Son 15 senedir, Amerikalı siyasetçiler, askeri liderler ve haberciler Taliban'ın "yorulduğunu", "çaresiz durumda olduğunu", "savaş yorgunu olduklarını" iddia ettiler. Taliban'ın, Birleşmiş Milletler'e göre, şiddetin dozunu rekor seviyeye taşımasına rağmen.
Bu gerçek, Başkan Donald Trump'ı, bu yorgun söyleme eklemede bulunmasına engel olmadı. Trump, 18 Eylül'de bu uydurma haberi tekrarladı.
Reuters'a göre "Taliban ile çok iyi baş ediyoruz" diyen Trump, şunları da ekledi: "Onlar çok zorlu, çok akıllı ve çok haşinler. Ancak biliyorsunuz ki 19 sene oldu ve doğruyu söylemek gerekirse onlar bile savaşmaktan yoruldular."
Bu son cümledeki "bile" ifadesi, Afganistan'da tükenen tarafın bizatihi ABD olduğunun itirafı niteliğinde. Trump umutsuzluk nedeniyle Afganistan'ı terk etme konusunda o kadar istekli ki, Taliban'ı meşrulaştıran ve Afgan hükümetini gayrımeşru hale getiren bir barış anlaşması imzaladı. Bu anlaşma Taliban'ı da, 11 Eylül öncesinde ve sonrasında barındırmasına rağmen akladı.
Trump'ın "Taliban'ın yorulduğuna" dair açıklaması yeni bir durum değil. Aynı şeyi 2019 yılının Şubat ayında ve daha sonra 2020 yılının Şubat ayında da söylemişti.
Ancak Trump, yalnızca Taliban'ın savaşmaktan yorulduğuna dair eskiden kalan söylemi tekrar ediyor.
2004'ten bu yana devam eden söylem
Taliban'ın yorulduğuna dair haberler 2004'e dek uzanıyor. Bu tarihte Christian Science Monitor, Taliban'ın eski İçişleri Bakanı Hacı Molla Abdussamed Haksar'dan bir ifade aktarmıştır. Haksar, yerel ve sıradan Taliban savaşçılarının çoğunun savaştan yorulduğunu, ülkeye gelip barış içerisinde yaşamak istediklerini öne sürmüştü. Bir sene içerisinde Taliban direnişini yeniden canlandırdı ve Afganistan'ın güney ve doğu kesimlerinde geniş bölgeleri kontrol altına almaya başladı.
Taliban'ın yükselişinin zirvesi olan 2011 yılında, ABD ülkenin büyük bölümlerini kontrol eden Taliban ile savaşmak için Afganistan'a 100 bin ek asker gönderdiğinde, The Guardian, Taliban'ın da Batı'nın da yorulduğunu, iki tarafın da çözüm istediğini ifade etmişti.
2011 yılının Haziran ayında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Taliban'ın ivmesini kırdıklarını söylemişti.
Başkan Barack Obama da 2012 yılında yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Clinton'ı tekrarlamış, Taliban'ın ivmesinin kırıldığını söylemişti.
2012 yılının Eylül ayında ABD Savunma Bakanı Leon Panettai Afgan güvenlik güçlerinin koalisyon birliklerini öldürdüğü 'yeşil maviye karşı saldırılarının', "Taliban'ın son çırpınışlarının kanıtı olduğunu" iddia etmişti.
"Parti kuracaklar" iddiası
2013 yılında Russia Today Taliban'ın savaş yorgunu olduğunu ve bir siyasi parti kurmaya hazırlandığını söylüyordu. Taliban daha önce açıkça, seçimlerin ve Batılı tarzda bir yönetimin İslam'da yasak olduğunu belirtmişti. Sözde Afganistan uzmanı Raşid Veziri, Taliban'ın savaştan yorulduğunu ve eğer siyasi bir hareket başlatırlarsa bunun doğru yönde bir adım olacağını ifade etmişti.
O dönem Afganistan'daki NATO ve ABD güçlerini komuta eden General John Campbell, 2015 yılının Mayıs ayında tükenmekte olan, barışa hazır bir Taliban'dan bahsetmişti. Sputnik'ten:
"Campbell kaynakların tükenmesi, liderlikten, destekten ve finansmandan yoksunluk gibi sebeplerin, Taliban'ın zayıflamasına ve savaş sahasında çatırdamasına yol açtığını ifade etti.
Campbell Taliban'ın 14 yıldır savaşmaktan yorulduğunu ve kendi hayatlarına dönmek istediğini belirtti. Bu şekilde Afgan hükümetiyle barış yapmaya istekli ve hazır olacaklarını söyledi."
Taliban sadece bu zirve noktada biraz bekledi, ivmesini yeniden kazandı ve sözde savaş yorgunluğunu, son çırpınışlarını, çatırdamasını, liderlikten ve kaynaklardan yoksunluğunu atlattı. 2015 ile beraber Taliban ülkedeki birçok ilçeyi kontrol altına almaya başladı. Campbell'in Sputnik ile röportajından aylar sonra, 'tükenen' Taliban Kunduz şehrini ele geçirdi. ABD güçleri müdahil olmak zorunda kalıncaya dek şehri 2 ay elinde tuttu.
Taliban savaş yorgunu mu?
Bir yıl sonra, muhtemelen ABD askerlerini de öldürmüş olduğunu kabul eden bir Taliban komutanı, Washington Post'a "Taliban'ın yorulduğunu ve eğer Afgan hükümeti maaş bağlar ve iş imkanı sağlarsa hükümete katılacaklarını" söyledi. ABD binlerce Taliban mensubuna savaşmayı bırakmaları için para ödemeyi denedi. Çoğusu parayı alıp daha sonra yeniden Taliban'a katılırken bu çabalar başarısızlıkla sonuçlandı. 2016'nın sonlarında, 'yorgun' Taliban yeniden Kunduz şehrini ele geçirdi.
2018 yılında Pentagon Sözcüsü Dana W. White Taliban'ı çaresiz olarak tanımladı. Bunun sebebi olarak da, herhangi bir delil ileri sürmeden, Taliban'ın 'alan kaybediyor olmasını' gösterdi. Ek olarak White, geçtiğimiz yıldan itibaren işlerin doğru yolda gittiğini belirtti. White, bu sezgisini iki hafta sonra yeniden tekrarladı. White'ın bu muzaffer açıklamaları arasındaki iki haftada, Taliban Ferah şehrini ele geçirdi. 2018 yılı boyunca Taliban yavaş bir şekilde ancak kesinlikle alan kazanarak ilerlemeye devam etti.
Taliban, Taliban'ın yorulduğuna dair bu masalı tekrar edip durma konusunda yalnız değil. Tarihin gösterdiği üzere, yorulan tek şey bu söylem. Taliban ise, gerçekleşmesi olanaksız bu söylemler karşısında kendisinin dirençli olduğunu gösterdi. Kendisinin tükendiğine dair bu çok sayıda tahmini de umursamadı.
Tercüme: Mepa News