Sızıntının hükümet içinde hassas bilgi paylaşımı ve diğer ülkelerle ilişkiler gibi alanlarda yarattığı etkiler değerlendiriliyor. Pentagon yetkilisi, sızıntının ulusal güvenliğe yönelik "çok ciddi" risk oluşturduğunu ve dezenformasyon yayma olasılığının bulunduğunu söyledi.
ABD Savunma Bakanlığı'nın kamu işlerinden sorumlu bakan yardımcısı Chris Meagher, Bakan Lloyd Austin'ın müttefik ülkelerle görüştüğünü ve belgelerin sızmasının ardından hem hasarı değerlendirmek hem de çeşitli brifinglere kimlerin erişiminin olduğunu gözden geçirmek üzere bir ekip oluşturduğunu belirtti.
Beyaz Saray ulusal güvenlik yetkilisi John Kirby'ye bugün düzenlenen basın toplantısında ABD'nin bundan sonrasında başka belge sızması durumuna hazırlanıp hazırlanmadığı soruldu.
Kirby, "Sorunuza doğru ve dürüst cevap şu: Bilmiyoruz. Bu bizim için bir endişe kaynağı mı? Kesinlikle öyle. Bunun arkasında şu aşamada kimin olduğunu bilmiyoruz" yanıtını verdi.
John Kirby de sosyal medyada yayılan bazı belgelerle oynanmış olduğunu kaydetti ancak ayrıntı vermedi.
"Müttefiklerle temas sürüyor"
Pentagon yetkilileri şimdiye kadar hangi ülkelerle irtibata geçildiği konusunda ayrıntı vermekten kaçındı. Washington Post ve New York Times'da hafta sonunda yer alan haberlerde, sızan belgelerden birinde Rusya'ya ait paralı asker şirketi Wagner Grubu'nun Türkiye'den silah satın almaya çalıştığı iddia edilmiş; ancak hükümetin bu durumdan ne kadar haberdar olduğunun net olmadığı belirtilmişti.
Pentagon yetkilileri bu gibi haberlerle ilgili ya da sızan belgelerin içeriği veya doğru olup olmadığı konusunda bir yorum yapmadı, yalnızca bazı belgelerle oynanmış olduğuna dikkat çekti.
ABD'nin belgelerin sızmasının ardından irtibata geçtiği müttefik ülkeler arasında Türkiye'nin olup olmadığı bilinmiyor. Savunma Bakanlığı'nın kamu işlerinden sorumlu bakan yardımcısı Chris Meagher VOA'in bu konudaki sorusuna ayrıntılı yanıt vermedi; görüşmelerin üst düzeyde devam ettiğini vurgulamakla yetindi.
Reuters haber ajansı, ilk kez Mart ayı başında sosyal medya sitelerinde ortaya çıkan ”Gizli” ve ”Çok Gizli” ibareli 50'den fazla belgeyi incelemiş, belgelerin Ukrayna ordusunun zafiyetleri ve İsrail, Güney Kore ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ABD müttefiklerine ilişkin bilgileri içerdiği iddia edilmişti.
Reuters, belgelerin gerçek olup olmadığını bağımsız kaynaklarca doğrulatamadı. Amerikalı yetkililer, Ukrayna'dan gelen bazı savaş alanı zayiat tahminlerinin Rus kayıplarını olduğundan az göstermek için değiştirilmiş gibi göründüğünü belirtiyor.
Brifinglere ve istihbarata erişim gözden geçiriliyor
Belgelerin sızmasının ABD Savunma Bakanlığı'nda (Pentagon) yarattığı kaygının, meselenin Adalet Bakanlığı'na intikal ettirilmesini gerektirecek kadar büyük olduğunun altı çiziliyor. Adalet Bakanlığı belgelerin sızdırılmasına ilişkin cezai soruşturma başlatmış durumda.
Üç Amerikalı yetkili, ulusal güvenlik dairelerinin Amerikan hükümeti içinde ülkenin en hassas istihbarat verilerinin nasıl paylaşılacağı konusunu gözden geçirdiğini söyledi.
Yetkililerden biri, soruşturmacıların istihbarat raporlarını kimin ya da hangi grubun sızdırma kabiliyeti ve gerekçesi olabileceğini belirlemeye çalıştığını belirtti.
Bir diğer yetkili de ABD Savunma Bakanlığı'nın istihbaratın hükümet içinde ne kadar yaygın şekilde paylaşıldığını anlamaya ve istihbarata ihtiyacı olmayanların bu verilere gereğinden uzun süre erişim sağlamasını engellemeye çalıştığını söyledi.
