2015 yılının son haftalarında düzenlenen Riyad toplantıları öncesi Suriye İslam Meclisi, İstanbul’da düzenlenecek sürpriz bir toplantı için Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) organizasyonu altında faaliyet gösteren gruplara çağrı yaptı. Suriye krizine ilişkin rol alan aktör devletlerin öneri ve baskıları, o sıralarda batılı devletlerce terör listesine alınmış bazı grupların pasifleştirilmesi yönündeydi. Davet edilenlerden bazıları, bütün temsilci ve delegeleriyle toplantıda yer alan Suriye İslam Meclisi’nin, gruplar arası birliğe ve cephelerin güçlendirilmesine davet edeceğini ayrıca Suriye topraklarında direnen grupların birleşmesine engel olan, onların gruplara ve sınıflara bölünmesini arzulayan devletlerin artık fırsatları kaçırdığını vurgulayan açıklamalar yapacağını bekliyordu.
Ancak hiç de tahmin edildiği gibi değildi toplantının amacı.
'Terörist gruplardan uzak durun' telkini
Suriye İslam Meclisi üyeleri, küresel irade ve uluslararası pozisyona göre şekil alıp onların taleplerine cevap vermenin gerekliliğinden bahsediyor, Batılı devletlerce terör listesine alınan gruplardan uzak durmanın gerekliliği ÖSO gruplarına dayatılıyordu toplantıda. Böylece "terör lekesinden" arınabileceklerdi. Üyelerden biri, “Suriye İslam Meclisi’ne bağlı bir heyet muhalifler tarafından özgürleştirilmiş bölgelere gidecek ve oradaki muhalif gruplarla ilmi bir diyalog gerçekleştirecek. Birliği bozan ve ayrılıklara neden olan problemleri yok ederek bütün muhalif grupların tek çatı altında toplanmasını sağlayacak toplayıcı kısa bir misak hazırlayacak. Bundan sadece düşmanlıkta sınır tanımayanlar, bütün kesime karşı riddet ve savaş fetvası verenler istisna edilecek.” yazılı çalışma çizelgesini takdim ettiğinde, bu öneri, meclis üyeleri tarafından pekte önemsenmedi ve bu çalışma için herhangi bir teklifte dahi bulunmadılar. Aksine ÖSO gruplarını biraraya getirdikleri toplantının konusuna tekrar döndüler, nasihat ve tavsiyeleri sürdürdüler. Bu öneri, toplantıya katılanlar nazarında matlup ve vacip bir seviyeye ulaşmamıştı.
Toplantıdan çıktıktan sonra bazı ÖSO komutanları, bu öneriyi açık bir fetva olarak kabul etmişti bile ve yanındaki kimselere “bunun açık bir fetva olduğunu, tek resmi şer’i ciheti temsil eden Suriye İslam Meclisi’nin yürütme heyeti tarafından yayınlandığını” savunuyordu. Mütehassıs ilim ehline icabet ve imtisal etmek için bütün saha komutanlarını ikna etmeye çalışıyordu, bunun açık bir fetva olduğu hususunda.
Bu münasebetle dost devletlerin, Suriye İslam Meclisi’nin bireylerinden, yetkililerinden ve ileri gelen temsilcilerinden, ÖSO gruplarının bir an önce terör listesine alınan gruplardan soyutlanması yönündeki talebine karşılık Suriye İslam Meclisi hızlı bir şekilde harekete koyulmuş, bir araya gelinmiş ve herkes toplanmıştı. Daha sonra ÖSO grupları toplatılarak bilgilendirilmiş ve fetva verilmişti.
Ancak…
"Cihattan geri duranlar aleyhine fetva verin"
Suriye İslam Meclisi kurulduğundan bu yana, özellikle son haftalarda, birçok kesim, “acil fetva vermeleri ve cihadın farzı ayn* olduğunu ifade etmeleri” yönünde yoğun bir şekilde talep ve çağrıda bulundu/bulunuyor. Toplu ve tekil çağrılarda bulunulduğu gibi hareketlerden, gruplardan ve şahıslardan açıklamalar yayınlandı. İletişime geçildi, görüşmeler düzenlendi, buluşulup bir araya gelindi. Bunların tamamı İslam Meclisi’nden sadece şunu istiyordu;
“Cihattan geri durup oturan gafillerin aleyhine fetva verin. Despot ve tağutların saflarında savaşanların aleyhinde fetva verin. Dış iradelere boyun eğenlerin aleyhlerinde fetva verin. Sadece fetvalarla hareket eden ve sadece meşhur âlimlerin ağzından çıkanları dikkate alanlara yönelik fetva yayınlayın.”
