Taliban Siyasi Ofis Sözcüsü Suheyl Şahin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Afganistan barış görüşmelerini iptal etmesine dair açıklamalarda bulundu.
Al Jazeera'ya röportaj veren Şahin, Afganistan barış görüşmelerinin neden iptal edildiğine dair soruları yanıtladı.
Röportaj Mepa News tarafından Türkçeleştirildi.
Zeyn Tevfik: Başkan Donald Trump'ın bittiğini açıkladığı müzakerelerle başlayalım. Bu sizi şaşırttı mı?
Suheyl Şahin: Evet, bu bizim adımıza hayret vericiydi. Zira ABD müzakere heyetiyle halihazırda barış anlaşmasını sonuca bağlamıştık ve görüşmelere neredeyse bir senedir devam ediyorduk. Nihayetinde bir barış anlaşması yapmıştık ve aynı zamanda barış anlaşmasının uygulanmasına dair çerçevede anlaşmıştık. Müzakere heyetlerinin başkanları anlaşmayı parafe etmişti, bir kopya Katar tarafına, bir kopya bize, bir kopya da ABD'ye verilmişti.
Ve bundan sonra müzakere heyetimizin başkanı ve Afganistan İslam Emirliği'nin Siyasi İşler Başkanı Molla Birader, heyetiyle beraber Dr. Halilzad ve General Scott Miller ile görüştü. Barış anlaması nedeniyle mutlulardı ve barış anlaşmasının imzalanma töreni hakkında konuşuyorlardı. Bunların ortasında böylesi bir tavır bizim için çok şaşırtıcıydı ve hayret vericiydi.
Zeyn Tevfik: Yani Zalmay Halilzad ve Afganistan'daki ABD ve NATO birliklerinin komutanı Scott Miller'dan duyduğunuz son şeyler anlaşmanın imzalanma törenine dairdi, görüşmelerin durdurulmasına dair değil, doğru mu?
Suheyl Şahin: Hayır, bir ipucu da yoktu bir işaret de. Görüşmede anlaşmanın imzalanma töreni ve yaklaşık 24 ülkenin dışişleri bakanlarını davet etmek hakkındaydı. Aynı zamanda, görüşmenin bir parçası olan iletişim kanalı hakkında konuştular. Ve kendi tarafımızdan, iletişim kanalı için kişiler atadık. Bu anlaşmanın uygulanmasını temin etmek için. Görüşme sırasında bunlar konuşuldu.,
Zeyn Tevfik: Bu görüşmeler sırasında, Başkan Trump ile Camp David ile görüşmeye gitmeyi onayladınız mı?
Suheyl Şahin: Evet, daveti Dr. Halilzad yaptı. Bunu siyasi ofisimizle tartıştık ve daveti kabul ettik. Ve mesajımızı Dr. Halilzad'a ilettik. ABD'ye gidecektik fakat barış anlaşmasının imzalanmasından sonra. Zira anlaşmanın imzalanması, şiddeti azaltacak iyi bir atmosfer oluşturacaktı.
Zeyn Tevfik: Anlaşmanın imzalanması da (Trump'ın Camp David'e davet ettiği) pazar günü mü olacaktı?
Suheyl Şahin: Törenin muhtemel tarihi tüm taraflar tarafından ayarlanacaktı, bunun Doha'da olması planlanıyordu. Uluslararası şahitler ve medya önünde. Camp David'de yahut başka bir yerde değil. Ancak tarih belirlenmemişti. Fakat genel olarak bir hafta içerisinde olması planlanıyordu.
Zeyn Tevfik: Öyleyse bu takdirde Başkan Trump'ın görüşmenin Pazar günü olacağına dair tweetleri doğru değil mi?
Suheyl Şahin: Evet. İki farklı şey var. Biri onların kabul ettiğimiz daveti. Diğeri ise buraya gideceğimiz tarih. Bizim kendi bakışımız var. Bize bu tarihi verdiler ancak bizim kendi görüşümüz vardı ve bu da oraya anlaşmanın imzalanmasının ardından gidilmesinin uygun olduğuydu. Zira bundan önce bir ateşkes olmayacaktı. Ateşkes olmaması demek her iki taraftan da saldırılar olması demek. Ama barış anlaşmasının uygulanmaya başlamasının arından tüm bunlar duracaktı.
Ve bu da ABD'yi ziyaret etmeye olanak veren bir atmosfer sağlayacaktı. Biz de kendi bakış açımızı Dr. Halilzad'a ilettik.
Zeyn Tevfik: Anlaşmaya dair çok şey bilmiyoruz. Bize anlaşma hakkında daha fazla şey söyleyebilir misiniz? Tam olarak ne üzerinde anlaşıldı?
