Ragip Soylu ve Sondos Asem | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi, 11 yıl önceki -darbe sonrası- cumhurbaşkanı olduktan sonra Türkiye'ye yaptığı ilk resmi ziyaret kapsamında Çarşamba günü Ankara'ya geldi.
Ziyaret, Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan'ın Şubat ayında Kahire'ye yaptığı ve Sisi'nin Erdoğan'ın müttefiki olan seçimle başa gelmiş halefi Muhammed Mursi'yi 2013 yılında askeri bir darbeyle devirmesiyle başlayan iki hükümet arasındaki diplomatik ve siyasi düşmanlığın resmi olarak sona erdiği ziyarete eşdeğer.
Cumhurbaşkanlığı'ndan Salı günü yapılan açıklamada “Türkiye-Mısır ilişkileri tüm yönleriyle gözden geçirilecek ve önümüzdeki dönemde işbirliğinin daha da geliştirilmesi için atılabilecek ortak adımlar ele alınacaktır” denildi.
“İsrail'in Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik saldırıları başta olmak üzere güncel bölgesel ve küresel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunulacaktır.”
Ziyaret öncesinde Middle East Eye’a (MEE) konuşan bazı Türk yetkililer Ankara'nın Kahire'ye başta insansız hava araçları olmak üzere silah satmak ve devam eden enerji ve ticaret işbirliğini arttırmak istediğini söyledi.
MEE'ye konuşan bir Türk yetkili, Erdoğan ve Sisi'nin Çarşamba günü gerçekleştirdiği ziyaret sırasında finans, enerji, çevre, şehir planlama ve sağlık alanlarında anlaşmalar imzalandığını söyledi.
Ankara merkezli (Türkiye’deki siyasi iktidara yakın) düşünce kuruluşu SETA'da bölge uzmanı olan Bilgehan Öztürk MEE'ye yaptığı açıklamada Ankara'nın gaz kaynaklarını çeşitlendirmek istediğini ve Mısır'dan ithal ettiği sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) miktarını arttırmayı hedeflediğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan geçen ay Kahire'ye yaptığı bir ziyaret sırasında iki ülkenin de serbest ticaret anlaşmasının kapsamını genişletmeye ve Mersin ile İskenderiye arasındaki ro-ro deniz taşımacılığı hattını yeniden başlatmaya odaklandığını söyledi.
Öztürk, “İki ülke arasındaki ilişki çok yönlüdür, zira her iki ülke de Ortadoğu'da Gazze'deki ateşkes görüşmeleri, Libya ve Somali konularında işbirliği yapmaktadır” dedi ve ekledi: “Bu son derece sembolik bir ziyaret ama aynı zamanda bölgeye barışı geri getirmek için birlikte çalışmak istediklerini dünyaya göstermek istedikleri anlamına da geliyor.”
Mısırlı analist Ammar Fayid, “Ziyaret, iki ülke arasında en üst düzey koordinasyonu temsil eden Stratejik İşbirliği Konseyi'nin başlatılmasıyla normalleşmeyi kurumsal bir çerçeveye dönüştürecek” dedi.
Mısır medyasına göre konseyin ilk toplantısı Çarşamba günü yapılacak. Fayid, konseyin Türkiye'nin BAE ile uyguladığı modele benzer şekilde yılda bir kez toplanacağını da sözlerine ekledi.
İnsansız hava aracı satışları
İlişkilerdeki atılımlardan biri de Mısır'a insansız hava araçları ve diğer askeri teçhizatın satışı olabilir.
Üst düzey bir Mısır askeri heyeti Mayıs ayında Türkiye'nin iki büyük insansız hava aracı üreticisi Baykar ve TAI'yi ziyaret etmişti.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar Mısır'ın ayrıca Türk devlet şirketi ASFAT tarafından üretilen Hisar sınıfı açık deniz devriye gemilerini satın almakla ilgilendiğini ve zırhlı araçlar için modernizasyon hizmetleri alma olasılığını araştırdığını söyledi.
MEE'ye konuşan bir savunma sanayi kaynağı, “Hem TAI hem de Baykar bu yılın başlarında Mısır ordusuna teklifte bulundu” dedi. “Ancak Mısırlılar olası devriye gemisi satışı ve zırhlı araçların modernizasyonu konusunda henüz adım atmadılar.”
Türk yapımı eğitim uçağı Hürjet de bu hafta Mısır'da düzenlenen uluslararası bir hava gösterisinde sahne alarak Türk savunma sanayinin başarısını gözler önüne serdi.
Türkiye merkezli Asbab düşünce kuruluşunun araştırma müdürü ve jeopolitik analist Ammar Fayid, Türk insansız hava araçlarının Mısır'a satışının, bu ziyaret sırasında ya da gelecekte gerçekleşmesi halinde, iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olacağını söyledi.
