Afganistan’da 17 yılı geride bırakan bir işgal ve savaş ortamı devam ederken bir yandan da düzenlenecek parlamento seçimlerinin hazırlıklarında son aşamaya gelinmiş durumda.
Tabii ki burada “hazırlık” kelimesinden kasıt, tamamen güvenlik önlemlerinin artırılması. Özellikle kırsal kesimde bulunan seçim bölgelerinin güvenliği Kabil hükümeti için büyük önem teşkil ediyor. Çünkü bu bölgelerdeki sandıklar en hassas güvenlik risklerini barındırıyor.
20 Ekim’de gerçekleşmesi planlanan seçimler için Kabil hükümeti uzun bir süredir olağanüstü güvenlik tedbirleri almış durumda. Başta Kabil kent merkezinde alınan bu tedbirler, daha da geniş birtakım protokollerle kırsalda da uygulanmakta.
Bu güvenlik tedbirlerinin genişletilmiş şeklini biraz daha anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekirse, Afganistan gibi bir yerde daha fazla güvenlik tedbiri alınması demek, daha fazla silah sesi duyulması anlamına geliyor. Geçmiş dönemde de yaşandığı üzere ‘geniş güvenlik tedbirlerinin’ alındığı birçok bölgede şüphelenilen araç ve sivillere ateş açılması, havaya yapılan birçok uyarı ateşi sonucu yaralanan ve ölen siviller bu ‘geniş güvenlik tedbirlerinin’ odak noktasını oluşturmakta.
Taliban’ın seçimleri boykot kararı
Kabil hükümeti dolaylı yollardan da olsa yerel medya aracılığıyla Taliban güçlerine seçimleri daha güvenli bir atmosferde geçmesi için çağrılarda bulundu. Taliban’ın son açıklamasına kadar hükümet aslında Taliban’ın tıpkı geçmiş seçimlerde olduğu gibi bu seçimleri de tanımayıp boykot edeceğini biliyordu. Nitekim öyle oldu da.
Taliban kaynakları tarafından 8 Ekim tarihinde yayınlanan bir açıklamayla resmen seçimlerin boykot edileceği, Kabil hükümetine deklare edildi.
Taliban, resmi sayılan internet sitesi üzerinden yayınladığı açıklamasına, Afganistan’ın ABD işgali altında olduğu ve yapılacak parlamento seçimlerinin Afgan halkının yaralarını sarmaktan uzak olacağı sözleriyle giriş giriş yaptı.
İlgili kısımda kullanılan ifade tam olarak şu şekildeydi: “Yabancı işgali altındaki önceki 17 yıl boyunca birkaç seçim sürecini gözlemledik ve bunların hiçbiri halkımızın ve topraklarımızın yaralarını sarmadı, bundan ziyade hepsi milli çıkarları tehlikeye sokmak ve yabancı işgali meşrulaştırmakla sonuçlandı.”
Aslında Taliban’ın bu açıklaması geçmiş dönemde yayınladığı seçim açıklamalarından ve videolarından daha farklıydı. Hareketin yayınladığı açıklamayı bir sefer okuduğunuzda daha geçmiş döneme göre daha fazla özgüven içerdiğini hissedebiliyorsunuz. Bunun sağlaması ise Taliban’ın sürekli genişleyen toprak hakimiyeti ve ABD’nin başarısızlığıyla ilgili açıklanan raporlarla yapılabilir.
Taliban’ın özgüveninin nasıl bir seviyeye yükseldiğini yine yeni yayınlanan açıklamadan anlamak mümkün. Hareket, Afganistan’ın yarısını kontrol altında tuttuğunu öne sürdüğü açıklamada, ülkenin kalan diğer yarısında da alan hakimiyetinin oldukça geniş olduğunu ifade ediyor.
"İşgalcilerin gölgesi altında ülkeye hizmet edilemez” ifadelerini kullanan Taliban, aday olanlara da adaylıktan çekilmeleri konusunda uyarıda bulunuyor.
Taliban açıklamasının belki de kilit kısmını oluşturan ve birçok uluslararası haber ajansları tarafından haberleştirilip servis edilen bölüm ise şu şekilde: “İslam Emirliği, tüm mücahitlerine, Afgan sivillerin canları ve malları için yüksek hassasiyeti elden bırakmadan, sert engeller oluşturarak ABD öncülüğündeki seçim sürecini durdurmayı emrediyor.
