İnsanlık tarihi boyunca ister siyasi ister sosyal olsun her türden iktidarı yaşatmak iki yolla mümkün olmuştur: Kaba kuvvet ve rıza ile. Bu sebeple iktidarlar daima kuvvetli kalmaya ve kitleleri kontrol altında tutmaya özen göstermiş, bir yandan da onların iktidarın belirlediği sınırlar içerisinde kalması için rıza üretmiştir.
Yani insanları kendilerinden razı tutmaya çalışmışlardır. Bunu bir yandan onlara refah ve dünyevi imkan sağlayarak, diğer yandan da onları konsolide edecek ideolojiler üreterek yapmışlardır.
Bu yöntem iktidarın kendi tarihi kadar eski bir yöntemdir. Fakat şüphesiz modern çağlarda iktidarlar rıza üretimi için daha fazla çaba sarf etmiştir. Bunun en güçlü yolu da söylem üretmek, insanları neyi, neden ve nasıl düşüneceklerini bu söylemler üzerinden göstermektir. İktidarın söylem üreticileri parmaklarıyla gidilecek yönü işaret eder ve kitleler de bu yönde düşünmeden yürürler.
Modern ulus devletler, iktidar tarihinde söylem üretme hususunda büyük bir dönüm noktasıdır. Zira her ulus devletin kendi ulus kimliğini oluşturma ve bu kimliğin tarih, siyaset, sosyal yaşam, kültür, eğitim, spor gibi alanlardaki görüşlerini vatandaşlarına benimsetme gibi bir zorunluluğu vardır. Modern ulus devlette iktidar, kendi kimliğinden doğan söylemini, egemenliği altındaki halk kitlelerine ne kadar güçlü bir şekilde benimsetebilirse iktidarını ve rejimini o derece korur.
Burada iktidar ile kastımızın herhangi bir siyasi hükümet veya seçimlerle iş başına gelen partiler olmadığı sanırım açıktır. İktidar ile kast edilen, ulus devletlerin çekirdeğini teşkil eden ideolojik yapıdır. Modern ulus düşüncesinin çekirdeği günümüzdeki tüm modern devletlerde hassasiyetle korunmaktadır ki devletlerin reflekslerine bakıldığında bu kolayca anlaşılabilir.
Söylem üretmek, iktidar ile çıkar yahut gönül birlikteliği yapmış akademisyenlerin, aydınların, medyacıların, tarihçilerin, siyasilerin, kanaat önderlerinin, din adamlarının, özetle topluma hitap eden bu gibi kimselerin vazifesidir.
Bunları parlatmakla ve halk kitleleriyle onlar arasında aracılık etmekle yükümlü bazı figüranlar da sık sık arz-ı endam eder. Bunlar medyatik kişilerdir, söylem üretme konusunda bir etkileri olmasa da söylemi insanlara "yutturma" konusunda bir katalizör görevi ifa ederler.
Bu kimseler ne yaparlar?
Temelde bunların gördüğü iş, iktidarların yolunu açmak ve kitleleri bu yolda yürütmektir. Halk kitleleri bunların açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürürler.
Resmi söylemin şövalyeleri, halk kitlelerine ideolojik rakiplerini bastırmak, aldatmak, seslerini kısmak için kullanacakları argümanlar sunar. Kullanışlı yalanlar, ideolojik aldatmacalar, fikri kusmuklar, çarpık tarihi bilgiler sunarlar. Halka dağıttıkları bu yalandan yapılma keskin kılıçlar, halk kitlelerinin birbirlerine girmesine ve yalanların yayılmasına neden olabilir. Ancak bu, iktidarın söyleminin hakim olması ve iktidarın gücünü koruması için ödenecek küçük bir bedeldir. Fitne çıkmış, toplumsal uyum kaybolmuş, nefret tohumları yeşermiş, bunlar önemli değildir.
Bizim ülkemizde de bu kimselerden bolca bulunuyor. Son zamanlarda özellikle bunlardan ikisi ciddi şekilde öne çıkarılıyor. Resmi söylemin iki atlısını uzun süredir takip eden bir kişi, bu kimselerin pragmatist, hatta oportünist denecek düzeyde hareket ettiklerini görebilir. Bu vaziyet sürekli değişen söylemlerinden, nabza göre şerbet vermelerinden, damarlarına basıldığında ve resmi söylemin sınırları ihlal edildiğinde öfkelenmelerinden kolaylıkla anlaşılabilir. Halk kitleleri maalesef her olaya burnunun dibine girecek düzeyde yakından baktığından, bunlardaki değişimi, pragmatizmi, oportünizmi göremez.
Gerçeği eğip büken, çoğu kez yanılan ve yalan bilgiler veren bu kimseler, kendilerini resmi söylem desteklediğinden "otorite" gibi görünürler. Resmi söylemin öteki algılarını, tarih anlayışını, kültürel ve dini yaklaşımlarını tekrar edip dururlar ki halk bu söylemleri daha iyi ezberlesin.
Bunların şerrinden nasıl emin olacağız?
Söylem üreterek, hakikati anlatarak, kadrolar yetiştirerek..
Hepsinden önemlisi ise sistemin varlığını sistematik yalanlar üretmekle sağlayan modern zihniyetleri ıslah ederek...
Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.