Afganistan'da Taliban ile ABD arasında sahadaki çatışmalara dair yapılan karşılıklı açıklamalarla gerginlik arttı.
Son süreçte Afganistan'da yaşanan karşılıklı çatışmalar ve söylemler taraflar arasında tansiyonu üst noktalara taşıdı.
Gerginlik, Taliban'ın Afganistan'ın güneyindeki Hilmend ilinde başlattığı harekat sonrası tırmanışa geçti.
Taliban'ın Hilmend saldırısı
Taliban 11-12 Ekim tarihlerinde Hilmend ilindeki hükümet güçlerine yönelik geniş çaplı bir taarruz başlattı.
Hilmend ili Germsir, Neva, Mercah, Nad Ali, Nehri Sirac, Girişk ve Leşkergah ilçeleri ile Kandahar ilinin Meyvend ilçesinde yaklaşık 7 bin kilometrekare alanda başlatılan saldırılarda Taliban büyük ilerleme kaydetti.
Saldırıların amacı, Kabil hükümetinin son dönemde Taliban'ın saldırıları azaltmasından istifade ederek ilerlediği bölgeleri geri almaktı.
Bu kapsamda Taliban, kaybettiği bölgeleri ve daha fazlasını kontrol altına alarak, Hilmend kırsalında hakimiyetini büyük oranda pekiştirdi.
Ancak Hilmend taarruzu diplomasi arenasında tepkileri tetikledi.
ABD'nin müdahalesi
Hilmend çatışmalarında ABD, Taliban ile 29 Şubat'ta imzaladığı Doha Anlaşması'ndan bu yana sahada en kapsamlı askeri hamlelerini gerçekleştirdi.
ABD savaş uçakları uzun bir süre boyunca Hilmend'de çatışmaların sürdüğü geniş alanda bombardıman düzenledi.
Bu bombardımanlarda Taliban güçlerinin yanı sıra siviller de hedef alındı. Özellikle Kabil hükümetinin çekildiği askeri üslerden hurda toplayan sivillerden hayatını kaybedenler oldu.
Taliban'dan ABD'ye karşı sert açıklama
Bunun üzerine Taliban geçtiğimiz gün ABD'yi hedef alan sert bir açıklama yayınladı.
Taliban Sözcüsü Kari Yusuf Ahmedi imzasıyla yayınlanan açıklamada, ABD'nin Doha Anlaşması'nı açıkça ihlal ettiği, ağır hava saldırıları düzenlediği, Hilmend'in yanı sıra diğer bölgelerde de saldırıların sürdüğü ifade edildi.
Taliban, ABD ile imzaladıkları anlaşma hükümlerinin açık olduğu ancak ABD tarafının bu hükümleri birçok defa ihlal ettiğini vurguladı.
Taliban, ABD'nin böylesi ihlallerinin devam etmesinden doğacak sonuçların sorumluluğunun tamamen ABD'ye ait olduğunu vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus ise, Taliban'ın iddialarını kabul etmediklerini açıkladı.
Barış süreci bitiyor mu?
Karşılıklı açıklamalarda atmosfer gerilirken, bu durum akıllara "Barış süreci bitiyor mu?" sorusunu getirdi.
Afganistan'da barış görüşmelerinin doğurduğu atmosfer 2020 yılı başından itibaren büyük ölçüde devam ediyordu. Ancak Taliban ile ABD arasındaki restleşmelerin masadan sahaya yansıması olasılığı, barış sürecinin sekteye uğraması anlamına geliyor.
ABD'nin anlaşmaya yönelik ihlallerinin sürmesi halinde Taliban'ın ABD güçlerine yönelik saldırılar düzenleyebileceği ifade ediliyor. Bu durumda Afganistan'da Taliban ile ABD arasındaki barış süreci büyük ölçüde sona ermiş olacak.
ABD Başkanlık seçimlerinden çıkan sonucun da sahada belirleyici olacağı tahmin ediliyor. Mevcut Donald Trump yönetiminin kaybetmesi halinde başa gelecek olan Joe Biden'ın, Afganistan'dan çekilme konusunda farklı hareket edebileceği düşünülüyor. Bölge kaynakları, Biden'ın kazanması halinde Afganistan'da yabancı güçlerle Taliban arasındaki çatışmalar yeniden başlayabileceği görüşünde.
Kaynak: Mepa News