Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Mavi Vatan-2025 Tatbikatı’nın yapıldığı TCG Salihreis’te haftalık basın bilgilendirme toplantısı yaptı.
"Suriye halkının yanındayız"
Suriye’de ortaya çıkan yeni sürecin memnuniyetle karşılandığını belirten Aktürk, "Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkının yanında olacağımızı, bölgede kalıcı güvenlik ve istikrarın tesisi için desteğimizi yeni yönetimle yakın iş birliği içerisinde ve daha güçlü bir şekilde sürdüreceğimizi, Suriye'nin savunma ve güvenlik kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik hazırlıklara devam edeceğimizi, bölgede hiçbir terör oluşumuna ve hiçbir oldubittiye asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"İsrail ateşkese uymalı"
Aktürk, İsrail’in Gazze’de 45 binden fazla Filistinlinin ölümüne sebep olduğunu ve uluslararası hukuku ve tüm insani değerleri ayaklar altına almaya devam ettiğini belirtti. Devamında, “Orta Doğu’yu şiddet ve kaosa sürükleyen İsrail’in saldırılarının durdurulması, Gazze’de kalıcı ateşkes ilan edilmesi ve bölgeye insani yardımların ulaştırılması için uluslararası toplum üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yerine getirmelidir. İsrail’in Lübnan’da ilan edilen ateşkese uyması ve Suriye’ye müdahalede bulunmaması bölgemizin istikrarı için şarttır. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti'nin kurulmasının olmazsa olmaz olduğunu bir kez daha vurguluyoruz" ifadelerini kullandı.
Tişrin Barajı bölgesindeki gelişmeler
"Türk Silahlı Kuvvetleri, terörizme karşı küresel iş birliği ve uluslararası dayanışmanın önemine inanmakta, bu bağlamda, uluslararası toplumdan, PKK/YPG/SDG gibi terör örgütlerinin terörist organizasyonlar olarak tanınmasını ve terörle mücadele konusunda daha etkin bir iş birliği yapılmasını beklemektedir. TSK, terörist grupların desteklenmemesi gerektiğini ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini her fırsatta dile getirmektedir. Suriye’de su kaynakları, enerji üretimi ve bölgesel güvenlik açısından stratejik öneme sahip bir nokta olan Fırat Nehri üzerindeki Tişrin Barajı, terör örgütü PKK/YPG/SDG tarafından son savunma hattı olarak değerlendirilmektedir. TSK, Suriye'nin Tişrin Barajı bölgesinde PKK/YPG/SDG terör örgütü tarafından gerçekleştirilen, masum sivilleri canlı kalkan olarak kullanma girişimini şiddetle kınamakta ve bu tür eylemlerin akla ve mantığa, uluslararası hukuka, insan haklarına ve insanlığa aykırı olduğunun altını çizmektedir.
PKK/YPG/SDG'nin Tişrin Barajı bölgesinde sivilleri canlı kalkan olarak kullanması hatta aralarında sivil giyimli terörist grupları da bölgeye sevk etmesi sadece terörist grupların gerçekleştirebileceği bir hareket olup, insan hakları ihlali anlamına gelmektedir.
Bu tür eylemler, terör örgütlerinin kendi çıkarları uğruna masum insanların hayatlarını hiçe sayan acımasız yöntemleridir. Kandil zihniyetinin yönlendirdiği bu faaliyet, Kürt kardeşlerimizin lehine olmaktan çok onlara yeni sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Terör örgütlerinin sivilleri kendi çıkarları uğruna canlı kalkan olarak kullanması, sadece insanlık dışı bir yaklaşım değil, aynı zamanda terör örgütlerinin çaresizliğini ve ahlaki çöküşünü de gösteren bir eylemdir."
Sınır ötesi operasyonlar
"Bölgedeki gelişmeler, hem Suriye’nin iç güvenliği hem de Türkiye’nin sınır güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. TSK; PKK/YPG/SDG gibi terör örgütlerinin bu tür stratejik altyapıları kullanarak bölgedeki istikrarı bozma çabalarını engellemeye kararlıdır.
TSK, ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak ve ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak maksadıyla, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve halkının barışçıl çözüm arayışlarına saygı göstererek, terörist grupların silah bırakmaması durumunda, sınır ötesi operasyonlarını sürdürme azim ve kararlılığındadır. Bu kararlılık, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın meşru müdafaa hakkı ilkesi çerçevesinde, terör örgütlerinin faaliyetlerine son vermek amacıyla bölgede barışı tehdit eden tüm terör unsurları ortadan kaldırılıncaya dek sürdürülecektir."