Hakkında idam kararı olan Muhammed Abdulhafız Hüseyin, ‘istenen suçlular’ arasında olduğu gerekçesiyle Türkiye tarafından Mısır’a iade edildi. 2005 yılında yapılan Türk Ceza Kanunu'nu yazan hukukçular arasında yer alan Prof. Dr. Adem Sözüer de iadenin Türkiye’nin imzaladığı anlaşmalara aykırı olduğunu söyledi.
Karar gazetesinin haberine göre, hukukçular Mısır’daki darbenin ardından çok sayıda muhalifin elektronik vize ya da sadece pasaportla Türkiye’ye geldiğini ve hiçbirinin iade edilmediğine Hüseyin’in ilk olduğuna dikkat çekti.
8 polis görevden uzaklaştırıldı
İstanbul Valiliği ise dün akşam saatlerinde, Mısır uyruklu Hüseyin’in ülkesine gönderilmesine ilişkin, işlemin incelenmesi ve soruşturulması için komisyon oluşturulduğunu ve 8 polis memurunun da görevden uzaklaştırıldığını açıkladı. Açıklamada, görevden uzaklaştırılan polislerin Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü Pasaport Kontrol Büro Amirliği’nde görevli olduğu belirtildi.
"İade talebi reddedilmeliydi"
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Adem Sözüer iadenin Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalara aykırı olduğunu söyledi. Sözüer “Darbeye direnenin katledildiği, rejimi karşıtına ölüm cezasının verildiği, işkence ve kötü muamelenin yapıldığı bir ülkeye kişi iade edilemez! Bu iade hukukumuza ve tarafı olduğumuz uluslararası antlaşmalara aykırıdır. İade reddedilmeli, koşulu varsa kişi Türkiye’de yargılanmalıydı” dedi.
"Sorumlular mutlaka hesap vermeli"
Konuyla ilgili açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, iadeyi, “Bürokratik vurdumduymazlığın sebep olduğu yeni ve son derece vahim bir hukuksuzluk” olarak yorumladı.
Kaya şöyle konuştu:
“Mısır, Sisi darbesinden bu yana binlerce insanın sokakta, gözaltında, cezaevinde katledildiği, on binlerce insanın insanlık dışı koşullarda zindanlara tıkıldığı, işkence ve kötü muamelenin sistematik biçimde icra edildiği bir ülke. Başta İhvan hareketi olmak üzere, darbeci diktatörlüğe karşı çıkan, itiraz eden herkesin terörist yaftasıyla ezilmeye, imha edilmeye çalışıldığı biliniyor. Sicili böylesine kirli, karanlık bir cunta yönetiminin hazırladığı ‘suçlu listesi’ni esas alarak işlem yapmanın ise kan dökücü diktatörlüğe taze kan sunmaktan başka bir anlam taşımayacağının görülmemesi imkansızdır."
Kaya, başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere, yetkililerin konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğini belirterek “İnsanlık dışı muamelenin sorumlularından mutlaka hesap sorulmalı" ifadelerini kullandı.