Yuri Drozdov, yurtdışındaki Sovyet casuslar için söylenen ve "yasadışı" olarak tabir edilen bir kişinin eğitiminin 7 yıl kadar sürebildiğini söylemişti.
Drozdov'un KGB piramidinin en tepelerinde, Sovyet istihbaratının en gizli ve ünlü programlarını onlarca yıl yöneterek geçen yaşamı 21 Haziran günü 91 yaşında iken sonlandı.
KGB'nin yasadışı programının yöneticiliğini yapan Drozdov'un, bir yasadışıyı göreve hazırlama konusunda herkesten fazlasını bildiği kesindi.
Sovyet ajanları, yabancı topraklara bastıkları andan itibaren, o ülkenin sıradan bir vatandaşı gibi konuşacak, davranacak hatta düşünecek beceriye kavuşturmak onun başlıca göreviydi.
İnternet öncesi çağda ajanlar için kimlik hırsızlığının başlıca mekanlarından biri mezarlıklardı. Amerika Birleşik Devletleri'nde ve diğer ülkelerdeki KGB ajanları, kendileri ile ortalama aynı yaşlarda olan çocukların mezarlarına yönelirlerdi.
Sonrasında bir özgeçmiş yaratılır, bir doğum belgesi basılır. Kiliselere de ölüm kayıtlarının silinmesi için rüşvet verilebilirdi.
Zorlayıcı ve oldukça bütçeli bir süreçti bu. Dahası uzun yıllar göreve hazırlanmış bir "yasadışı" adayı, sonunda "güvenlik" gerekçesiyle atanmayabilirdi.
Örneğin rüyada Rusça konuşmak bir aday için sürecin sonlanması demekti.
Atandıkları ülkelerde diplomatik dokunulmazlık korumasında olan "yasal" ajanların aksine yasadışılar kendi başlarınaydı. Normal işlerde çalıştılar, banliyölerdeki evlerde yaşadılar ve diğer ajanlar için de sürekli hedeftiler.
"Yasadışılarla görüşme yasaktı…Tamamen"
2010 yılında verdiği bir röportajda Drozdov, Batı Almanya üzerinden ABD'ye gönderilen ve çift taklidi yapan iki yasadışı ajanın hikayesini anlatmıştı.
"New York'ta çalıştığım zaman bazen evlerinin oraya gider, pencerelerinden içeri bakardım" diye hatırlıyordu o çifti.
Ama KGB'nin yasadışı programının başı içeri hiçbir zaman girmedi, gizli ajanları ile asla yüzyüze görüşmedi: "Yasadışılarla görüşme yasaktı…Tamamen" diye açıklamıştı bu durumu.
Bu casuslar tarafından elde edilen bilgiler, el altından iletilirdi; kimi zaman radyo yoluyla kimi zaman bir buluşma noktasına bırakılarak…
Drozdov'un sebebi açıklanmayan ölümünü, Rus Dış İstihbarat Servisi, "gerçek bir Rus subayı, iyi bir insan, bilge bir komutandı" ifadeleriyle duyurdu.
Ancak onun hayatının büyük bölümü ve en önemlisi de yönettiği operasyonlarla ilgili detaylar Rusya güvenlik arşivlerinde yer alıyor.
Casuslar Köprüsü
Rusya'nın güvenlik ilişkileri konusunda uzman olan araştırmacı Mark Galeotti, Drozdov'un KGB içinde bir efsane gibi görüldüğünü halen de böyle olduğunu söylüyor.
Yuri Drozdov'un babası Kırmızı Muhafızlar olarak bilinen Bolşevik milisler arasında yer alıyordu ve İkinci Dünya Savaşı'nda topçu olarak yer almıştı.
Drozdov, sovyet ajanlar için kilit önemde olan orduya bağlı bir dil eğitimi kurumundan mezun olduktan sonra 1956 yılnda KGB'ye katıldı.
