Kuzey Afrika’da İslam’ın en önemli merkezleri arasında yer alan Cezayir, dikkat çekici bir İslami geçmişe sahip.
İslamiyet Cezayir’e 7’nci yüzyılın ortalarında, ilk İslam fetihleri döneminde ulaştı. Kısa süre içerisinde bölgenin yerli halkları tamamen İslamlaştı ve Cezayir’de İslam egemenliği başlamış oldu.
İlerleyen yıllarda Cezayir İslami, ilmi ve fenni alanda ciddi bir ilerleme kaydetti. 13’üncü yüzyıl ile beraber bölge ciddi bir iktisadi ve kültürel kalkınmaya şahitlik etti.
16’ncı yüzyılda zaman zaman İspanyol saldırılarına ve kısa süren işgallerine maruz kalsa da Cezayir İslam egemenliği altında kaldı. Osmanlı döneminde Müslüman denizcilerin merkezi olan Cezayir üzerinden Akdeniz’de Batılı güçlere yönelik birçok saldırı icra edildi.
Cezayir, 1830 yılında Fransa tarafından işgal edilerek sömürgeleştirildi. Müslüman Cezayir halkı sayısız katliama, işkencelere ve tecavüzlere maruz bırakıldı. 132 yıllık işgal boyunca yüz binlerce Cezayirli Müslüman katledilirken ülkenin doğal kaynakları da işgalciler tarafından yağmalandı.
Fransa 1962 yılında Cezayir’in bağımsızlığını tanımış olsa da ülkede kurulan yeni rejim üzerindeki kontrolünü sürdürdü. Cezayir Müslümanlarının 1990’lı yıllarda ülke yönetimini ele alma girişimleri rejim tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Cezayir’i halen ülkedeki Müslümanların iradesini temsil etmemekle suçlanan bir rejim yönetiyor.