Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Keşmir konusunda Hindistan'ın yanında yer alması özellikle Pakistan'da tepkilere yol açtı.
İki Körfez ülkesinin, olumlu ilişkilere sahip oldukları Pakistan'a değil Hindistan'a destek çıkması akıllara soru işaretlerini getirdi.
İki ülke son yıllarda artan şekilde İslam dünyasının geri kalanında tepkilere yol açacak davranışlar sergiliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın bölgesel ve küresel çaptaki faaliyetleri kamuoyunda tepki topluyor. Öyle ki özellikle bu iki ülkenin yönetimleri "Arap rejimleri dünyanın en güçlü İslamofobikleri" şeklinde dahi nitelendiriliyor.
Körfez'in Pakistan çıkartması
Eylül ayı başında Suudi Arabistan ve BAE dışişleri bakanları, Adil el Cubeyr ve Abdullah biz Zayid en Nehyan Pakistan'ın başkenti İslamabad'a gitti.
Pakistan Başbakanı İmran Han, Genelkurmay Başkanı Kamer Cavid Becva ve Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile görüşen ikili, Hindistan'a karşı sert ifadeler kullanmaktan kaçındı.
Pakistan ile yakın ilişkileri bulunan iki devlet, Hindistan'ın Keşmir'i ilhak kararıyla artan tansiyonda Pakistan'ın yanında yer alıyor görünmekten uzak bir tutum sergiledi.
"Keşmir Hindistan'ın iç meselesi"
Suudi Arabistan, Hindistan'ın Keşmir kararından 'endişeli' olduklarını açıklamakla yetindi.
BAE ise açık bir şekilde Hindistan yanlısı bir tutum izledi.
BAE'nin Hindistan Büyükelçisi Ahmed el Benna, söz konusu kararı Hindistan'ın bir iç meselesi olarak gördüklerini belirterek, kararı desteklediklerini ifade etti.
Öte yandan, kararın ardından BAE'ye giden Hindistan Başbakanı Narendra Modi'ye ödül verildi.
Modi, BAE'ye yaptığı ziyarette ülkenin en üst düzey sivil nişanına layık görüldü.
BAE veliaht prensi Muhammed bin Zayid en Nehyan, Modi'ye "Zayid Liyakat Nişanı" verdi.
Kuveyt, Umman, Katar ve Bahreyn de Keşmir'e dair ciddi bir açıklama yapmadı.
Körfez ve Hindistan arası ekonomik ilişkiler
Körfez'in tavrının arkasında yatan en büyük sebeplerden biri şüphesiz karşılıklı ekonomik çıkarlar.
Hindistan ve Körfez arasındaki yıllık ticaret hacmi 100 milyar doları buluyor. Aynı zamanda milyonlarca Hint işçi, Körfez ülkelerinin ekonomisinin can damarlarından birini teşkil ediyor.
Yeni Delhi merkezli "Observer Research Foundation" araştırmacılarından Manoj Joshi, Körfez'in Hindistan'a uzun vadeli bir ticari ortak ve büyük bir pazar imkanı olarak baktığını vurguluyor.
Son dönemde Suudi Arabistan ve BAE, Hindistan'da milyarlarca dolar değerinde yatırımlar gerçekleştirdi. Birçok yatırım için de halen görüşmeler yürütülüyor.
Keşmir konusunda Hindistan'a karşı alınacak bir tavrın yahut kullanılacak sert ifadelerin, Hindistan ile ekonomik ilişkilere darbe vurması kaçınılmaz.
Pakistan oldukça küçük ölçekli bir ticari ortak
Hindistan ile kıyaslandığında Pakistan ise oldukça küçük çaplı bir ortak olarak kalıyor.
Suudi Arabistan'ın Hindistan ile ticaret hacmi 28 milyar dolar iken, Pakistan ile ticaret hacmi 3.7 milyar dolar.
BAE'nin Hindistan ile ticaret hacmi 55 milyar dolar iken, Pakistan ile ticaret hacmi 8 milyar dolar.
Bu da Körfez gözünde Pakistan'ı daha kolay vazgeçilebilir bir dost haline getiriyor.
Pakistanlı bir siyasi analist olan Müşerref Zaidi, Hindistan'ın Körfez İşbirliği Konseyi ile ilişkilerini vurguluyor. Zaidi'ye göre Pakistan'ın Körfez'den bir tepki umması gerçekçi değil. Zira Körfez'in, Hindistan ile ekonomik ilişkilerini riske etmeyi göze alması mümkün değil.
Hint siyasi analist Joshi, Körfez'in Keşmir'e bakışının "İslami bir dayanışma perspektifinde olmadığını şu ifadelerle özetliyor: "Eğer konu sadece İslami bir mesele olsaydı, Körfez ülkeleri Sincan konusuna dair güçlü bir duruş sergilerdi ancak bunu da yapmadılar."
Keşmir'de ne olmuştu?
İktidardaki Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (BJP), seçim vaadi olarak sunduğu Keşmir'in özel statüsünü kaldırma kararını 5 Ağustos'ta uygulamıştı. Bu kapsamda, anayasanın Keşmir'e özel statü veren 370 ve 35A maddeleri kaldırılmıştı.
Yürürlükten kaldırılan maddelerle Keşmir dışındaki Hindistanlıların bölgede yerleşmesi, mülk satın alması, yerel hükümete memurluk yapması ve bölgede akademisyenlik yapması yasaklanıyordu.
Aynı zamanda bu maddeler bölge yönetiminin çoğu meselede kendi kanunlarını çıkarabilmesini sağlıyordu.
Keşmir'in demografisini ve siyasi yapısını koruyan maddelerin ortadan kalkmasının ardından, bölgeyi en hafif ihtimalle bir demografik kriz beklediği ifade ediliyordu.
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera