Rasim Özdenören, Yeni Şafak'ta yayınlanan yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'güncelleme' ifadesiyle başlayan tartışmalara katıldı. Özdenören, bu ifadelerle Erdoğan'ın tecdid, yani yenileme kavramını kast ettiğini belirtti. Rasim Özdenören'in Yeni Şafak'taki "İslâm’ın ‘güncellenmesi’ meselesi" başlıklı yazısının ilgili bölümleri şu şekilde:
"Bazı çevrelerde polemik konusu yapılan bu sözlerin İslam’ın geleneksel ıstılahı ile ifadesi “tecdit” hareketidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan “güncelleme” deyimini kullanarak bir bakıma “tecdit” kavramını da güncellemiş oldu.
İslam’ın her yüz yılda bir tecdit edileceğine ilişkin bir hadisi şerife de müracaat edilir."
"Oysa İslam’da tecdit (renew: yenileme) hareketi reformdan tümüyle ayrı bir anlam taşır. İslamî hükümlerin çeşitli görüş açılarıyla yorumlanması çeşitli içtihatların, dolayısıyla mezhep farklılıklarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. İçtihadın (yorum) önü daima açıktır. İçtihat kapısı kapanmıştır sözü, içtihat yapacak güçte düşünürün çıkmamasına atıfta bulunur, yoksa yorumların önü kesilmiştir anlamına değil...
Yorumların kendisinin herhangi bir kutsallığı söz konusu değil... Kutsal olan Kur'an’da ve Sünnet’te mevcut olan kurallardır. Onların değiştirilmesi söz konusu olmaz. Onların yeniden yorumlanmasının önü ise açıktır...
Reform ile tecdidin kökendeki temel mahiyet farkı şuradadır: Reform, dine karışmış olan bidatleri dinde içselleştirme maksadına yöneliktir. Örneğin zamanın ticari hayatı faizli işlemleri mubah görüyorsa, reform bu durumu dinin hükümleri arasına katıyor (Martin Luther’in reform hareketi tam da buydu)."
"İslam, yorumlarla, çeşitli bakış açılarıyla, dahası kullanılan dil ve retorik dolayımında dine katılmış olan bidatleri ondan arındırma yolunu kendine açık tutuyor.
İşte, temel farklılık buradadır: reform bidatleri dinde içselleştirirken, tecdit dini bidatlerden arındırıyor..."