"En ünlü yasadışı" olarak anılan Rudolf Abel'in 1957 yılında New York'ta yakalanması sonrası esir değişimi, 1962 yılında Berlin köprüsünde ABD'li pilot Gary Powers karşılığında gerçekleşmişti.
O dönem Doğu Almanya'da görevli genç bir KGB ajanı olan Yuri Drozdov, değiş tokuşu organize edenlerden biriydi ve bu olay ünlü yönetmen Steven Spielberg'in 2016 yılı yapımı Casuslar Köprüsü (Bridge of Spies) filmine de konu olmuştu.
1975 yılında Çin'deki bir görev sonrası 4 yıl süresince KGB'nin Birleşmiş Milletler'deki tepe yöneticiliğini yaptı ve sonrasında 1991 yılında emekli olana kadar Yasadışı Operasyonlar'ın başı olarak Moskova'da çalıştı. Emekli olduktan sonra da bir danışmanlık şirketi kurdu.
Birçok olayda kilit rol oynadı
Casuslar Köprüsü olarak bilinen olay, Soğuk Savaş döneminde Drozdov'un kilit konumda olduğu tek olay değildi.
1979 yılı Aralık ayında, Afganistan Devlet Başkanı Hafizullah Amin'in devrilmesiyle ve ülkenin Sovyet işgaline uğraması sonucunu doğuran "Afganistan Başkanlık Sarayı Baskını"nda da KGB güçlerinin başındaydı.
Mark Galeotti, Drozdov'u, "bir özel kuvvetler askerinin yetenekleri ile istihbarat örgütü şefinin beyninin birleşimi" olarak tanımlıyor.
Yuri Drozdov'un "elini taşın altına koymaktan" deyimiyle neyi ifade ettiğini de kendi sözleri anlatıyor:
"Ben NATO Özel Kuvvetleri'ne ya da Amerikan komando eğitim sistemine yüksek puan vermem. Onların özel kuvvetler operasyonundan anladığı 'ellerini kirletmeden' girip çıkmak ki bu bana göre şüpheli bir iş"
Drozdov, yasadışılar için bir kriz anında kullanılmak üzere, "birçok ülkede" gizli casusluk malzemelerinin bulunduğu noktalar bulunduğunu da açıklamıştı:
"Hala oradalar veya değiller. Bu malzemeler dış istihbarat birimleri için başağrısı olmaya devam etsin"
Bu program hakkında, ne kadar kişinin görev aldığı da dahil olmak üzere birçok şey halen bilinmiyor.
Yüzlerce ajan 'düşman' topraklarına yerleştirildi
Yapılan hesaplara göre ise Soğuk Savaş süresince Sovyetler Birliği'nin yüzlerce ajanının "düşman" topraklarına yerleştirildiği düşünülüyor.
Yuri Drozdov'un halefi Vadim Alekseevich Kirpichenko, yasadışı ajanların, "cesaret, odaklanma, kararlılık, acil durumlarda hızla öngörüde bulunabilme, gerilimle başa çıkabilme, yabancı diller konusunda mükemmellik, yabancı ortamlara adaptasyon ve en az birkaç meslekte hayatını kazanabilme" gibi kıstaslarla göreve seçildiğini açıklamıştı.
Ancak adaylarda farklılık yaratan asıl özelliklerin "kelimelere dökmesi zor olanlar, özel yetenek gerektirenler" yani bir başkası olabilme, öz kimliğini unutabilme olarak tanımlanmıştı.
Günümüz dijital dünyasında yasadışı ajanlar eskisi önemlerinde olmasalar da Drozdov'un efsanesinin bir noktaya kadar devam ettiği belirtiliyor.
2010 yılında New York'ta 10 Rus "uyuyan ajan" tutuklanmıştı. Bunlardan bazıları çift olarak yaşıyor ve hatta çocukları bulunuyordu.
Onların hikayesi ABD yapımı The Americans dizisine ilham vermişti.
Diziye konu olan olaydaki uyuyan ajanlar daha sonra, batı istihbaratı için çalıştığı açıklanan 4 Rusla değiş tokuş edilmişti.
Kaynak: BBC Türkçe