Tacikistan’daki militan hareketlilik dış güçleri ülkeye çekebilir

Stratfor

Tacikistan-Özbekistan sınırı yakınlarındaki Rudaki kentindeki bir karakola 6 Kasım'da yapılan saldırıda bir polis memuru, bir sınır muhafızı ve 15 militan olmak üzere toplam 17 kişinin öldüğü rapor edilmişti ancak üç gün sonra yapılan açıklamalarda ilk anda belirtilenlerin haricinde beş güvenlik memurunun daha öldüğü ortaya çıktı.

Yetkili kurum, hadise ile bağlantısı olduğu düşünülen dört kişiyi gözaltına aldı. Hükümet tarafından yapılan açıklamada saldırıyı yapanların IŞİD üyesi olduğu ve Tacikistan’a Afganistan üzerinden geçtiği iddia edildi. IŞİD’in sosyal medya kanalları 9 Kasım tarihinde saldırıyı Tacikistan kolunun gerçekleştirdiğini açıklayıp olayı üstlendi ancak bu bağımsız kaynaklar tarafından henüz teyit edilmedi.

Saldırı zincirinin son halkası

Bu saldırı, Tacikistan sınırları içinde gerçekleşen bir dizi saldırının en son halkası oldu. IŞİD, 2018’in Temmuz ayında yabancı uyruklu bisikletçilere düzenlenen saldırı ile aynı yılın Kasım ayında ve geçtiğimiz Mayıs ayında çıkan ölümcül hapishane isyanlarını üstlenmişti. Bu hadiselerin arkasında gerçekten de IŞİD’in olup olmadığı hala belirsizliğini korumaktadır zira saldırganların kimlikleri henüz açıklanmadı ve çıkan bazı haberler saldırıyı düzenleyenlerin Tacikistan’ın kuzey kesimindeki Sogd ili halkı olduğunu iddia etti.

Tacik hükümetinin geçmişte militan kaynaklı tehditleri abarttığı ve IŞİD bahanesini öne sürerek yerel halka hükmünü dayatmak için sert müdahalelerde bulunduğu bilinen bir gerçektir. Ancak eğer hükümet bu sefer haklıysa Tacikistan’ın Afganistan ile olan uzun sınırından sızan milislerin oluşturduğu tehdit büyümüş demektir.

Rudaki’deki karakol saldırısı Tacikistan’ın karşı karşıya olduğu çeşitli kaynaklardan doğan inatçı milis hareketlerinin oluşturduğu tehdidin altını çizmektedir. Özellikle ABD’nin Afganistan’daki kuvvetlerinin sayısı kademeli olarak azalttığı şu dönemde bu güvenlik zaafı bölgedeki dış güçler için bir endişe kaynağı olmaktadır. Mevzubahis dış güçlerin başında ise Tacikistan sınırları içinde 7 bin askeri bulunan ve Afganistan’ın kuzeyinden ülkeye sıçrayan milis hareketlilikten rahatsız olduğunu daha önce de belirten Rusya bulunmaktadır.

Hali hazırda sıkıntılı bir durumda olan Doğu Türkistan’ın bu hareketlilikten etkilenebileceğinden korkan Çin de Orta Asya’daki güvenlik çemberinde daha etkin rol almaya başladı. Çin’in de Rusya ile benzer şekilde Tacikistan’ın Afganistan’daki Vahan koridoruna sınırı olan bölgelerinde askeri bir varlığı mevcuttur. Afganistan’dan kuvvetlerini çekme niyetini açıkça göstermesine rağmen ABD de Orta Asya’daki anti-terör ve uyuşturucu madde operasyonlarında hala aktif rol oynamaya devam etmektedir. Her üç ülkenin de Tacikistan’daki milis hareketliliğin engellenmesi veya en azından kısıtlanması hususunda ortak çıkarları olması rağmen bu üç aktörden birinin diğerlerine danışmadan bölgedeki güvenlik faaliyetlerini artırmak istemesi halinde tansiyonun yükselmesi kaçınılmazdır.

Nelere dikkat etmek gerek?

Saldırganlara dair detaylar:

Saldırıyı gerçekleştirenlerin kimliklerinin detayları ortaya çıktığında kimlerle bağlantıları olduğu, IŞİD veya diğer başka uluslararası milis gruplar ile bir alakalarının gerçekten de olup olmadığı da belli olacaktır. IŞİD ile bağlantıların tespit edilmesi halinde Tacikistan’da bir uluslararası milis hareketi tehdidinin varlığı kesinleşecektir. Bu olasılığın gerçekleşmesi halinde Tacikistan’ın iç güvenlik ve siyasi dinamikleri nedeniyle, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından yaşanan iç savaştan kalma husumetin hala devam ettiği bölgelerde devam eden zulümlerin yol açtığı yerel milis hareketlerin pabucu dama atılacaktır. Eğer IŞİD’in saldırıdan sorumlu olduğu kesinleşirse dış güçler bölgede bir reaksiyon göstermek için daha istekli olacağı gibi Tacikistan hükümeti de buna izin vermeye meyilli olacaktır. Saldırıyı IŞİD’in gerçekleştirdiğine dair daha fazla delile ulaşılması ve örgütün Tacikistan’da daha fazla saldırı düzenlemek için planı olup olmadığına işaret eden izlerin takip edilmesi de dikkat edilmesi gereken hususlar arasındadır.

Tacikistan’ın bir sonraki hamlesi: Tacik güvenlik güçleri geçmişte böyle saldırılara cevaben özellikle muhalif seslerin çok çıktığı Rasht Vadisi ve ülkenin doğusundaki  Dağlık Badahşan Özerk bölgesinde askeri operasyonlar ve güvenlik taramaları icra etmiştir. Bu tür baskıcı girişimlerin gerek cihat yanlıları gerekse de siyasi nedenlerle baş kaldıran militanlardan müteşekkil muhalif cepheden daha ağır bir tepkiye yol açarak güvenlik güçleri ile daha fazla sayıda çatışmalar yaşanıp yaşanmayacağı da dikkatle takip edilmelidir. Bu olursa ülkedeki istikrarsızlık daha da büyür ve dış müdahale daha olası bir hale gelir. Tacik hükümeti Afganistan sınırından gelen tehditle direkt olarak başa çıkamayacağı algısına düşerse dış müdahalelere müsaade etmeye meyilli olacaktır.

Rusya ve diğer dış güçlerin pozisyonu: Rusya’nın saldırıya cevaben nasıl bir karşılık vereceği, sadece ülkedeki tatbikatları artırmakla mı yetineceği veya ülkeye daha fazla askeri ekipman ve asker mi sevk edeceği de merak konusudur. Karakol saldırısının ertesi günü Rusya’nın Tacikistan’daki 201. askeri üssünde konuşlu anti-terör birlikleri bir tatbikat gerçekleştirmişti. Senaryo gereği, Duşanbe’deki garnizon içindeki askeri hastane ve bir kontrol noktasını ele geçirme girişimine müdahale edildi. Rusya yakın dönemde ülkedeki askerlerinin Tacikistan-Afganistan sınırına dönmesi için taleplerde bulunmuş ancak Tacik hükümeti bu taleplere direnmeyi tercih etmişti. Tehdit seviyesinin artması halinde Tacikistan Rusya’nın bu taleplerine boyun eğecektir. Bu tür milis saldırıların sıklığı ve yoğunluğu artarsa Rusya’nın güvenlik hususunda ülkedeki müdahalesinin şiddetinin artmasının yanı sıra ABD ve Çin de aynını yapacağı için bu güçler arasındaki rekabetin dozu da yükselecektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.