Kudüs'teki ABD Büyükelçiliği'nin açılışı, açıklandığı günden beri tartışmalara sebep oldu. Açılış haftasında en az 50 Filistinlinin İsrail askerleri tarafından öldürüldüğü şiddet olayları yaşandı. Bazı Hristiyan evanjelistlerin ise bu durumu sadece desteklediklerini değil kutladıklarını öğrenmek şaşırtıcı olabilir.
Pazartesi günü elçiliğin kutsanmasında dua eden Baptist Robert Jeffress, Trump'ı, "Tanrım, özellikle konu İsrail olduğu zaman senin doğru yolunda olan birisi" diyerek kutsamıştı.
Jeffress’in duaları sadece bağnaz arka planı nedeniyle rahatsızlık vermedi. Bu sözler ile, Kudüs'teki bir büyükelçilik kurumunun kozmik ölçekte şiddet ve yıkım getireceğine inanan özel bir Hristiyan teolojisinin içine iyice batmış oldular. "Premillennial dispensivistler" olarak bilinen evanjelistlerin bu alt kümesi, elçiliğin açılmasını İncil'in son bölümündeki kehanetlerin (Apokalips) gerçekleşmesi için önemli ve gerekli bir adım olarak yorumlar.
Apokalips genel olarak dünyanın sonu, hesap günü, geçici hayatın sona ermesi, Mesih'in gelişi ve sonsuz hayatın yani diğer taraftaki hayatın başlaması olarak bilinir.
İncil'deki pek çok metinde bu olay hesap gününün gelişi veya "Rabb'in Günü" olarak geçse de, bu inancın temel kaynağı Yeni Ahit'in son kısmı olan Vahiy Kitabı'dır. Çoğu kez yanlışlıkla Yuhanna İncili'nin yazarına atfedilen Vahiy Kitabı, kodlanmış semboller ve gelecekle ilgili kehanetlerle dolu eski bir "kıyamet edebiyatı" türü örneğidir. Vahiy Kitabı'nın, Roma İmparatoru Domitian döneminde 1. yüzyılın sonlarında yazıldığı düşünülüyor. Fakat sembolik olarak kodlanmış kehanetlerle yazıldığı için, Hıristiyanlar Vahiy Kitabı'nı yazıldığından beri dünyanın sonu için bir zaman çizelgesi olarak ele alıyorlardı.
İnsanlık tarihinin son dönemi, Son Yargı'dan önce, Mesih'in 1000 yıl hüküm sürdüğü dönem olan “bin yıllık krallık” olarak adlandırılır. Bu dönem Vahiy Kitabı'nda 20: 1-8'de anlatılmıştır ve bazı erken dönem Hristiyanları da, son bir felaketten önce bir dünya egemenliğin gerçekleşeceği görüşüne inanmışlardır.
Bu püriten Hristiyanların Jeffress gibi teolojik mirasçıları, Vahiy Kitabı'nın dünyanın sonu ile ilgili bir şablon sunduğuna inanan evanjelistlerdir. Teolojilerinin temel bileşeni Hristiyanların daha fazla acı çekmekten kurtulacağı, çünkü son korku dönemi başlamadan önce "semaya yükseleceklerine" ya da cennete çekileceklerine inanmalarıdır. Diğer herkes acı çekecektir. Tüm bunlar saçma geliyorsa, 1990'larda yayınlanan ve 80 milyondan fazla satan kıyamet tarzı Left Behind serisini hatırlamakta fayda var.
Dünyanın sonuyla ilgili teoriler vaizden vaize, gruptan gruba değişebilir ancak Mesih'in dönüşü ile Kudüs'te Yahudi Tapınağının yeniden inşasını, Yahudi teokrasi-din devletinin tekrar kurulacağı inancını genel olarak paylaşıyorlar. Lancaster İlahiyat Fakültesi Profesörü ve "Yeni Ahit'te Kıyamet Edebiyatı" kitabının yazarı Dr. Greg Carey, The Daily Beast'e verdiği röportajında "Semaya yükselme öğretisi savunucuları dünyanın son zamanlarının İsrail ve Kudüs etrafında şekilleneceğini söylüyor." şeklinde konuştu.
Sorun şu ki, İsrail ya da özellikle Yahudiler için işler iyi gitmiyor. Carey, “İsrail Devletine sarsılmaz sadakatin” dünyanın son zamanlarında "İsrail ulusuna karşı uluslararası bir saldırı" beklentisi ile ilişkili olduğunu söylüyor. Tapınağın yeniden inşasının "son savaşa hazırlık" olduğunu söylüyor.
Problem şu ki yaşananlar bu inançlı Hıristiyanların küçük bir grubu için eğlenceli bir olay olsa da, diğer dinlerin üyeleri için adeta bir felaket. Carey, "Dünyanın sonu senaryosunda Kudüs ve etrafında yaşayan ve rehin tutulanlar için bunların hiç birisi iyi haberler değil. Yahudiler bu son büyük felaketin ganimetlerini toplarken Arap halkının çektiği acılar hafife alınıyor" diyor. Carey, Jeffress'in Yahudilerin kurtulması için Hristiyanlığa dönmeleri gerektiğini düşündüğünü söylüyor. Bu yüzden İsrail'e olan destek, Yahudilerin dini hakları için sarsılmaz bir destek olarak yanlış anlaşılmamalıdır; Evanjeliklere göre dünyanın sonu geldiğinde Yahudiler ya din değiştirmeli ya da ölmeliler.
Tarihin bu şekilde yorumlanmasına inanmayan Yahudiler için bu kehanetler yersiz görünebilir. Zaten, hiç inanmadığınız bir dinin teolojik hikayelerine göre gerçekleşecek bir soykırım olasılığından neden endişe duyasınız ki? Eğer Hristiyanlar sizin nihai bir yok oluşunuzla sonuçlanacak bir kehanet için size yatırım yapıyorsa, kimin umurunda? Ne de olsa evrensel olarak kabul edilmiş düzlemde seni tehdit eden somut düşmanlar var ve onlara karşı savunma yapmak daha çok endişe veren bir konu.
Kötü bir durum var. Peki bu Evanjelikler dünyanın son zamanlarını yaşadığımız konusunda ikna olurlarsa ne olacak?
Bazı insanlar yalnızca siyasi hamlelerine dinsel meşruiyet kazandırmıyor, aynı zamanda buna dayalı bir şiddetin doğmasına da neden oluyor. Bu ölçekteki şiddet, ahlaki olarak onlar için rahatsız edici değil: eğer dünya Tanrının ve şeytanın takipçileri olarak ikiye bölünürse şeytanı takip edenleri kurtarmak için hiçbir ahlaki zorunluluk yoktur. Vahiy Kitabı, Tanrıyı takip etmeyen herkesin -çocuklar dahil- yargılanmasını öngörüyor. Semaya yükselme inancına sahip Hristiyanlar kürtaja karşılar ancak kıyamet zamanı yaşayan çocukların kaderleri onlar için çok önemli değil.
İnsanlar kıyametin bir gün gerçekleşecek olmasından değil, bazı güçlü siyasi liderlerin kıyametin yaklaşıyor olduğunu düşünürlerse nasıl harekete geçeceklerinden ve bunun sonuçlarından endişe etmeliler.
Tercüme: Mepa News