Makine mühendisi, gazeteci, yazar (1954-1985)
Doğumu ve eğitimi
Şeyhmus Durgun, 1954 yılında Diyarbakır'da dünyaya geldi.
İlk ve orta tahsilini Diyarbakır’da tamamlayan Durgun, ardından İstanbul'a giderek üniversite tahsiline burada devam etme kararı aldı.
Bu amaçla İstanbul'a giden Durgun, İstanbul Teknik Üniversitesi Genel Makine Bölümü'nden mezun oldu.
İslami faaliyetleri İstanbul'daki üniversite yıllarında daha aktif bir hal alacaktı.
Bu dönemde bir müddet Fatih Vakıflar Yurdu’nda, ardından Yeşildirek Rüstempaşa Yurdu’nda kaldı.
İslami çalışmaları ve tutuklanması
Bu dönemde İslami öğrenci hareketlerinin merkezi konumunda bulunan Milli Türk Talebe Birliği'nde (MTTB) görev yaptı. Cemaleddin Tayla döneminde MTTB'nin İcra Konseyi Başkanlığı görevini yürüttü. Yine MTTB’nin yayın organlarından Çatı ve Milli Gençlik dergilerinde idarecilik yaptı ve birçok konuda yazılar yazdı.
Yazdığı yazılarda Müslümanların güncel sorunlarına, çözüm yollarına, sisteme yönelik eleştirilere yer verdi.
Şeyhmus Durgun, 23 Eylül 1979 tarihli Milli Gazete’nin Gençlik sayfasında yayınlanan "Müslüman Kimdir?" başlıklı yazısının bir bölümünde şu ifadelere yer veriyordu:
"Müslüman kolaya değil zora, sefaya değil cefaya, refaha değil işkenceye, savaşa değil barışa, kötülüğe değil iyiliğe, cehenneme değil cennete talip olandır."
Çatı dergisinde yayınlanan yazılarından 15 Nisan 1978 tarihli “Bu Böyle Biline” başlıklı yazısından ötürü hakkında soruşturma başlatıldı. Bu dönem Türk Ceza Kanunu'nda yer alan 163. maddeden, yani "devletin temel nizamını İslam’a uydurmak ve Türkiye’de İslam devleti kurmak istemek" suçlamasıyla, bu isteğini bir düşünce olarak paylaştığı gerekçesiyle yargılandı ve Mayıs 1983’te 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Hapis cezası sonrasında tutuklanarak önce Bayrampaşa Sağmalcılar Cezaevi’nde gönderildi. Ardından, hapis cezasının kalan kısmını tamamlamak üzere daha sonra, 1983 yılında Çanakkale Kapalı Cezaevi’nde hapsedildi.
Cezaevinde ölümü
Durgun, tahliyesine kısa bir süre kala, arkadaşlarından birine yazdığı mektupta şunları söylemişti:
"İçeriye düşmeme sebep olan Çatı’daki yazıyı da o yıllarda yazmıştım. Mahkemesi epey sürmüştü. Nihayet 83’ün Mayıs’ında 6 yıllık cezayı geçirmek üzere İstanbul Sağmalcılarda hapis hayatımız başladı. Epey geçti. Hapisten çıkmaya 15 ay 3 gün kaldı. 86’nın Temmuz 28’inde dışarı çıkacağım. Anlayacağın pek bir şey kalmadı."
Şeyhmus Durgun'un kaleme aldığı 9 Ekim 1985 tarihli bir mektup. Mektuptan 14 gün sonra işkence sonucu hayatını kaybedecekti.
Çanakkale Kapalı Cezaevi’nde hapis cezasının tamamlanmasına yaklaşık 1.5 yıl kala, 23 Ekim 1985 günü, Şeyhmus Durgun'un hayatını kaybettiği haberi alındı.
Hapishane yönetimi, Durgun'un intihar ettiğini iddia etse de, yakınları ve kendisinin mektupları bu iddiaın gerçek olmadığını işaret ediyordu. Durgun'un cezaevinde maruz kaldığı şiddetli işkence sonucu hayatını kaybettiği ifade edildi. Yakınları ve arkadaşları, Şeyhmus Durgun'un işkenceyle katledildiğini belirtti. Durgun'un katlinin failleri hiçbir zaman ortaya çıkarılmadı ve ceza almadı.
Durgun'un cenazesi 27 Ekim 1985 Pazar günü, çok sayıda arkadaşı ve ailesi tarafından, Çanakkale Kapalı Cezaevi yetkililerinden teslim alındı. Şeyhmus Durgun, 29 Ekim 1985 salı günü, Diyarbakır’da Et Balık Kurumu Camii’nde kılınan namazdan sonra, Diyarbakır Mardinkapı Mezarlığı'na defnedildi.
Kaynak: Mepa News
Kaynakça
Şeyhmuz Durgun da Şehitler Kervanına Katıldı (Mektup, Aralık 1985)
Mehmet Ali Tekin / Mazlum Zindan Şehidimiz: Şeyhmus Durgun (Yeni Akit, 25 Ekim 2013)
Arkadaşı Ziya Şahin’nden alınan bilgiler (Ocak 2016)