Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un Eş Şebab'a karşı savaş ilanı sonrasında ülke bir iç savaşın eşiğine geldi. Zaten zor şartlarla ve ağır bir kuraklıkla karşı karşıya olan Somali, şimdi de kabile milisleri ve Eş Şebab arasındaki bir savaşla yüz yüze geldi. Bu savaş halihazırda toplu göçlere, sürgünlere ve kabileler arasındaki gizli kavmiyetçiliğin ortaya çıkmasına yol açmış durumda.
Bir geçiş dönemine denk gelen bu çatışmalar, ordu ve hükümet tarafından meşrulaştırılan kabile temelli çatışmaları yeniden hortlattı. Peki bazı Somalili kabilelerin Eş Şebab'a karşı verdiği savaştan ne beklenebilir? Somali halkı ve liderleri ne yapmalı?
Kabile milisleri
Kabileleri seferber etmek ve onları savaşa sürmek, Somali ile sınırlı olan yeni bir mesele değil. Bilakis cihadi grupların faaliyet gösterdiği bölgelerdeki tüm yönetimler tarafından uygulanan eski bir plan. ABD'ye yönelik 11 Eylül saldırıları ve Afganistan ile Irak'ın işgali sonrasında Amerikan yönetimi kabileleri silahlandırmak ve El Kaide ile Taliban gibi gruplara karşı savaştırmak gibi bir proje geliştirmişti.
Amerikan yönetimi bu kabileleri silahlar ve kaynaklarla destekledi bunları Yemen, Mali ve Suriye'de İslami yapılara karşı savaşlar için yakıt olarak kullandı.
Somali de böylesi yapı veya toplulukların dini gruplara karşı kullanımı hususuna yabancı değil. 2005 yılında Amerikan yönetimi sözde "Teröre Karşı Savaş Koalisyonu"nu kurmuş, bu gruba "İslami Mahkemeler Birliği"ne karşı yüz binlerce dolar yatırım yapmıştı. "Ehli Sünnet vel Cemaat" isimli bir yapı kurulmuştu ve bunlara da Eş Şebab'a karşı savaşlarında destek verilmişti. Ek olarak, Somalili toplulukları savaşa teşvik etmek için birçok girişimde bulunuldu. Bunlar yalnızca Eş Şebab'ın daha da güçlenmesine ve gerek kırsalda gerekse şehirlerde daha da köklenmesine yol açtı.
Öyleyse sormak gerekir: Bugünün güçleriyle dünün güçleri arasındaki fark nedir? Ve de Somali'nin federal hükümetinin, 20 yıldır Afganistan, Irak ve Somali'de sürdürülen bir savaşı tatbik etmek mümkün müdür? Somali halkı daha önce bunun bir yıkıma yol açtığına şahitlik etmişti.
Savaş provokasyonu
Merkezi hükümetin çöküşünden bu yana, ülkede savaştan kar elde eden kimseler ortaya çıktı. Bu kişiler savaşı teşvik etmeyi ve Somali halkına karşı durmayı bir meslek, bir iş haline getirmiş durumda. Bugün, bu tavır güzel bir isim yapmak, servet elde etmek ve kabile içerisinde statü kazanmak için bir fırsat haline gelmiş vaziyette.
Cumhurbaşkanı Mahmud'ın Arap ülkeleri, Türkiye ve ABD'ye yönelik son seyahatleri, Eş Şebab'a karşı savaşta destekçi ve finansal yardım arama amacı güdüyordu. Hükümetin bütçesine giren büyük miktardaki servet, herkesin kendisinden sorumlu olduğu bir şey haline geldi. Bu ayrıca yakın zamanda Hamar'da düzenlenen istişare toplantısında da en önemli noktaydı.
Somali siyasetinde uzman olan ve geçmişte Somali'nin ABD Özel Temsilciliği görevinde bulunan Dr. Abukar Arman, son makalesinde bu ve benzeri konulara odaklandı. Arman, farklı amaçlara sahip birçok siyasetçinin, iş adamının, kabile liderinin ve dış ülkenin para topladığını ifade etti.
Bildiğimiz üzere Afrika Birliği'nin Somali'deki misyonu ATMIS, Eş Şebab'a karşı savaşmak için uluslararası toplumdan ciddi miktarda fon alıyor. Ordu, silah, eğitim ve askeri destek organize ediliyor ve aynı zamanda Somali hükümetine ülkeyi yeniden ele geçirmek için destek veriyorlar. Ancak neden bağışçıların operasyonlarında yer almıyorlar?
