Sivil toplum kuruluşları uyardı: İsrail Gazze'nin kuzeyinde etnik temizlik yapıyor

Onlarca sivil toplum kuruluşu İsrail ordusunu 'tahliye emri' adı altında 400.000 Filistinliyi zorla yerinden etmek, aç bırakmak ve yok etmekle suçluyor

Çok sayıda sivil toplum kuruluşu, Gazze'nin kuzeyinin, İsrail işgal güçleri tarafından Filistinli nüfustan etnik olarak temizlenmesine yönelik devam eden operasyon dahilinde “haritadan silinmekte olduğu” uyarısında bulundu.

İsrail kuzeyde kalan 400.000 Filistinlinin bölgeyi terk etmesini emretti ve bu emri yerine getirmeye zorlamak için sivillere yönelik yeni bir kuşatma başlattı.

İsrail 6 Ekim'de Gazze'nin kuzeyine büyük bir saldırı başlattı ve bölge sakinlerine güneye gitmeleri çağrısında bulundu.

İsrailli subaylar ve analistler, ordunun “Generallerin Planı” olarak bilinen ve Gazze'nin kuzeyini etnik olarak temizlemeyi ya da geride kalanları aç bırakıp öldürmeyi amaçlayan tartışmalı bir planı uygulamaya koyduğunu öne sürdüler.

Söz konusu operasyon ve yeni kuşatma, İsrail'in Hamas'ın kuzeyde çoktan yenilgiye uğratıldığı iddialarına rağmen gerçekleşiyor.

Filistin Sağlık Bakanlığına göre operasyonun başlamasından bu yana İsrail askerleri 65'i son 24 saat içinde olmak üzere en az 350 Filistinliyi öldürdü.

38 sivil toplum kuruluşu kuruluşu tarafından imzalanan bir bildiride İsrail ordusu “tahliye” emri kisvesi altında zorla yerinden etme uygulamakla suçlanıyor.

Aralarında ActionAid, Action For Humanity, Oxfam, Medical Aid for Palestinians (Map), Islamic Relief, Christian Aid ve diğer uluslararası yardım kuruluşlarının bulunduğu örgütler, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini şiddetlendiren eylemlere karşı uyarıda bulundu.

Sivil toplum kuruluşları, İsrail'in Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Filistinlilere karşı soykırım anlamına gelebilecek eylemleri durdurması ya da engellemesi yönündeki yasal bağlayıcılığı olan emirlerini büyük ölçüde göz ardı ettiğini belirtti.

Temmuz ayında UAD, İsrail'in 1967 savaşının ardından Filistin topraklarını işgal ve ilhak etmesinin hukuka aykırı olduğunu teyit etti.

Gruplar, “Gazze'nin toprak bütünlüğünü değiştirmeye yönelik her türlü girişim uluslararası hukukun açık bir ihlalini teşkil eder” diye eklediler.

Dünya Gıda Programı (WFP) geçen hafta, 1 Ekim'den bu yana bölgeye gıda yardımı girmediği için Gazze'nin kuzeyinde gıda güvenliğinin risk altında olduğunu duyurdu.

Çatışmalardan dolayı zaten hizmet veremeyecek duruma gelen üç hastane, kuzeyde devam eden askeri operasyonlardan etkileniyor.

Çarşamba günü Kemal Udvan, El Avde ve Endonezya Hastanesi'ndeki doktorlar hastaları terk etmeyi reddettiklerini açıkladı.

Gazze'nin kuzeyindeki El Avde Hastanesi'nin Müdür Vekili Muhammed Salha şunları söyledi: "İsrail ordusu hastaneyi boşaltmamız için bizimle birden fazla kez temasa geçti. Bölümler yaralılarla dolu ve hafif ya da orta dereceli yaralanmaları olan yaralıları bile taburcu ediyoruz çünkü onlar için yatağımız yok."

"İsrail ordusuna, elimizdeki yaralıların hayatlarını koruyabilecek ve yaralılara daha iyi hizmet veren başka bir hastaneye ulaşabilecek ambulanslar olmadığı sürece hastaneyi tahliye etmeyeceğimizi açıkça söyledim."

Bir savaş silahı olarak açlık

Bu arada Londra merkezli Filistinliler için Uluslararası Adalet Merkezi, (ICJP) Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki operasyonunun açlığı bir savaş silahı olarak kullanmak gibi bir savaş suçu anlamına gelebileceğini söyledi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail başbakanı ve savunma bakanı için tutuklama emri çıkarmayı değerlendirirken, ICJP İsrail'in eylemlerinin Roma Statüsü'nün 6. Maddesini ihlal edebileceğini söyledi.

UCM, söz konusu maddenin şu hükmü içerdiğini açıkladı “Bir etnik grubun fiziksel olarak tamamen ya da kısmen yok olmasına yol açacak yaşam koşullarının kasten uygulanması” soykırım teşkil eder.

“İnsanlığa karşı işlenen imha suçuna ilişkin Madde 7(1)(b), 'gıda ve ilaca erişimden mahrum bırakma' da dahil olmak üzere 'bir nüfusun bir kısmının yok edilmesine yol açacak şekilde hesaplanan yaşam koşullarının uygulanmasını' yasaklamaktadır.

“Bu Filistinli sivillere yönelik tam bir kuşatmadır. Bu, Filistin halkının sistematik imhası ve soykırımı olarak tanımlanabilecek koordineli bir ölçekte toplu cezalandırmadır.”

Çarşamba günü Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail güçlerinin 7 Ekim 2023'ten bu yana en az 42.409 Filistinliyi öldürdüğünü bildirdi.

BM ve uluslararası yardım grupları tarafından güvenilir olarak kabul edilen resmi ölü sayısına göre kurbanların yüzde 60'ından fazlası kadın ve çocuklardan oluşuyor.

Aynı süre zarfında 99.153'ten fazla kişi yaralanmış olup, enkaz altında kalan en az 10.000 kişi ise "kayıp" statüsünde.

ICJP'nin hukuk sorumlusu Zeki Sarraf Middle East Eye'a yaptığı açıklamada “UCM ve UAD gibi ulusların ve kurumların da bu artan vahşeti durdurmak için kararlı bir şekilde harekete geçmeleri hayati önem taşımaktadır” dedi ve ekledi:

“İsrail'in acımasız soykırımcı askeri eylemleri durdurulmalıdır. Kırmızı çizgiler ve uluslararası hukuka ilişkin boş söylemler ile yerine getirilmeyen vaatler bunu durdurmak için hiçbir işe yaramayacaktır”

Kaynak: Mepa News

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Hak İhlalleri Haberleri