Fayid'e göre Mısır Türkiye'den insansız hava aracı satın alırsa bu ilişkilerde yeni bir sayfa açılmış olacak.
“Bu tür bir işbirliği uzun vadeli ilişkiler gerektirir ve işbirliğine yeni bir boyut getirir. Eğer Türk insansız hava araçları gönderilirse, bu Türk askerlerinin bir süre Mısır ordusunu ortak operasyonlar için eğitmek üzere Mısır'a gideceği anlamına gelecektir.”
"Askeri işbirliği, herhangi bir anlaşmazlıktan bağımsız olarak uzun vadeli ilişkiler için bir dayanak oluşturuyor. Türkiye bu konuda istekli, Mısır ise en azından Mayıs ayına kadar temkinli davrandı”
Potansiyel sorunlar
Öte yandan, Mısır'a olası bir insansız hava aracı satışı, Mısır ile gerilimi tüm zamanların en yüksek seviyesinde olan Türkiye'nin müttefiki Etiyopya ile ilişkileri zorlaştırabilir.
Ancak Etiyopya, proje sonucunda Nil suyundaki payları azalacak olan aşağı kıyıdaş ülkeler Mısır ve Sudan'ın muhalefetine rağmen son üç yıldır Rönesans Barajı'nı tek taraflı olarak doldurmaya devam ediyor. Barajın beşinci dolumu Temmuz ayında başladı ve Başbakan Abiy Ahmed geçtiğimiz günlerde Kahire ve Hartum'a meydan okuyarak baraj türbinlerinin gelecekte de çalışacağını ilan etti.
Büyük bir gerilimin habercisi olarak Mısır Dışişleri Bakanı Pazar günü BM Güvenlik Konseyi'ne bir mektup göndererek Etiyopya'yı uluslararası hukuku ve Mısır ve Sudan ile yapılan üçlü anlaşmaları ihlal etmekle ve müzakereleri bir oldubittiyi dayatmak için kılıf olarak kullanmakla suçladı.
Kahire, Ankara ile koordineli olarak, Etiyopya'nın bağımsızlık yanlısı Somali bölgesi Somaliland üzerinden bir deniz üssü kurma girişimini dengelemek için bir barış misyonunun parçası olarak Somali'ye askeri güç gönderme sözü de verdi.
Geçen hafta Somalili bir yetkili Mısır'ın Somali'ye silah gönderdiğini ve askerlerine eğitim vereceğini söyleyerek bu durumun Mısır'ın Etiyopya'ya son meydan okuması olduğunu belirtti.
İkili ticaret gelişti
İki ülke arasında 2021 yılında başlayan normalleşme sürecinden bu yana ikili ticaret önemli ölçüde gelişti. Şu anda Mısır pazarında faaliyet gösteren 720 Türk şirketi olduğu belirtilirken, Türk yetkililere göre Türk yatırımları Şubat ayında 2,5 milyar dolara ulaştı ve yıl sonuna kadar 3 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
İki ülke arasındaki mevcut ticaret hacmi yaklaşık 7 milyar dolar, ancak Erdoğan bunu 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
Ekonomi uzmanları, büyük nüfusları ve coğrafi yakınlıklarıyla, kazançlı ticaret potansiyelinin çok yüksek olduğunu söylüyor.
Strateji ve yatırım danışmanı ve birçok şirketin CEO'su olan Murad Ali, "Her iki ülkenin benzersiz coğrafi konumları, Türkiye'yi Mısır'ın Orta Asya'ya, özellikle de Türkçe konuşan ülkelere ve Türkiye'nin önemli bir yumuşak güce ve güçlü bir varlığa sahip olduğu Balkanlar'a ürün ihraç etmek için bir geçit haline getirebilir" dedi.
“Buna karşılık Mısır, özellikle COMESA anlaşması ve sunduğu gümrük muafiyetleri ve diğer avantajlarla Afrika pazarına açılan bir kapı görevi görüyor” diye ekledi.
Ayrıca Mısır, ithalat maliyetlerini düşürmek için üretimi yerelleştirme konusunda istekli ve Türkiye de Mısır'ın Afrika ülkeleriyle yaptığı anlaşmalardan yararlanarak Mısır'daki üretimini genişletmeyi hedefliyor.
Marsa Matrouh'ta bir sanayi bölgesi ve Süveyş Kanalı'nda bir başka sanayi bölgesi gibi son üç yıllık yakınlaşma sürecinde ön anlaşmalar yapılmış durumda.
10'uncu Ramazan ve diğer bölgelerdeki mevcut Türk sanayi bölgeleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileşmesiyle geçtiğimiz yıl daha da genişledi.