Suheyl Şahin: Barış anlaşmasının bazı ana kısımları var.
Birincisi, Afganistan'dan tüm güçlerin çekilmesi.
İkincisi, hiç kimsenin Afganistan topraklarını ABD ve müttefiklerine karşı kullanmasını müsaade edilmemesi.
Üçüncüsü, Afganlar arası müzakerelere başlamak.
Dördüncüsü, Afganlar arası görüşmelerde ateşkesin bir gündem maddesi olması. Bunlar anlaşmanın dört parçası.
Zeyn Tevfik: Sizin söylediğinize göre, ateşkes hiçbir zaman görüşmenin bir parçası olmadı, öyle mi?
Suheyl Şahin: Hayır, ABD tarafı ile müzakerelerin bir parçası değildi. Bizim ABD ile görüşmelerimizde iki nokta vardı. Bir, işgali sona erdirmelerine ve yabancı güçlerin çekilmesine dair görüşmeler. İki, bizim yükümlülüğümüz, hiç kimsenin ABD ve müttefiklerine karşı Afgan toprağını kullanmasına izin vermememiz. Bunlar Amerikan tarafıyla konuştuğumuz iki temel şey.
Kalan iki noktayı Afganlarla müzakere edeceğiz.
Zeyn Tevfik: Amerikalılar gerçekten bir ateşkes olmadan çekilmeyi kabul ettiler mi?
Suheyl Şahin: Amerikalılar çekilmeyi kabul etti, biz de onlar çekilirken onlara saldırmayacağımızı. Bu anlaşmanın bir parçası. Onlar bize saldırmayacaklar, biz de onlara. Onlara Afganistan'dan çekilmeleri için güvenli geçiş sağlayacağız.
Zeyn Tevfik: En azından Afgan halkı için, Amerikalılar ile bir ateşkeste anlaşmanın ancak Afganlar ile bu konuda anlaşmanız biraz garip durmuyor mu? Bunu nasıl açıklarsınız?
Suheyl Şahin: Bu, daha önce de söylediğim gibi, Afganlar arası müzakerelerin bir parçası. Kapsamlı bir ateşkes, Afganlar arası görüşmelerin konusu. Fakat şimdi Amerikalılarla güçlerini çekmeleri hakkında konuştuk. Onlar çekilirken neden onlara saldıralım? Onlara güvenli geçiş hakkı tanımak rasyonel.
Fakat diğer Afganlara gelince, onlarla görüşmeye de hazırız. Eğer bir ateşkes olursa, onlara da saldırı olmaz. Ama bu Afgan meselesinin farklı bir yönü. Öncelikle Afganistan işgalini sonlandırmak istiyoruz. Ve daha sonra da Afganlarla ülkede yeni bir İslami hükümet kurulmasını ve ateşkesi müzakere etmek istiyoruz. Bunlar iki farklı şey.
Zeyn Tevfik: Şimdi Amerikalılar müzakereleri durdurdu, Başkan Trump görüşmeleri öldü olarak niteledi. Siz Afganistan'daki Amerikan birliklerine saldırmaya devam edecek misiniz?
Suheyl Şahin: Eğer ABD bize saldırmak istemiyorsa ve çekilmek istiyorsa, anlaşmayı da imzalarlarsa, onlara saldırmayız ve Afganistan'dan çekilmeleri için onlara güvenli geçiş sağlarız.
Fakat eğer bize saldırırlarsa, bombardımanlarına devam ederlerse, 18 yıldır devam ettiğimiz şeye devam ederiz.
Zeyn Tevfik: Eminim ki ABD basınını takip ediyorsunuz. Trump'ın danışmanlarının ona, Afganistan'dan sizinle bir anlaşma olmadan da çıkabileceğini söylediğine dair tahminler var. Eğer ABD sizinle anlaşma olmadan çekilirse, onlara saldırır mısınız yoksa gitmelerine müsaade mi edersiniz?
Suheyl Şahin: Eğer onlarla bir anlaşma imzalarsak, onlara saldırmamamız gerekir, ve onlara güvenli bir çıkış sağlamamız. Ancak eğer bizimle bir barış anlaşması imzalamadan çekilirlerse, onlara saldırıp saldırmayacağımız bizim isteğimize bağlı. Anlaşma olmadan çekilirlerse bu bize kalmış, eğer istersek, bunda milli ve İslami bir çıkar görürsek saldırırız. Eğer çıkar görmezsek saldırmayız.
