ABD Dışişleri Bakanlığı Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Beşar Esed rejiminin muhalif gruplar tarafından devrilmesinin ardından İsrail ordusunun askerden arındırılmış tampon bölgenin ötesindeki Suriye topraklarını işgal etmesinin "meşru müdafaa" olduğunu söyledi.
Pazar günü İsrail güçleri işgal altındaki Golan Tepeleri'nden İsrail ve Suriye arasındaki tampon bölgeye doğru hareket ederek Esed rejiminin sona ermesinin iki ülke arasındaki 1974 tarihli “Çekilme Anlaşmasının” çöktüğü ve “Suriye güçlerinin mevzilerini terk ettiği” anlamına geldiğini söyledi.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, “Dün [İsrail ordusuna] tampon bölgeyi ve civardaki komuta mevkilerini ele geçirmeleri talimatını verdim. Hiçbir düşman gücün sınırımıza yerleşmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Ancak The New York Times'a konuşan bazı İsrailli yetkililer İsrail güçlerinin tampon bölgenin ötesine geçerek Suriye topraklarına girdiğini söyledi.
Habere göre İsrail ordusu Hermon Dağı'nın Suriye tarafını ve diğer bazı yerleri kontrol altına aldı.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi de Cumartesi gecesi yaptığı açıklamada İsrail'in “Suriye topraklarına asker konuşlandırdığını” söyledi.
Halevi ayrıntılı bilgi vermedi, ancak Halevi'nin yorumlarından İsrail güçlerinin tampon bölgenin ötesine geçtiği anlaşılıyor.
Pazartesi günü Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen basın brifinginde sözcü Matthew Miller, Netanyahu'nun argümanını kullanarak İsrail'in saldırısını savundu.
Miller, “Suriye ordusu, müzakere edilen İsrail-Suriye tampon bölgesi çevresindeki mevzilerini terk etti ve bu da potansiyel olarak İsrail devletini tehdit edecek terör örgütleri tarafından doldurulabilecek bir boşluk yarattı” dedi.
Miller, “Her ülkenin terör örgütlerine karşı harekete geçme hakkı vardır.” ifadelerini de ekledi.
Miller, “sınır boyunca güvenlik” olmasının önemli olduğunu ve “İsrail'in bu eylemlerin geçici olduğunu söylediğini” kaydetti.
“Nihayetinde görmek istediğimiz şey İsrail ve Suriye arasında kalıcı bir güvenliktir ve bu da tüm tarafların 1974 tarihli ayrılma anlaşmasına uymasını desteklediğimiz anlamına gelmektedir.”
İsrail ayrıca geçtiğimiz 48 saat içerisinde Beşar Esed rejiminin devrildiği Suriye'de 250 hava saldırısı düzenledi.
Suriyeli muhalifler 27 Kasım'da başlattıkları operasyonla kısa sürede Suriye'nin en büyük ikinci kenti Halep'i ele geçirmiş, iki hafta içinde de başkent Şam'ın kontrolünü ele geçirmiş ve Beşar Esed Rusya'ya kaçmıştı.
Biden yönetimi durumu yakından izleyeceklerini belirtirken, muhaliflerin saldırısına öncülük eden Tahriru'ş Şam Heyeti'nin (HTŞ) ABD tarafından "terör örgütü" olarak tanımlanan bir grup olduğunu vurguladı.
Pazar günü ABD'li yetkililer tarafından bilgilendirilen üst düzey bir Arap yetkili Middle East Eye'a yaptığı açıklamada ABD'nin HTŞ lideri Ahmed el Şara'nın, daha çok bilinen adıyla Ebu Muhammed el Cevlani'nin başına konan 10 milyon dolarlık ödülü kaldırma konusunu görüştüğünü söyledi.
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye