekçilerinden oluşan kalabalığa "Beni seviyor musunuz?" diye sorarak başladı. "Seni seviyoruz!" yanıtı kendisine hayranlık duyan dinleyiciler arasında yankılandı.

Ancak Pakistan'da genel seçimlerin üzerinden üç günden fazla bir süre geçmesine rağmen, Şerif'in çekirdek destekçilerinin duygularının, 8 Şubat'ta oy verme alışkanlıklarının 241 milyonluk ülkenin geniş halk kitleleri tarafından paylaşıldığına dair çok az kanıt var.

Seçimlerden önceki haftalarda uzmanlar, 74 yaşındaki deneyimli siyasetçiyi Pakistan'ı yönetmek için açık bir zafer kazanmasını kesin gibi görüyorlardı. Bir zamanlar Pakistan'ın askeri kurumları tarafından hedef alınan Şerif, 2024 seçimleri için generallerin teveccühünü kazandı.

Şerif ve partisi kazandıklarından o kadar emindi ki, liderlerinin zafer konuşmasını Perşembe gecesi, sandıkların kapanmasından sadece saatler sonra yapmasını planlamışlardı. Sonra sonuçlar gelmeye başladı ve balon patladı.

Siyasi analist ve seçimler konusunda uzman olan Macid Nizami, "Oylama sonuçları ortaya çıktıkça parti şok oldu ve şaşırdı, yeniden düşünmeye mecbur kaldı, bu yüzden yaklaşık 12 saat boyunca tam bir sessizlik modundaydılar" dedi.

Şerif nihayet Cuma günü destekçilerine seslendiğinde zafer kazandığını iddia etti, ancak partisinin salt çoğunluğu sağlayamadığını ve bu nedenle hükümet kurmak için koalisyon ortaklarına ihtiyaç duyacağını kabul etti.

Nizami, "Bu partinin beklediği bir sonuç değildi. Pencap eyaletindeki sandalyelerin yüzde 85'inden fazlasını elde edeceklerini düşünüyorlardı, ancak ilk eğilimler sandalyelerin ancak yüzde 50'sini alabildiklerini gösterdi."

Şerif'in PMLN'sinin kalesi olan Pencap'ta kalan sandalyelerin neredeyse tamamı, uzmanların son aylarda hedefli siyasi ve hukuki saldırılarla yıpratıldığına inandığı eski Başbakan İmran Han'ın Pakistan Tahrik-i İnsaf (PTI) partisi tarafından desteklenen adaylara gitti.

Ne yanlış gitti?

Seçim sonuçları üzerindeki sis perdesi kalkarken PMLN, PTI destekli bağımsız adayların 20 sandalye gerisinde kalarak ulusal mecliste 75 sandalyeye sahip oldu.

PTI yaygın bir manipülasyon ve hile iddiasında bulunarak çok daha büyük bir çoğunluğun ellerinden alındığını ve oylarının Şerif ve PMLN lehine "çalındığını" öne sürüyor.

Peki, 2022'nin başlarında kamuoyu yoklamalarında PTI'ya karşı önde giden ve Pakistan'ın en kalabalık ve seçim açısından en önemli eyaleti olan Pencap'ta en güçlü parti olarak görülen PMLN'ye ne oldu?

Lahor merkezli siyasi analist ve editör Badar Alam'a göre PMLN'nin seçimlerde gösterdiği hayal kırıklığı yaratan performansın kökleri, PTI lideri ve dönemin başbakanı İmran Han'ın parlamentoda yapılan güvensizlik oylamasıyla görevden alındığı Nisan 2022'ye kadar uzanıyor.

O sırada Şerif, yolsuzlukla ilgili bir dizi mahkumiyetin ardından Birleşik Krallık'ta kendi isteğiyle sürgündeydi. Partisi, Han hükümetini devirmek için ülkenin diğer geleneksel siyasi gücü olan Pakistan Halk Partisi (PPP) ve Pakistan Demokratik Hareketi (PDM) adı altında başka partilerle ittifak yaptı.

Başarılı da oldular. Ancak Alam'a göre "Navaz'ın küçük kardeşi Şahbaz Şerif başbakanlık görevini devraldığında, dikkatini ağabeyine karşı açılan tüm davaları ve mahkumiyet kararlarını ortadan kaldırmaya verdi."

Bu davalar otuz yıldır Şerif kardeşlerin peşini bırakmıyor. Ülkeyi 1990'larda iki kez yöneten ağabey Şerif, o zamandan beri yolsuzluk iddialarıyla uğraşıyor. 1999 yılında askeri bir darbe ile devrildi. PMLN'nin 2013 seçimlerini kazanmasının ardından iktidardaki üçüncü dönemi, ülkeyi otuz yılı aşkın bir süredir doğrudan yöneten ve ülkenin varlığının geri kalanının çoğunda perde arkasından siyaseti etkileyen Pakistan'ın güçlü askeri kurumu tarafından desteklenen ve nihayetinde 2018 seçimlerini kazanan Han ile artan rekabetle geçti.

Ancak Han ile ordu arasındaki ilişkilerin bozulması ve Han'ın 2022'de devrilmesinden bu yana -ordu artık PDM hükümetini destekliyor gibi görünüyor- Pakistan siyasi, ekonomik ve güvenlik krizleriyle boğuşuyor.

PMLN'yi uzun süredir takip eden siyasi analist Selman Gani, PDM'nin lider partisi olarak, bu hükümetin kararlarının Şerif kardeşlerin boynunda ağır bir yük olduğunu söyledi.

