Somali'de Eş Şebab'ı savaşarak yenmek mümkün değil

Mohamed Gabobe

Ağustos ayında Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, kabinesinin kuruluşunun ikinci yıl dönümü münasebetiyle Somali'nin başkenti Mogadişu'da bir belediye toplantısı düzenledi.

Doğal olarak toplantıda gündeme gelen konulardan biri de 2022 sonbaharında Eş Şebab'a karşı başlatılan harekâttı.

Abdi Barre, "Bugün sadece şehirlerimizi savunmuyoruz, Eş Şebab'ı kendi topraklarında geri püskürtüyoruz" dedi ve 215 köy ve kasabanın hükümet güçleri tarafından geri alındığını sözlerine ekledi.

Gerçekten de Somali hükümeti Eş Şebab'a karşı yürüttüğü savaşta önemli kazanımlar elde etti, ancak kullandığı bölücü taktikler sadece savaş çabalarını baltalamakla kalmadı, aynı zamanda ülkedeki istikrarsızlığı daha da kötüleştirerek kan dökülmesini durdurmak yerine devam ettirdi.

Aşiret milislerini silahlandırmak hataydı

Hükümetin Eş Şebab'a karşı başlattığı saldırı, grubun Ağustos 2022'de Mogadişu'da bir otele düzenlediği ve 21 kişinin ölümüne neden olan saldırıdan kısa bir süre sonra duyuruldu.

Hükümetin benimsediği stratejilerden biri de Somali ordusuyla birlikte savaşacak kabile milislerini silahlandırmaktı. Başlangıçta bu milisler, Eş Şebab'ı Hirşabel ve Galmudug eyaletlerindeki geniş topraklardan çıkaran askeri harekâtta kilit bir rol oynadı.

"Macawisley" olarak da bilinen aşiret milislerinin kullanılması ve güçlendirilmesi, elde edilen toprak kazanımları nedeniyle başlangıçta Somali'nin uluslararası ortakları tarafından desteklenirken, Somali toplumunu daha da böldü.

Çünkü hükümet özellikle Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un klanından ve ona yakın olan diğer klanlardan milisleri silahlandırdı ve onlara mali destek sağladı. Bu sadece dar görüşlü bir yaklaşım değildi, aynı zamanda ülkede sosyal uyumun sağlanmasına yönelik çabalara da zarar verdi.

Somalililer, iç savaş öncesine dayanan eski şikayetlerle derinden bölünmüş bir toplum. Nüfusun farklı kesimleri arasında güven mevcut değil. Cumhurbaşkanı, Eş Şebab'la mücadele bahanesiyle bazı klanlara diğerlerinden daha fazla öncelik vererek pek çok topluluğu yabancılaştırdı ve komşuları, arkadaşları ve vatandaşları birbirine düşürdü.

Eş Şebab'ın Somali'nin Galmudug ve Hirşabel eyaletlerindeki birçok bölgeden çıkarılmasıyla birlikte aşiret temelli şiddet olaylarında artış görüldü. Yeni silahlanan kabile milisleri, kurtarmakla görevlendirildikleri aynı sivil nüfusu terörize etmeye başladı.

Bölgesel anlaşmazlıklar ve otlaklar ile su kaynaklarının kontrolü ile bağlantılı eski hesapların kapatılması yaygın bir olay haline geldi. Eşkıyalık da yaygınlaştı ve insanların geçebilmek için haraca bağlandığı yasa dışı barikatlar sıkça görülür hale geldi.

Güç kullanma tekeline sahip olmayan hükümet, güçlendirdiği milisleri ehlileştirme konusunda tamamen aciz. Sonuç olarak Mogadişu, ülkedeki tek bir silahlı grubun -Eş Şebab- tehdidiyle uğraşmak yerine, bazıları Somali cumhurbaşkanıyla anlaşmazlığa düşen klanlardan gelen çok sayıda silahlı grubun tehdidiyle karşı karşıya. Esasen, ülkedeki kötüleşen güvenlik durumundan ve savaş çabalarının çözülmesinden hükümet sorumlu.

Yabancı işgalin varlığı Eş Şebab'ın elini güçlendiriyor

Kabile milislerini silahlandırmak hükümetin yaptığı tek hata değildi. Somali ordusu ve aşiret milislerinin Eş Şebab'a karşı ortak savaşı sürerken, Somali yönetimi Şubat 2023'te beklenmedik bir duyuru yaptı: Komşu ülkeler silahlı grubu yenmek için son hamleye yardımcı olmak üzere daha fazla asker konuşlandıracaktı. Dört ay sonra, BMGK toplantısında Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud planı yineleyerek operasyona "Siyah Aslan Operasyonu" adını verdi ve Etiyopya, Kenya ve Cibuti'den askerlerin katılacağını açıkladı.

