Müslüman Rohingya halkı, uluslararası topluma Myanmar'daki şiddete karşı kararlı bir duruş sergilenmesi çağrısı yaparak ülkenin "Srebrenitsa katliamı çapında bir etnik temizliğe" şahit olduğunu söyledi.
8 bin Müslümanın, Birleşmiş Milletler gözetimindeki güvenli bölgede, Sırplar tarafından öldürüldüğü Srebrenitsa katliamının üzerinden 22 yıl geçti. Aradan geçen zamana rağmen, şimdi de Müslüman Rohingya halkı benzer bir katliam tehdidiyle karşı karşıya. Birçok kaynak, kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere, geçtiğimiz iki haftada binden fazla kişinin öldürüldüğünü duyurdu.
Myanmar'ı yöneten askeri cunta ise 25 Ağustos'tan bu yana bölgede düzenlenen operasyonlarda 370 'savaşçıyı' öldürdüğünü açıkladı.
Birleşmiş Milletler, Arakan'daki Müslüman azınlığa yönelik saldırılar nedeniyle yaklaşık 200 bin kişinin komşu ülke Bangladeş'e sığındığını tahmin ediyor.
'Soykırım' tehlikesi
Konuyla ilgili olarak Salı günü bir açıklama yapan Birleşmiş Millletler Genel Sekreteri Antonio Guteres, bölgedeki 'etnik temizlik' tehlikesine karşı Myanmar yönetimini uyardı. Ülkenin sivil lideri Aung Sun Suu ve güvenlik güçlerine seslenen Guteres, Müslüman azınlığa karşı uygulanan şiddete son verilmesi çağrısında bulundu.
Yerel kaynaklar, Myanmar yönetiminin bölgeye medya mensuplarının girişine izin vermediğini belirtiyor.
Ölüler defnedilemediyor
Myanmar yönetiminin Arakan'da Müslüman azınlığa karşı yürüttüğü şiddet kampanyasına karşı tepkiler yükselirken bölgeden katliam haberleri de gelmeye devam ediyor. Haber kaynakları Perşembe günü Arakan'daki Maungdow kentinde birkaç kişinin vurularak öldürüldüğünü, Godu Thara köyünün ise ordu güçleri tarafından ateşe verildiğini bildirdi.
Öte yandan, halkla birlikte imamların da bölgeden göç etmek zorunda kalması nedeniyle geride kalan kişilerin ölülerini islami usullere göre defnedemediği ifade edildi.
Budist yönetimin 'terör' bahanesi
Myanmar'daki mevcut askeri cunta tarafından geçmişte tutuklanan Nobel ödüllü aktivist Aung San Suu Kyi ise Arakan'da devam eden operasyonları savunarak "ülkesinin herkesi korumak için elinden gelenin en iyisini yaptığını" savundu. Bölgede yaşananlar nedeniyle 'teröristleri' suçlayan eski siyasi tutuklu, insan hakları örgütleri ve aktivistlerin tepkisini çekti.
Budist Myanmar yönetimi bölgedeki operasyonların Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu'na karşı yürütüldüğünü savunuyor.
"Bosna'da yaşananlardan farkı yok"
Arakan eyaletinin Buthidaung şehrinde yaşayan Myint Lwin isimli bölge sakini "Twitter ve Facebook'ta hızla yayılan fotoğraflar sayesinde Müslümanlara karşı yürütülen sistematik bir kampanyanın ifşa olduğunu" söyledi.
Lwin, "Yaşadıklarımızın, Bosna'da şahit olduğumuz katliamlardan hiçbir farkı yok." dedi. Arakanlı Lwin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Myanmar ordusu sadece Müslümanları hedef alıyor. Aynı bölgede yaşayan Budistler, Hristiyanlar ve diğer etnik gruplar hedef alınmadı. Tek amaçları var o da Müslüman Rohingya halkını yok etmek..."
Ordunun saldırılarının hedefi olan Müslüman nüfusun büyük çoğunluğu Bangladeş sınırına doğru göç ederken bölgeden katliam haberleri gelmeye devam ediyor.
Kaynak: Mepa News