Fayid'e göre Türkiye'nin dış pazarlarını genişletmeye yönelik ilgisi, ekonomik kriz ve enflasyonun ardından Türkiye'deki yüksek üretim maliyetlerinin üstesinden gelme ihtiyacından kaynaklanıyor; bu da artık ücretleri karşılayamayan veya dış pazarlarda rekabet edemeyen küçük ve orta ölçekli üreticilerin kapasitelerini etkiledi.
Fayid'e göre Mısır pazarı hala Türkiye'den çok daha düşük üretim, işçilik ve enerji maliyetlerine sahip ve bu da döviz çekerek ve iş fırsatları yaratarak Mısır'a fayda sağlıyor."
Doğu Akdeniz gerilimleri
Analistlere göre, önemli ticaret patlamasına ve Mısır'ın Türkiye'nin Afrika'daki en büyük ticaret ortağı haline gelmesine rağmen, Türkiye'nin ilişkileri geliştirmesindeki temel motivasyon Doğu Akdeniz'deki deniz sınırlarının belirlenmesi konusundaki çıkarları oldu.
Türkiye, Doğu Akdeniz'de Mısır ile bir deniz sınırı belirleme anlaşması imzalamak istiyor ancak Mısır, Türkiye'nin deniz sınırları üzerindeki iddialarını kabul ettiği şeklinde algılanarak Doğu Akdeniz'deki müttefiklerini karşısına almaktan çekiniyor.
Enerji uzmanı ve jeopolitik analist Halid Fuad'a göre Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hedeflerinden biri, Yunanistan'la olan ihtilafın ikili olarak kalmasını ve Mısır, Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail'in Türkiye'ye karşı daha geniş bir jeopolitik ittifakın parçası olan Doğu Akdeniz Gaz Forumu'ndaki ittifakında görüldüğü gibi daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşmemesini sağlamak.
Mısır'ın 2020'de forumu kurarken Türkiye'yi dışlaması, Türkiye'nin çıkarlarını korumak için Kahire ile köprü kurmaya çalışmasına yol açtı.
MEE'ye konuşan Fuad, "Türkiye bu ittifakı dağıtmak ve Doğu Akdeniz'deki izolasyonunu kırmak istiyor, Yunanistan'la olan tarihi anlaşmazlığı sadece ikili bir mesele olarak tutmayı amaçlıyor" dedi.
Libya ve Yunanistan ile deniz sınırı anlaşmaları imzalayan Türkiye'nin Mısır ile de benzer bir anlaşma imzalaması Doğu Akdeniz'deki konumunu güçlendirecektir.
Ancak Fayid, Mısır'ın Türkiye ile herhangi bir anlaşma imzalasa bile Yunanistan ile olan ittifakına ters düşecek hiçbir şeyi kabul etmeyeceğini söylüyor.
“Yunanistan'la ittifak Mısır'ın Doğu Akdeniz'deki hesaplamalarının merkezinde yer almaya devam ediyor ve Mısır'ın bakış açısına göre bu ittifak Türkiye'ye kıyasla bölgesel nüfuzunda güç ve denge sağlıyor.”
Libya anlaşmazlıkları
Mısır ve Türkiye, Türkiye'nin Libya'nın batısındaki askeri varlığı ve Trablus'taki uluslararası tanınırlığa sahip hükümeti desteklemesi, Mısır'ın ise son on yılın büyük bölümünde doğudaki rakip hükümeti desteklemesi nedeniyle anlaşmazlık yaşıyor.
Fuad, Mısır'ın komşu ülkelerdeki yabancı askeri varlığı kabul edilemez bulduğunu, ancak Türkiye'nin batıda bir varlığı olduğunu ve bu etkisinden vazgeçmesinin pek mümkün olmadığını belirtiyor.
Fayid, Türkler için Libya'daki varlıklarının meşru olduğunu ve meşru hükümetle yapılacak bir anlaşmaya dayandığını belirtti.
Bu talebin ötesinde Türkler Mısır'la bir anlaşmaya varmak istiyorlar. Analist, Libya'daki iç savaşı ve bölünmüşlüğü sona erdirecek her türlü anlayışın Türkiye tarafından memnuniyetle karşılandığını belirtti.
"Örneğin, Hafter'in oğlunun Ankara'da kabul edilmesi ve Hafter'in oğullarının artık Türkiye'de ticari faaliyetleri olmasıyla birlikte Türkiye ile Hafter arasındaki ilişkilerin doğuda iyileşmesi bunu gösteriyor. Durum, iki ülkenin Libya'da anlaşmaya varmaktan başka çarelerinin kalmayacağı bir noktaya doğru ilerliyor.”
Kaynak: Mepa News