Yetkili, istihbarat paylaşımının Savunma Bakanlığı ve istihbarat camiası arasında zaman zaman yapıldığını ancak sızıntıların, paylaşım yapılanlar listesinin yeniden gözden geçirilme gerekliliğini gözler önüne serdiğini kaydetti. Yetkili ayrıca geçen haftaya kadar Pentagon'un veri sızıntısından haberdar olmadığını söyledi.
Konunun hassasiyetine bağlı olarak adlarının açıklanmaması kaydıyla konuşan iki Pentagon yetkilisi, bakanlığın, Amerika'nın bazı en hassas sırlarının ne kadar geniş çaplı paylaşıldığını belirleyen prosedürleri incelediğini söyledi.
Yetkililerden biri, belgelerden bazılarının, son derece hassas olmalarına rağmen, ABD ve müttefik hükümetlerin güvenlik yetkilerine sahip binlerce kişi tarafından erişilebilir olduğunu, zira bilgilerin bu ülkeleri doğrudan etkilediğini kaydetti.
"Gereğinden fazla paylaşım"
İlk yetkili, hassas verilerin, bazı belgelerin içerdiği ayrıntı seviyesine ihtiyacı olmayan personelle gereğinden fazla yaygın şekilde paylaşıldığına dair işaretler olduğunu söyledi.
Bu yetkili, "Pentagon'un bazı en hassas istihbarata olan ölçüsüz erişimi kısıtlaması gerekiyordu; özellikle de bu verilere erişim için hiçbir gerekçesi olmayanlar açısından" dedi.
İki yetkili, veri sızıntısının kaygı uyandırıcı olmasına rağmen bunların birçoğunun Şubat ve Mart aylarına ilişkin sadece anlık görüntüler içerdiğini ve gelecekteki operasyonlara ilişkin herhangi bir açık vermediğini söyledi.
Yayınlanan belgeler son yılların en ciddi sızıntısı gibi görünse de, yetkililer şu ana kadar 2013 yılında WikiLeaks internet sitesinde yayınlanan 700 bin belge, video ve diplomatik kablonun kapsam ve büyüklüğüne ulaşmadığını söylüyor.
Belgelerin sızdırılmasının amacı ne?
İlk Savunma Bakanlığı yetkilisi, bakanlık müfettişlerinin, kimin bu tür verileri sızdırma amacı olabileceğini belirlemeye çalıştığını söyledi.
Yetkili, ilk veri sızıntısı Mart ayında gündeme geldiğinde müfettişleri, birilerinin yaptıkları işi gösteriş amacıyla sunmak için verileri sızdırmış olabileceği ya da ABD’nin istihbarat ya da askeri camiası içinde bir köstebek olabileceği gibi senaryolar üzerinde durduğunu kaydetti.
Rusya’nın parmağı var mı?
CIA'den eski gizli ajan Daniel Hoffman, Rus istihbarat dairelerinin geçmişteki faaliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, Rus ajanlarının Ukrayna'ya ilişkin belgeleri, Rusya'nın dezenformasyon operasyonunun bir parçası olarak yayınlaması olasılığının yüksek olduğunu söyledi.
Hoffman, Rusya'nın düşmanları arasında kafa karışıklığı ve karmaşa yaratmayı amaçlayan bu gibi operasyonların Rus casusluk dairelerinin "klasik" uygulamalarından biri olduğunu, orijinal belgelere gerçekle ilgisi olmayan verilerin iliştirildiğini kaydetti.
Eski CIA ajanı, bunun amacının ABD’nin, en büyük askeri destekçisi olduğu Ukrayna ile arasını açmak olabileceğini belirtti.
Bazı ulusal güvenlik uzmanları ve Amerikalı yetkililer, belgelerdeki konuların geniş kapsamı göz önünde alındığında, bunları sızdıran kişinin Amerikalı olabileceği üzerinde duruyor, ancak Rusya yanlısı kişiler de bertaraf edilmiyor. Yetkililer, soruşturma ilerledikçe yeni teorilerin de ortaya çıkabileceğini vurguluyor.
Beyaz Saray, veri sızıntısının olası sorumlusunun kim olabileceğine ilişkin açıklama yapmayı reddetti ve meseleyle ilgili tüm soruları Savunma Bakanlığı'na yönlendirdi.
Savunma Bakanlığı da haftasonu yaptığı açıklamada, Amerikalı yetkililerin müttefiklerle konuştuğunu ve Kongre'de konuyla ilgili komisyonları sızıntıyla ilgili bilgilendirdiğini kaydetti.
Veri sızıntısının ABD müttefikleri üzerindeki etkisi
Belgelerin sızmasının ardından bazı hükümetlerden tepki geldi.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun makamından dün yapılan açıklamada, belgelerden birinin İsrail istihbarat dairelerinden Mossad'ın, Netanyahu'nun yargıdaki kontrolu sıkılaştırma planına karşı son protesto eylemlerini teşvik ettiğini belirtmesinin, "asılsız ve tamamen temelsiz" olduğu kaydedildi.
