Suudi Arabistan'ın en üst düzey diplomatı Perşembe günü, on yıllardır süren uluslararası çabaların başarısızlıkla sonuçlanması ve bölgenin savaşın eşiğine gelmesinin ardından, "Filistin devletinin kurulması ve iki devletli bir çözümün uygulanması için destek toplamak amacıyla" yeni bir girişim başlatıldığını duyurdu.
İki devletli çözümün uygulanması için Küresel İttifak, Prens Faysal bin Ferhan'ın Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Norveç'in de yer aldığı bir toplantıda yaptığı konuşma sırasında açıklandı.
Prens Faysal ilk toplantının Riyad'da yapılacağını söyledi. AB Dışişleri Şefi Josep Borrell de ilk takip toplantılarının Riyad ve Brüksel'de yapılacağını söyledi.
Prens Faysal bu girişimin Arap ve Avrupalıların ortak çabası olduğunu da sözlerine ekledi.
Faysal, “Adil ve kapsamlı bir barış için güvenilir ve kararlı bir plan ortaya koymak üzere her türlü çabayı göstereceğiz” dedi.
Prens Faysal ayrıca Gazze'deki İsrail katliamlarına değindiği açıklamalarında, meşru müdafaa hakkının on binlerce sivilin öldürülmesini, zorla yerinden edilmeyi, açlığın bir savaş aracı olarak kullanılmasını ve cinsel şiddeti de içeren sistematik işkenceyi ve İsrail ordusunun belgelenmiş diğer suçlarını haklı çıkarmayacağını vurguladı.
Suudi Arabistan, 1967 sınırlarına referans alan ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmadan İsrail ile diplomatik ilişki kurmayacağını dile getiriyor.
Ancak İsrail bunu kabul etmeye yanaşmıyor ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti de bu yönde bir taahhütte bulunmayı sürekli olarak reddediyor.
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman geçtiğimiz hafta Riyad'ın Filistin devleti olmadan İsrail'i tanımayacağını söyledi ve Filistin halkına karşı işlenen suçları şiddetle kınadı.
Bin Selman, Şura Konseyi'nde yaptığı konuşmada “Krallık, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik yorulmak bilmeyen çalışmalarını durdurmayacak ve Krallığın bu olmadan İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmayacağını teyit ediyoruz” dedi.
Ancak uzmanların büyük bir kısmı Suudi Arabistan'ın Gazze konusunda oluşan kamuoyu hassasiyetini göz önüne alarak bu tür bir strateji benimsediği görüşünde. Zira 7 Ekim öncesi süreçte Suudi Arabistan İsrail ile normalleşme anlaşması imzalamanın eşiğine gelmişti.
Ancak 7 Ekim saldırıları ve sonrasında İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali Suudilerin amaçlarına ulaşmada strateji değişikliği yapmalarına neden oldu.
Kaynak: Mepa News, Al Arabiya