ABD ordusu subayı ve bir üniversite profesörü olan Dr. Norman Cigar, "Kabile Milisleri: El Kaide ve Bağlılarına Karşı Koymak İçin Etkili Bir Araç" isimli kitabında, kabile milislerinin amacını şöyle vurguluyor:
"Kabile milislerini silahlandırmanın ve savaştırmanın ana gayesi, ordunun can ve mal kaybını azaltmaktır."
Norman Cigar'ın bahsettiği planın ana odağı hassaten Irak işgali olsa da, bu plan bugün doğrudan Somali'deki savaş sahasında da uygulanıyor. ATMIS güçleri askeri kamplarında durgun bir hale gelirken, aynı zamanda, milisler tarafından korunuyorlar. Bu mesele birçok şüpheye yol açmış durumda ve insanlar kendilerine soruyor: ATMIS ordusu Eş Şebab'a karşı savaşı durdurduysa, Somalili çocukların savaşta kurban edilmesinin sebebi nedir? Büyük güçlerin vazgeçtiği bu savaştan sıradan insanlar ne elde edebilir?
Silahlı kabileler
Somali halen uzun kuraklıklardan ve zor insani koşullardan muzdarip. Savaş, ülkenin yüküne yük eklemiş durumda ve silinmez izler bırakıyor. Bu yüklerin biri de kabilelerin yeniden ayağa kaldırılması ve kabile bazında silahlı isyancıların ortaya çıkarılması.
Bildiğimiz üzere, Muhammed Siad Barre'nin merkezi hükümetinin çöküşü bir kabile isyanıyla başladı ve bu, Somali milletinin bıkmış olduğu bir vaziyetle neticelendi. Silahlı kabileler güçlendi, ellerine geçen silahları birbirlerine doğrulttular ve Somali halkını öldürdüler. Bu da nihayetinde birleşik Somali milletinin ortadan kalkmasına yol açtı.
Somali ordusu subaylarından General Yusuf Muhammed Siyad, yakın zamanda bu meseleye parmak bastı ve şöyle söyledi:
"Ellerinde silah olan ve hükümet tarafından kontrol edilmeyen sivil insanlar iyi şeylere yol açmaz. Birleşik Somali Kongresini (bir milis grup) gördük, diğer isyancıları da gördük. Sadece birbirlerini öldürüyorlardı."
Aynı zamanda milletvekili Abdirezak Aden Warsame de silahlı gruplara dair endişelerini dile getirdi ve bunları Eş Şebab'tan daha büyük bir tehdit olarak niteledi:
"Bu milis güçlerin doğurduğu sorunu bugün hissetmeyenler yarın muhakkak hissedecektir. Bu kaosla başlayan her şey soruna yol açacak. Birleşik Somali Kongresi gibi. Silahlı grupların bize neler getirdiğini biliyoruz."
Öte yandan, milis gruplara yöneltilen bu eleştiriler, siyasetçiler ve hükümet yetkilileri arasında büyük anlaşmazlıklara yol açıyor. Bı isimler birbirlerini tehdit ediyor ve Eş Şebab üyesi olmakla suçluyor. Bu siyasi çatışma meclis üyeleri, ordu subayları ve bölgesel yetkililer arasında şüphelere ve kafa karışıklığına yol açıyor.
Eş Şebab savaşı sürdürüyor
Eş Şebab ise Somali hükümeti, silahlı gruplar ve tüm destekçileri ile savaşa devam edeceklerini açıkça belirtmekte. Yakın zamanda grup, yüzlerce askerinin mezuniyet törenini gösteren bir video yayınladı. Bu videoda, Somali hükümetinin peşinden giden her kabileyi hedef alacaklarını açıkladılar. Eş Şebab Sözcüsü Ali Mahmud Rage şunları söyledi:
"Somali kabilelerine şunu söyledik ve her zaman da söylemeye devam ediyoruz: Kafirlerin peşine takılan her aile ve kabile mücahidlerin hedefi olacak."
Şimdiye kadar, Eş Şebab ve silahlı kabileler arasındaki çatışmanın durduğuna dair hiçbir işaret yok. Şu kesin ki eğer bu çatışmalar devam ederse, Somali milleti 30 yıllık iç savaş sürecinin yıkım atmosferine geri dönecek.
Somalili entelektüellerin, kabile liderlerinin, Somali hükümetinin ve Eş Şebab'ın, ülke halkını bulunduğu zor durumdan kurtarmak için elinden geleni yapması, insanlar ve ülke arasındaki bu savaşı durdurmak için bir yol araması şart.
Allah bizlere süreğen bir barış ve birleşik bir Somali nasip etsin.
Somali Memo'da yayımlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.