Röportaj | Savaşın şiddetlendiği Mali'nin kuzeyinde neler oluyor?

Mali'nin kuzeyinde taraflar arasında çatışmalar şiddetlenirken bölgede yeni bir sürece girildiği tahmin ediliyor.

Mali'nin kuzeyinde son haftalarda şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Çatışmalarda Mali cuntası ve Rus Wagner güçlerinin yanı sıra ayrılık yanlısı Tuareg güçler ve cihat yanlısı gruplar da yer alıyor.

Afrika üzerine araştırmalarıyla bilinen Wassim Nasr, bölgede devam eden çatışmaları France24'e değerlendirdi.

Nasr'ın açıklamaları Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.


- Sahada neler yaşanıyor?

Aslında sorun, MINUSMA (Birleşmiş Milletler) güçleri, planlanan zamandan önce Timbuktu yakınlarındaki Ber'i boşalttığı zaman çıktı. Boşaltılan üs, yanlarında Wagner mensupları bulunan Malili güçlere verildi. Ordu ile (Tuareg) isyancı gruplar arasında çatışmalar ilk kez bu zaman çıktı.

Gördüğümüz görüntüler Lere'ye yönelik saldırıdan, üssün içerisinde çekilmiş görüntüler. Görüntülerdeki tankın konumunu dahi uydu görüntülerinden belirleyebildik, bu tank 2019'dan bu yana hareket etmemiş. Burada da dün ele geçirdikleri üssün içerisinde (Tuareg güçlerini) görüyoruz. Üssü bir süre ellerinde tuttular ve birçok askeri ekipmanı ele geçirerek üsten götürdüler. Bana söylenilene göre de bu sabah üsten çekildiler. Bu sabah bir savaş uçağı tarafından da vuruldular.

Dün bir uçağı da düşürmeyi başardılar. Düşürülen uçak bir L-39 jetiydi. Bu uçağın düşürülmüş olması önemli.

Tüm bunlar Kuzey Mali'nin batı cephesinde yaşandı. Aynı zamanda doğru cephesi de var ki burada da Bourem'e saldırdılar. Bana Mali ordusunun orada Kidal'e saldırmak üzere asker yığdığı söylendi.

Şu an görülen görüntüler ise bir başka mesele. Bu, El Kaide tarafından düşürülen Wagner güçleri ve Mali ordusuna ait bir helikopter. Bu iki (çatışma) farklı şeyler.

- Bölgede El Kaide de varlık gösteriyor. Onlar ne istiyor?

Aslında El Kaide'nin de bahsetmekte olduğumuz aynı bölgede mevcudiyeti var. Mali ordusuna ve Wagner mensuplarına çok yoğun bir biçimde saldırıyorlar. Ber'den Timbuktu'dan çekilen MINUSMA güçlerine de saldırı düzenliyorlar.

Görüntüler Gao bölgesindeki Bamba saldırısından. Saldırı El Kaide düzenledi. Tüm bunlar aynı anda yaşanıyor. Anlatabiliyor muyum? İsyancı (Tuareg) gruplar Mali ordusuna saldırıyor, El Kaide de her zamanki gibi Mali ordusuna ve Wagner mensuplarına saldırıyor.

Ayrıca El Kaide tarafından öldürülen Wagner güçlerinin görüntüleri de mevcut. Bunlar Gossi ve Gao kentleri arasındaki bir pusuda öldürüldü. Bu görüntülerde duracağız. Burada iki beyaz kişinin cesedi var. Bunlar hassas görüntüler olduğu için elbette göstermeyeceğiz. Ancak bunlar bölgede Wagner mensuplarının öldürüldüğünün kanıtları.

Şunu söylemek de önemli. El Kaide'nin bu bölgede Mali güçlerine saldırıları, bu güçlerin daha kuzeye ilerlemek üzere kendilerini takviye etmesini, bölgeye konuşlanmasını engelliyor. Sahadaki Tuareglerin bana söylediğine göre El Kaide sahayı domine ediyor. Yani eğer Tuaregler hücuma geçmezse, Bamako ile kuzey bölgeleri arasındaki savaş hususunda yerel halk nezdinde tüm siyasi kazanımları El Kaide elde edecekti. Yani bir şekilde Tuaregler harekete geçmek zorunda kaldı. Mali ordusunun bu bölgelerdeki askeri yığılması göz önüne alındığında başka bir seçenekleri yoktu.

- Mali, Burkina Faso ve Nijer'de darbeler yaşanmıştı. Bu cuntaların liderleri arasında yeni bir ittifak mı doğuyor?

Evet, ancak bu daha ziyade sembolik, anlarsınız ya. Elbette 15 Eylül'de bir anlaşma oldu, ancak bilmek gerekiyor ki bu anlaşma Rus himayesinde yapıldı. Mali, Burkina Faso ve Nijer'den heyetler Bamako'da Rus temsilcileriyle bir araya geldi. Anlaşma da 15 Eylül'de ilan edildi. Aynı gün ABD yönetimi de Nijer'deki operasyonlarının devam ettiğini ilan etmişti.

Bu, Burkina Faso ve Mali'de Fransa ile aynı hataları yapan Amerikan politikasına büyük bir darbe niteliğinde. Bu hata, terörle mücadele çabalarını sürdürmek için yeni cuntalara, yeni darbelere açık olma düşüncesi. Ancak bugün cuntaların farklı ajandaları olduğunu görüyoruz.

(15 Eylül'de yapılan) Anlaşmada ilginç olan şey ise 5'inci ve 6'ncı maddeler. Bu maddelere göre ülkelerden biri başka bir ülke tarafından saldırıya uğrarsa diğerleri de ona yardım etmek için seferber olacak. Akıllara elbette Nijer'de devrik lider Muhammed Bazum'u göreve yeniden getirmek için askeri bir hamlede bulunabilecek olan ECOWAS geliyor.

Ancak 6'ncı maddede de ülkelerden birinde isyan çıkarsa diğer ülkelerin de oraya müdahil olabileceği belirtiliyor. Bu da aklımıza büyük ölçüde Mali'de bugünkü Tuareg isyanına diğer ülkelerin müdahil olabileceğini getiriyor. Ancak bir kez daha söylemek gerekiyor ki bu anlaşma daha ziyade sembolik. Zira üç ülkenin de zaten çok fazla sorunu var. Sınırlarını kontrol edemiyorlar, topraklarının büyük bir bölümünü kontrol edemiyorlar. Bu sebeple anlaşma daha ziyade sembolik. Anlaşmanın neler getireceğini ilerleyen günlerde göreceğiz.

Kaynak: Mepa News

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Röportaj Haberleri