Operasyon henüz hayata geçmemiş olsa da, duyurunun kendisi Somali kamuoyunda pek hoş karşılanmadı.

Sorun şu ki, tüm bu ülkelerin on yıldan uzun bir süredir Somali'de konuşlandırılmış birlikleri var ve bu durum Somalililer arasında büyük bir kızgınlığa neden oluyor. Aslında Eş Şebab'ın Somali'de isyan başlatmasının temel nedenlerinden biri ülkenin yabancı askerler tarafından "işgal edildiğine" inanması.

Grup ilk olarak 2006 yılında Etiyopya'nın Somali'yi işgaline tepki olarak ortaya çıktı. Daha sonra, Batılı politika yapıcıların emriyle diğer Afrika ülkelerinden gelen birliklerin konuşlandırılması, Somalililer arasında popülerlik kazanmasına yardımcı oldu. Bu duygular hala devam ediyor.

Eş Şebab'la mücadele bahanesiyle yabancı orduların Somali'ye daha fazla yerleşmesi fikrini desteklemek silahlı grubun ekmeğine yağ sürüyor. Eş Şebab'ı ülkenin yabancıların boyunduruğu altına girmesine karşı savaşan meşru bir güç olarak gören Somalililerin sayısını şüphesiz artırıyor.

Kalpleri ve zihinleri kazanmak

Hükümet, kabile milislerini silahlandırmak ve Somali'ye daha fazla yabancı asker davet etmek gibi bölücü politikalar izlerken, çeşitli paydaşları savaş çabalarına dahil etmekte başarısız oldu. Eş Şebab'a karşı ülke çapında bir çaba sağlamak yerine, devletlerin ve aşiretlerin büyük çoğunluğu bir kenara itildi. Sonuç olarak, şu anda savaşın hangi yönde ilerlemesi ve nasıl ele alınması gerektiği konusunda ulusal bir mutabakat eksikliği söz konusu.

Daha da kötüsü, 2023 yılında Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, yürütme organı üzerindeki kontrolünü genişletmek için Somali anayasasında değişiklik yapılması için bastırmaya başladı. Bu durum hem çeşitli siyasi paydaşları hem de Somali halkını öfkelendirdi ve savaşa yönelik kamuoyu desteğini daha da azalttı. Bu yılın başlarında Somali parlamentosu tartışmalı anayasa değişiklikleri lehinde oy kullandı ve cumhurbaşkanı da bunları imzaladı.

Bu tür bölücü eylemler sadece Eş Şebab'ın Somalililer arasında kalpleri ve zihinleri kazanma stratejisine yardımcı oldu, savaşçı toplamasını kolaylaştırdı ve destek tabanını güçlendirdi. Grubun 100 milyon ila 150 milyon dolar arasında vergi toplayabildiği, bağımsız bir yargı teşkilatını işletebildiği ve yönetimi altında yaşayan siviller için güvenlik sağlayabildiği ifade ediliyor.

Özünde Eş Şebab, Somali'nin resmi sınırları içinde fiili bir devlette paralel bir hükümet kurmayı ve bunu sürdürmeyi başardı. Bunu da Mogadişu'da "yolsuz ve yalancı" olarak algılanan yetkililerin aksine saygın bir imajla yapabiliyor.

Geçtiğimiz yıl boyunca Eş Şebab geniş toprak parçalarını yeniden ele geçirmeyi başardı. 26 Ağustos 2023'te Eş Şebab'ın Cawsweyne kasabasındaki bir askeri üsse baskın düzenlediği ve 100'den fazla askeri öldürdüğü bildirildi. Bu, mevcut hükümetin savaş çabalarının başlamasından bu yana Somali birliklerine yönelik en ölümcül saldırıydı. Saldırının ardından morali bozulan birlikler birçok stratejik kasabayı terk etti.

Eş Şebab ayrıca Mogadişu'ya yönelik saldırılarına da devam edebildi. Mart ayında başkanlık sarayına yürüme mesafesindeki lüks bir otele saldırdı ve Ağustos ayında şehir plajına büyük bir saldırı başlattı.

Şu açık ki hükümetin mevcut stratejisi işe yaramıyor. Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud hatalarını kabul etmeli, toplumla uzlaşmalı ve Eş Şebab da dahil olmak üzere tüm muhalifleriyle gerçek bir diyalog başlatmalı. Bu sadece Somali'nin menfaatini düşünen yaşlı bir devlet adamı olarak güvenilirliğini artırmakla kalmayacak, daha da önemlisi hayatları kurtaracaktır.

Somali toplumu otuz yılı aşkın bir süredir savaş halinde. Daha fazla kan dökülmesi ihtiyacı olan son şey.


Al Jazeera'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yorum Yap
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.