"PDM'nin 16 aylık iktidarı PMLN'ye neredeyse geri dönüşü olmayan zararlar verdi. Görev süresi boyunca, kendi oy tabanları da dahil olmak üzere her yerde halkı vuran büyük bir enflasyon yaşandı. Onlarınki bir kalkınma ve ekonomi partisi; insanlar onları ideoloji için değil icraat için seçtiler. Bu algı o dönemde yıkıldı."

Pakistan, geçen yıl döviz rezervlerinin 4 milyar doların altına düşmesi ve rupinin ABD doları karşısında hızla değer kaybetmesi nedeniyle borçlarını ödeyememenin eşiğindeydi. Uluslararası Para Fonu'ndan alınan 3 milyar dolarlık kredi sayesinde temerrüt geçici olarak önlendi.

Şerif seçimlerden üç ay önce sürgünden ülkesine döndü. Pek çok analist, Şerif'in dönüşünün ve bunu takiben hakkındaki mahkumiyet kararlarının düşmesi ve seçimlere katılmasına yönelik kısıtlamaların kaldırılmasıyla hukuki kaderinin değişmesinin, ordunun 2024 seçimlerinde Şerif'i desteklemeye karar vermesi sayesinde mümkün olduğuna inanıyor.

Bu arada Han 100'den fazla suçlamayla karşı karşıya kaldı. Ağustos ayında hapse atıldı ve seçimlere katılması yasaklandı. 8 Şubat seçimlerinden sadece bir hafta önce üç ayrı davadan hüküm giydi.

Partisi bir baskıyla karşı karşıya kaldı, üst düzey parti yetkilileri tutuklandı, birçoğu hareketinden ayrılmaya zorlandı ve PTI'nın seçimlerde seçim sembolü olan kriket sopasını kullanması bile yasaklandı. Adayları bağımsız olarak yarışmaya zorlandı.

Ancak zarar gören tek parti PTI değildi. Gani, birçok sıradan Pakistanlı tarafından baskıların arkasında olduğu düşünülen PMLN ve ordunun, halkın Han'a olan desteğini hafife almak gibi bir hata yaptığını söylüyor.

"Bir kişi baskı gördüğünde desteği büyük ölçüde artar. Bunu Navaz Şerif'in durumunda da gördük. Duvara karşı sıkıştırılanlar, en fazla karşılık verecek olanlardır. PMLN bunu anlamadı"

Lahor merkezli analist Alam da aynı fikirde.

"Onlar [PMLN] bir kez bile PTI'nın maruz kaldığı şiddet ve zulmü kınamadılar, aslında onlara tamamen boyun eğdirilmesinde rol oynadılar. Bu da PMLN'yi toplumun öfkesine maruz kalan bir mağdur haline getirdi" dedi.

Bir parti yetkilisi PMLN'nin son seçim sonuçları karşısında gafil avlandığını kabul etti.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkili, "PMLN savunmada, Navaz Şerif savunmada" dedi.

İçeriden biri ayrıca, kamuoyunun PMLN aleyhine dönmeye başlamasıyla birlikte PMLN'nin kullandığı söylemi değiştirememesinden, kendi çıkarlarına odaklanmakla suçladığı parti içindeki "dalkavukları" sorumlu tuttu.

Yetkili, "Navaz Şerif eskiden medyayı idare etme konusunda çok becerikliydi ama şimdi durum böyle değil" dedi.

PMLN lideri Cuma günü yaptığı konuşmada PMLN'nin hükümet kurmak için ittifak arayabileceği diğer partilerin isimlerini verirken PTI'dan bahsetmedi.

Alam, PMLN ve Navaz Şerif'in biraz "nezaket" göstermesi gerektiğini söyledi.

Alam, "PMLN iktidar olmasına kesin gözüyle bakılan bir partiydi. PTI ve Han hayatta kalma modundaydı ama tahminleri altüst ettiler. Ülke krizde ve Şerif'in, eğer bir devlet adamı olduğunu düşünüyorsa, kabul etmesi ve PTI'dan hükümeti kurmasını istemesi şart" dedi.

Lahor'da yaşayan Gani ise seçimlerin ülkenin siyasi, ekonomik ve güvenlik sorunlarını daha da derinleştirme riski taşıdığını söyledi.

Gani, "Ülkeler seçim yaptıklarında amaçları istikrar getirmektir. Demokrasi, seçimler yapıldığında ve bir yetki kazanıldığında işler. Bizim ülkemizde seçim sonuçları daha fazla istikrarsızlığa neden oluyor" dedi.

Gani, Şerif'in Cuma günkü konuşmasında seçmenlerin Han'a ve PTI'ya verdiği desteği kabul etmesi ve "onlara ulaşma" isteğini belirtmesi gerekirdi dedi.

Peki ya partinin kendi destek tabanı ve geleceği ne olacak? Analist Nizami, PMLN için durumun pek de iyi görünmediğini söylüyor.

Nizami, "Güçleri ve hegemonyaları, eskiden çok sayıda sandalyeyi silip süpürdükleri merkezi Pencap bölgesindeydi. Oy kaybetmeleri düşünülemezdi. Yine de PTI'ya karşı zemin kaybediyorlar ve çöküşü durduramıyorlar" dedi.

"Şimdi düşünmeleri gereken çok şey var."


Al Jazeera için kaleme alınan bu görüş yazısı Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Yazıda yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.