İsrail'in kurulmasını takiben Arap devletleri ile İsrail arasında gerçekleşen savaşlarda Araplar açısından belki de en büyük mağlubiyet Altı Gün Savaşı'nda yaşandı. 5 Haziran 1967 tarihinde başlayan savaş yalnızca 6 gün sürdü.
Bu süre zarfında zafer kazanan taraf, sayısal üstünlüğü elinde bulunduran Arap devletleri değil, genç İsrail devletiydi. 6 gün süren savaşta İsrail sınırlarını neredeyse üçe katladı ve bölgede kalıcı olarak görülmeye başlandı.
Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Suriye'den Golan Tepeleri'ni ve Filistin'in Gazze Şeridi ile Batı Şeria topraklarını alan İsrail, bölgede kalıcı bir unsur haline geldi ve Filistin krizi derinleşti.
Kudüs, o dönem hiçbir devlet tanımasa da İsrail tarafından ebedi ve bölünmez başkent ilan edildi. Savaşın Arap dünyası açısından sonuçları ise daha derin ve yıkıcıydı.
Arap dünyasında Pan Arabizm düşüncesini yıkan savaş, İsrail'in bölgeden atılamayacağı kanaatini yaygınlaştırdı. Arap devletlerini birlikten uzaklaştırdı, bölge liderlerini İsrail ile anlaşmaya ve yönetici olarak konumlarını muhafaza etmek üzere İsrail ve ABD gibi devletlerle işbirliği yapmaya itti.
Altı Gün Savaşı sonrası Arap dünyasında oluşmaya başlayan hakim kanaat ve yöneticilerin tutumu, bugüne kadar devam eden huzursuzluklara ve halkların tepkisine yol açtı. 1967 yılından itibaren bölge halkları ile devletler arasında geri dönüşü zor bir ayrım oluşmaya başladı.
Kaynak: Mepa News