Organize suç örgütü kurmakla suçlanan Sedat Peker’in yurtdışından yayınladığı Youtube videolarında çeşitli suçlamalar yönelttiği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk televizyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kübra Par’ın sunduğu Açık ve Net programında gazetecilerin sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı, 2 Mayıs’tan bu yana yayınladığı yedi videoda yalnızca Youtube’daki hesabından 55 milyondan fazla görüntülenen Sedat Peker’in iddialarını yalanladı. Soylu, gazeteci Merdan Yanardağ’ın ‘‘suç duyurusunda bulunduğunuz soruşturmanın selameti açısından istifa etmeyi düşündünüz mü?’’ şeklindeki sorusu üzerine, görevinden bu suçlamalar nedeniyle istifa etmeyi hiç düşünmediğini söyledi.
Soylu, Binali Yıldırım’ın oğlunun uyuşturucu trafiğinde yer aldığı iddiasını reddetti
Süleyman Soylu, Peker’in son Başbakan ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım’ın oğlunun Venezuela’dan Türkiye’ye uyuşturucu kaçakçılığı işine dahil olduğu iddiasını reddetti.
İçişleri Bakanı, ‘‘Bu ateşi yakmayın ya. Yapmayın, rica ediyorum. Milyonlarca insan çocuk pornosu da izliyor, Allah'ınızı severseniz yapmayın. Milyonlarca insan sapık işler de izliyor. Biz aklı başında insanlarız. Dünyanın en iğrenç yalanlarını ortaya koyup, bunu siyasetin ana malzemesi haline getirip, bir tarafına koymak ve bu videoları izletmek, esas itibariyle bir operasyondur’’ dedi.
Soylu, geçen hafta katıldığı TRT Haber televizyonundaki programda Sedat Peker’in bir siyasetçiye 10 bin dolar para verdiğini iddia etmişti. İçişleri Bakanı, kamuoyunu meşgul eden bu siyasetçinin kim olduğunu birkaç gün içinde Ankara Cumhuriyet Savcısı’na açıklayacağını söyledi.
‘‘Sayın Ağar'ın bir marinada görev alması doğru mu? Ben olsam 48 saat içinde bırakırım’’
Soylu’ya Peker’in yayınladığı videolarda Azerbaycanlı işadamı Mübariz Mansimov’un sahibi olduğu Bodrum Yalıkavak marinaya ‘‘çökmek’’ ile suçladığı, Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden sorumlu tuttuğu eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ile ilişkileri de soruldu.
Demokrat Partisi’nde halef-selef genel başkan oldukları Ağar’la Doğru Yol Partisi yıllarından beri ihtilafları bulunduğunu ayrıntılarıyla anlatan Süleyman Soylu, ‘‘(Çiller’in genel başkanlıktan ayrıldığı kongrede) İlhan Kesici'yle birlikte Mehmet Ağar'a karşı bir pozisyon aldık, bunu herkes biliyor. Salona bir sürü insan girdik, çıkarken iki kişi çıktık. Seçim öncesi Sayın Çiller'le karşı karşıya kalmama rağmen, Sayın Çiller'i o dönemde de terk etmedim, salona birkaç arkadaşımız soktuk ve çıkardık. 2002'den 2007'ye kadar Sayın Ağar'a ben muhalefet ettim. Sayın Ağar'ın bir marinada görev alması doğru mu? Ben olsam 48 saat içinde bırakırım’’ dedi.
"Ahmet Davutoğlu'nun bir devlet bürokratını istifa ettirip ‘ben milletvekili yapacağım’ dediğinde de karşıydım"
Ağar’ın siyasete girmesini doğru bulmadığını söyleyen İçişleri Bakanı, emekli MİT görevlilerinin siyaset hakkında yorum yapmasını ya da siyasi süreçlerde yer almasını eleştirirken 7 Haziran 2015 Seçimleri’nde o dönem başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun davetiyle siyasete girmek üzereyken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müdahalesi ile geri adım atan MİT Başkanı Hakan Fidan’ın da politikaya girmesinin doğru olmadığını ifade etti.
Soylu, ‘‘Ben bir devlet bürokratının, bir sivil siyasi partide aktif bir pozisyonda yer almasına siyasi olarak karşıyım. Ben sivil siyasetin tarafındayım. Bu mücadeleyi bunun için gerçekleştirdik. Ahmet Davutoğlu'nun bir devlet bürokratını istifa ettirip ‘ben milletvekili yapacağım’ dediğinde de karşıydım. Korkut Eken gibi tiplerin geçmiş yaptıkları görevlerden dolayı, Mehmet Eymür gibi tiplerin bugün Türkiye'de söz söyleyebiliyor olmalarının devlet adabıyla uyuşmadığına inanan insanlardan bir tanesiyim. İçişleri Bakanlığı'nı yaptım, bitti, bu benimle mezara kadar gidecek bir hadisedir. Ben hukukun dışında bir iş yaptıysam, devletin yapması gereken peşime takılmaktır. Eski ağabeylerimizin bizi bir şeyin önüne atıp ‘savcıların göreve gelmesi lazım’ demelerini kabul etmiyorum'' diye konuştu.