Güney Kore Cumhurbaşkanlığı'ndan dün yapılan açıklamada da sızdırılan verilerden haberdar olunduğu ve meselenin Washington'la konuşulmasının planlandığı belirtildi.
Belgelerden biri, üst düzey Güney Koreli yetkililerin, Amerika'nın Seul'e Ukrayna'ya silah tedarik etmesi için uyguladığı baskıyla ve Güney Kore'nin Ukrayna'ya silah tedarik etmeme politikasıyla ilgili iç görüşmelerinin ayrıntılarını kapsıyor.
"Çok Gizli" ibareli belgelerden biriyse özel Rus askeri taşeronların Türk "bağlantılarla" Türkiye'den silah satın almak için yapıldığı iddia edilen görüşmelerin ayrıntılarını aktarıyor..
Washington'daki Türk Büyükelçiliği konuya ilişkin Reuters’ın açıklama talebini reddetti.
Amerika ve diğer ülkelerin müttefikleri üzerinde casusluk faaliyetleri yürütmesi olağandışı değil. Ancak bu faaliyetlerin kamuoyuna açıklanması, meseleye nasıl yanıt verecekleri konusunda vatandaşlarına açıklama yapmak durumunda kalan söz konusu müttefikler arasında rahatsızlık yaratıyor.
Reuters'a konuşan ikinci Pentagon yetkilisi, "Müttefiklerimizle yeniden güven inşa etmek zaman alacak" dedi.
Eski üst düzey Pentagon yetkilisi Michael Mulroy ise veri sızıntısının etkisinin uzun süreli olmayacağı görüşünde.
Mulroy, "Bu faaliyetlerin kamuoyuna açıklanması elbette ki mahcubiyet yaratıyor. İlişkilerde kısa vadede sorun olabilir ancak uzun vadede ülkeler arasındaki ortak çıkarların güçlü olacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.
Rusya’dan tepki: "Her şey için Moskova suçlanıyor"
Moskova'nın istihbarat verilerinin sızdırılmasının arkasında olabileceği suçlamalarına ilişkin bir soruya Kremlin'den bugün yapılan açıklamada ise her zaman Rusya'nın suçlanması gibi bir genel eğilim olduğu savunuldu.
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, sızıntıdan Rusya'nın sorumlu olabileceğine ilişkin suçlamalar hakkında, "Bu konuda hiçbir yorumda bulunamam. Siz de ben de biliyoruz ki her konuda Rusya'nın suçlanması gibi bir eğilim var. Bu genel bir hastalık" dedi.
Washington'un Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'yi gizlice takip ettiği fikrine ilişkin soruya ise Peskov, bunun bertaraf edilemeyeceği şeklinde yanıt verdi. Peskov, sızdırılan verileri "oldukça ilginç" olarak tanımladı.
Peskov, "Amerika'nın özellikle Avrupa başkentlerindeki devlet adamlarını uzun zamandır gizlice izlediği konusu tekrar tekrar gündeme geldi ve bazı skandallara yol açtı" dedi.
Rus Dış İstihbarat Dairesi (SVR), Reuters'ın veri sızıntısına ilişkin yorum talebini reddetti.
CNN: "Veri sızıntısından sonra Ukrayna karşı harekat planlarını değiştiriyor"
ABD’nin haber kanallarından CNN ise Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski'ye yakın bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Ukrayna'nın uzun zamandır beklenen karşı harekata ilişkin askeri planların bazılarını veri sızıntısı sonrasında değiştirmek zorunda kaldığını Ukraynalı yetkililer Cuma günü Reuters'a, sızdırılan verilerin asılsız bildiler içerdiğini ve bunun Rus dezenformasyon kampanyası gibi göründüğünü söylemişti.
Zelenski'nin danışmanı Mihailo Podolyak, CNN haberiyle ilgili bir soruya, Ukrayna'nın stratejik planlarının değişmediğini ancak daha spesifik taktiksel planların her zaman değişime açık olduğu şekinde yanıt verdi.
Podolyak, "Bunlar stratejik planlar, değiştirilemez. Ancak operasyonel ve taktiksel senaryolar, sahadaki durum değerlendirmesine ve düşmanın kaynaklarına ilişkin istihbarat verilerine göre sürekli gözden geçiriliyor. Şu anda planların yeniden değerlendirilmesi mümkün değil çünkü bunlar daha yeni hazırlanıyor" dedi.
Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Genel Sekreteri Oleksiy Danilov, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Planlarımız üzerinde çalışıyoruz. Bu konuyla hiçbir ilgisi olmayan kişilerin fikirleri bizi ilgilendirmiyor. Bilgi sahibi olanların sayısı son derece kısıtlı" dedi.
Kaynak: Amerika'nın Sesi