Ancak Suriye İslam Meclisi hiçbir çağrıya cevap vermeyerek sessizliğini korudu. Üyeleri ise münferit olarak fetva yayınlama hususunda bu sürüyü terk edemedi. Genel seferberliğin farz olduğu, cihadın farzı ayn olduğu hususunda veya etkisi önemli belirli bazı konularda fetva yayınlamak için ne toplu olarak nede münferit olarak herhangi bir adım atılmadı.
Fetvanın etkileri neler?
Peki, bu fetvalar neden önemli? Neden böyle fetvalara ihtiyaç duyuluyor? Yankıları ve etkileri nelerdir?
Sayıları belki de milyonlara varan başıboş Suriyeliler, meşhur âlimlerden “olayların; ırzı, toprağı ve mukaddesatı tehdit eden bir seviyeye ulaşması nedeniyle Suriye’deki cihadın her Müslüman Suriyeli için farz ayn olduğu” yönünde fetvalar işittiğinde belki de ülkelerini kurtarmak için onlardan binlercesi ülkesine geri dönecektir.
Şöyle bir itirazda bulunulabilir; “bütün bu dökülen kana ve parçalanmışlıklara rağmen icma edilen kapsayıcı bir fetvaya dahi iltifat edilmeyecektir”. Ancak bazı ihtimallerin varlığı göz ardı edilemez. Belki de vicdan azabı çekerek uykusuz kaldığı bir saatte veya kendisine gelen bir telefonda ona şöyle denilecektir; “Belki de âlimlerin söyledikleri doğrudur, Allah’ın azabı cihattan geri durup oturanlara karşı daha şiddetlidir.”
Veya…
Belki başıboş Suriyeli televizyon izlerken paramparça olmuş küçük bir Suriyeli çocuğa denk gelirde; “Müftüler tarafından yayınlanan fetvalar doğrudur. Şayet ben topraklarımızı ve namusumuzu tağutlara ve işgalcilere terk edersem Allah’ın azabı ve cezası dünya ve ahirette beni bulur.” diye içinden geçirebilir.
Belki de Suriye’den soyutlanmış Suriyeli, ani bir üzüntünün baskısıyla özlemle uyanır da vatanına bakar. Küçücük Suriyeli çocukların parçalandığını görür. Suriyeli meşhur alimlerin yaşanan çatışmalar hakkında Peygamber efendimizin şu sözünü paylaştıklarını işitir; “Müslümanların sorunlarıyla ilgilenmeyen Müslümanlardan değildir.”
Öte yandan hala rejim ordusu saflarında savaşanlar, kendilerine yönelik mürtet olduklarını belirten, öldürdüklerinde veya öldüklerinde akıbetlerinin cehennem olduğunu ifade eden açık fetvaları işittiklerinde bu fetva onları ağırlaştırır, tereddüt sağlar, kaçmaya itebilir. Az veya çok ordudan ayrılmalar yaşanabilir.
Diğer bir fetva ise rejimin korumasında ve kontrolünde olan yerlerde oturanlara; güçleri yettiği oranda gizli bir şekilde çalışarak düşmana kan kaybettirmelerine yönelik olmalıdır. Gizli bir halk mücadelesi vererek düşmanı yorgun düşürmeli, bunun dışında kendilerinden hiçbir şeyin kabul edilmediği ifade edilmelidir.
Belki de bu fetvalar icma seviyesine ulaşır, Suriye İslam Meclisi âlimlerinin icmasına…
Bu anlamada Suriye İslam Meclisi’nin gücü dâhilinde önemi büyük bazı fetvalar da söz konusudur. Ancak Suriye İslam Meclisi bunu yapmamaktadır. Mesela bu noktada Meclis üyelerinin bildirdiği bazı önemli konular vardır, şayet Suriye İslam Meclisi bunları yerine getirirse Suriye devriminin gidişatını değiştirecekler ve mazlum Suriyeli halkı için zaferle sonuçlanacak daha istikametli bir yola sokacaklar devrimi.
Bu sıkıntılı süreçte bütün Suriyelilere, Suriye İslam Meclisi’nden genel seferberlik fetvası talep edilmesi ve bunun sürekli tekrarlanması hususunda görev düşmektedir. Suriye İslam Meclisi bu çağrıya icabet edinceye dek bu çağrılardan vazgeçmemeleri gerekmektedir.
* İslamiyette, özür olmadıkça yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan ibadet.
Orient News'te yer alan bu makale, Mepa News okurları için tercüme edildi.