Güvenlik sağlayarak bu sürecin başarıyla gerçekleşmesine yardım etmeye çalışan kişiler hedef alınmalı ve bu hain Amerikan komplosunun engellenmesi ve başarısız olması için elden gelen her şey yapılmalı.”
Taliban söz konusu açıklamaya, yabancı güçlerin Afganistan’ı şartsız olarak terk etmesi gerektiğini vurgulayarak son veriyor.
Afganistan seçimleri ve IŞİD
IŞİD’i Afganistan’daki yapılanması olan “Horasan Vilayeti” ise ülkede yapılacak olan seçimlere yönelik tavrını, doğrudan sivilleri hedef alarak gösteriyor. Örgüt geçtiğimiz aylarda seçim çalışmaları için açılan birçok ofis ve aday tanıtım toplantılarını canlı bomba saldırılarıyla hedef almış, bu saldırılar neticesinde yüzlerce kişi ölmüş veya yaralanmıştı.
IŞİD’in seçim kampanyalarına yönelik gerçekleştirdiği saldırıların tamamı, Kabil hükümeti güçlerinin oldukça etkin olduğu Kabil, Nangarhar , Herat, Host gibi vilayetlerin merkezlerinde düzenlendi. Örgüt, tamamı canlı bomba kullanılarak düzenlenen saldırıların sorumluluğunu Amak Ajansı üzerinden üstlendi.
IŞİD’in düzenlediği saldırılardan en kanlısı başkent Kabil’in Kale-i Nezir bölgesinde gerçekleşti.
IŞİD’li bir canlı bomba tarafından seçmen kayıt bürosuna yönelik düzenlenen saldırıda en az 49 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı. Taliban bu saldırıdan hemen sonra sosyal medya üzerinden bir açıklama yayınlayarak saldırıyla kendilerinin bir ilgisi olmadığını ifade etti. IŞİD ise birkaç saat sonra Amak Ajansı üzerinden yaptığı açıklamada saldırının sorumluluğunu üstlendi.
Tüm bunlar değerlendirildiğinde Afganistan’daki IŞİD yapılanmasının ülkede düzenlenecek seçimlere yönelik tavrı oldukça net bir şekilde belli oluyor. Örgüt, düzenlediği saldırılarda parlamento seçimlerine girecek aday adaylarından çok, kayıtlarını yaptırmak isteyen sivilleri hedef aldı. Yapılan açıklamalarda bu sivillerden ise “Şii Hazaralar” olarak bahsedildi.
Seçimler Afganistan’a ne getirecek?
En merak edilmeyen cevap tam olarak bu: “Parlamento seçimleri Afganistan’a ne getirecek?”
Afganistan, diğer birçok savaş ve çatışma bölgesinde olduğu gibi yolsuzluk ve rüşvetin en fazla yaygın olduğu ülkelerden biri. Çoğu Afgan, rüşvet vermeden hükümete bağlı kurumlarda işlerini halledemediği için Pakistan vatandaşlığına geçerek bu ülkenin imkanlarından faydalanmakta. Pakistan da diğer bir yolsuzluk ve rüşvet ülkesi olsa da Afganistan’a göre altyapı ve kamu hizmetlerinin “daha iyi” durumda olduğu biliniyor.
İşte bu parlamento seçimleri Afgan halkının geleceğinde herhangi bir değişim oluşturmayacak. Afganlar yine geçmiş dönemde olduğu gibi rüşvetle işlerini halledecek, hatta birçoğu parası olmadığı için halledemeyecek.
Bu seçimlerin tek kazananı parlamentoya seçilen parlamenterler olacak. Çünkü her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olsanız da Afganistan şartlarında en fazla para kazanabileceğiniz ve saygı görebileceğiniz meslek bu.
Her vekil adayının kendisine göre aday olduğu vilayetle ilgili farklı vaatleri var. Ancak kendileri de bu vaatleri ne derece yerine getirebilecekleri konusunda emin değiller. Çünkü ülke ciddi bir savaş ve çatışma ortamının içinde.
Sonuç olarak, sürekli olarak sivillerin öldürüldüğü, ABD’nin düzenlediği hava saldırılarında doğrudan sivil yerleşimleri hedef aldığı ve dünya kamuoyunda birkaç dakika bile gündem olmayan ölümlerin gölgesinde gerçekleşecek bu seçimleri Afganistan’ın geleceğine dair bir getirisi olabileceğini değil söylemek, düşünmek bile oldukça güç.