‘Bizim dönemimizde bir Hablemitoğlu, -o da FETÖ işi- onun dışında bir tane faili meçhul cinayet var mı?’’
Sedat Peker 1996’da Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürmek üzere kardeşi Atilla Peker ve Korkut Eken’in adaya gittiğini ancak infazı gerçekleştiremeden döndükten sonra başka bir grubun cinayeti gerçekleştirdiğini öne sürdü.
Bu iddiaların duyulmasından kısa süre sonra Muğla’da Atilla Peker gözaltına alındı.
Bugün KKTC basınında da çokça tartışılan Kutlu Adalı cinayetini değerlendiren Soylu, ‘‘En ufak bir şey varsa, eğer açık duruyorsa bu bizim namus meselemizdir. Kıbrıs içinde kim yaptıysa bedelini ödemekle mükelleftir. Bizim dönemimizde bir Hablemitoğlu, -o da FETÖ işi- onun dışında bir tane faili meçhul cinayet var mı? (Atilla Peker) Ruhsatsız silah nedeniyle alındı, tam da Kutlu Adalı cinayeti nedeniyle alınmalı. Ben niye iddiaları ciddiye almayayım? Peker'in kardeşi silah sebebiyle alındı ama Kutlu Adalı sebebiyle alınmalıydı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele'ye sırf bu yüzden yazı yazdırdım bugün. İçişleri Bakanı olarak benim görevim önleyiciliktir. Meseleyi gördüğüm an meseleye müdahale etmektir görevim’’ dedi.
Soylu’dan BBC Türkçe’ye "dezenformasyon" suçlaması
Soylu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nden yeterince destek görmüyor ve yalnız mı bırakılıyor? Bugün BBC Türkçe’ye konuşan ve adı yayınlanmayan bir hükümet yetkilisi Peker’in bazı iddialarının doğru olduğunu söyleyince Soylu’nun desteklenmediği iddiası daha da büyüdü.
Ancak Soylu bu iddiaları da reddetti.
İçişleri Bakanı, ‘‘Bu meselelerin ilk başlarında Sayın Cumhurbaşkanımızla bir değerlendirme yaptık. Beni yalnız bıraktıklarını kesinlikle düşünmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanım benim liderimdir, bizim nasıl bir görev yaptığımızı, AK Parti'nin Türkiye'de nasıl bir yer oluşturduğunu, neyi temsil ettiğini bütün bilen millet, bunun nasıl bir operasyon olduğunu, ne konuda neyin murat edildiğini en iyi şekilde bilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız zaten açıklama yaptı, çok da net söyledi. BBC Türkçe, dezenformasyon kanalıdır ya. Ben Çalışma Bakanlığı yaptım, oradan beri takip ediyorum. Hem ekonomik, hem siyasi. Geçmişten gelen bir müktesebat var. Kimin Türkiye'ye operasyon çektiğini hep beraber biliyoruz. İngiltere İçişleri Bakanı arkadaşım, ona da söyledim’’ dedi.
"Peker, kuzu kuzu cezaevine girecek"
Henüz Sedat Peker hakkında kırmız bültenin çıkarılmadığını belirten Soylu, Peker’in Türkiye’ye getirilmesi için çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.
Erhan Tuncel ile ilişkisi olduğunu söylediği Sedat Peker’in Hrant Dink cinayetinin azmettiricilerinden biri de olduğunu belirten İçişleri Bakanı, ‘‘Bu suç örgütü lideri Türkiye Cumhuriyeti devletinden özür dileyecek, adalete teslim olacak, kuzu kuzu cezaevine girecek, 20-30 yıl cezasını çekecek. Çıktığında etrafındaki şebeleklerle iletişim kurmayacak. Cezasını çekecek, bu bedeli ödeyecek. Bir taraftan Fethullah Gülen'e methiyeler dizeceksin. Bu yakayı kurtaramayacak. ByLock konuşmalarında nelerin geçtiğini, onun için nelerin ifade edildiğini tek tek biliyoruz. Bir yalan makinesiyle karşı karşıyayız’’ diye konuştu.
Kaynak: Amerika'nın Sesi