Zeyn Tevfik: Onlar çekilirken ABD'lilere saldırmanızda nasıl bir çıkar olabilir?
Suheyl Şahin: Evet, haklısınız. Eğer çekiliyorlarsa, onlara güvenli bir geçiş sağlamak daha akıllıca olur. Anlaşma paralelinde bir sorumluluğumuz doğmaz ancak bu akıllıca olur.
Zeyn Tevfik: Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani'nin sözcüsü Sıddık Sıddıki, Başkan Trump'ın görüşmeleri durdurmasından sonra, 'Doha'daki balayınızın bittiğini' söylemişti. Buna katılıyor musunuz, görüşmelere geri dönüş yok mu?
Suheyl Şahin: Biz Afganistan'dayız. Ülkenin yüzde 70'i bizde. Kabil'deki başkanlık sarayından birkaç kilometre ötedeki havaalanına gittiklerinde dahi helikopterle gidiyorlar. Bu Kabil'de de etkin olduğumuzu gösteriyor. Öyleyse kimin balayının bittiğini siz düşünebilirsiniz.
Kabil'deki sivil toplum kuruluşlarının tamamı bizim iznimizi istiyor ve biz onların bir ilden diğerine gitmesine aracılık ediyoruz, Kabil şehrinde bile. Öyleyse kimin balayının bittiğini, kimin Afganistan'ın gerçek halkı ve hakimi olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Zeyn Tevfik: Bahsettiğiniz anlaşmada Afgan hükümetiyle ilgili bir şey yok. Yalnız kaldıklarını, ABD'lilerce satıldıklarını düşünüyorlar. Siz, yabancı güçlerin tamamı çekilene kadar onlarla müzakere etmeyi reddediyorsunuz. Onları konuşmaya değer Afganlar olarak kabul etmiyor musunuz?
Suheyl Şahin: Afganlar arası görüşmelerin de barış anlaşmasının bir parçası olduğunu söylemiştim. Tüm Afganlarla görüşeceğiz, bu Kabil yönetimini de kapsıyor. Ve bununla beraber Afganistan'ın geleceğini konuşacağız.
Zeyn Tevfik: Yani Afgan hükümetiyle konuşacak mısınız yoksa yabancı güçler çekilene kadar onları görmezden gelmeye devam mı edeceksiniz?
Suheyl Şahin: Elbette, ilk önce Amerikalılarla barış anlaşması imzalanmalı. Daha sonra Afganlar arası müzakerelere gireceğiz. Bu aynı zamanda Kabil yönetimini da kapsıyor, onlar da müzakerelerin parçası olacak.
Zeyn Tevfik: Anlaşmaya göre Amerikalılar ülkeden çekilecek. Peki ya Afganistan'daki diğer birlikler? Onlar ülkede mi kalacak yoksa Amerikalılar ile beraber çekilecekler mi?
Suheyl Şahin: Amerikalılar görüşmelerde NATO güçleri de dahil tüm yabancı güçleri temsil ediyor. Anlaşmada da NATO güçlerinin de ülkeden çekileceği ibaresi yer alıyor. Yani bu anlaşmanın bir parçası.
Zeyn Tevfik: Farz edelim ki tüm güçler ülkeyi terk etti ve Afganistan'da tek bir yabancı asker bile yok. Afganistan'ın geleceğine ve hükümet sistemine dair vizyonunuz nedir?
Suheyl Şahin: Milli birliği olan bağımsız, müreffeh bir ülke olacak. Siyasi, iktisadi ve diğer kararlarını kendi başına uygulayacak gücü olacak. İster süper güç olsun isterse hiç gücü olmasın kimse ona bir şeyi dikte edemeyecek.
Tüm Afganlar ülkenin müstakbel hükümetinde kendisini görecek, ülkenin inşası, rehabilitasyonu ve gelişimi için çalışılacak, tıpkı bir ailenin üyeleri gibi.
Zeyn Tevfik: Şunun hakkında biraz daha fazla açıklama yapabilir misiniz? İslami kuralları Afganlara zorlayacak ve empoze edecek misiniz, yoksa doktrininizi biraz değiştirdiniz mi?
Suheyl Şahin: Bunlar Afganlar arası müzakerelerde konuşulacak. Fakat tek bir şey istiyoruz, gelecek hükümet İslami bir hükümet olacak. Bunun ne şekilde olacağı Afganlar arası müzakerelerde görüşülecek.
Afganlar buna karar verecek, fakat bu İslami bir hükümet olacak. Zira son 40 senedir, Müslüman Afgan halkı ve mücahitler canlarını İslami bir hükümetin tesisi için feda ettiler.
Kaynak: Mepa News